Buraya dediğin gibi harbiden sıcak sos getirmeliler. | Open Subtitles | نحن يجب أن نحصل على بعضاً من الصلصة الحارة , في هذا الطعام . مثلما قلتِ |
Dediklerini yaptım ve aynı dediğin gibi tepki verdi. | Open Subtitles | لقد اتبعت تعليماتكِ ولقد تفاعلت مثلما قلتِ |
Senin de dediğin gibi aradığımız bir çok şey sandığımızdan daha yakınımızdadır. | Open Subtitles | ...مثلما قلتِ معظم الأشياء التي نبحث عنها... هي أقرب مما ندرك |
Yaptıklarının bedelini ödeyecek, aynen dediğin gibi. | Open Subtitles | سيدفع ثمن ما فعله، مثلما قلتِ تماماً |
Bu hikayenin sonu yok, tıpkı senin olacağını söylediğin gibi. | Open Subtitles | إنه طريق مسدود، مثلما قلتِ إنها ستكون تماماً. |
Tıpkı dediğin gibi geçen gece bir şey olmadı. | Open Subtitles | مثلما قلتِ لا شيء حدث تلك الليلة |
dediğin gibi, kimse bir şey görmedi. | Open Subtitles | مثلما قلتِ لا أحد رأى أي شيء- بما فيه- |
Senin de dediğin gibi, bana. | Open Subtitles | مثلما قلتِ,أنه لي. |
Tam kitabında dediğin gibi. | Open Subtitles | مثلما قلتِ في الكتاب |
Adam senin de dediğin gibi senin için gelmiş Siobhan. | Open Subtitles | -حسناً، كانت الرصاصة مقصودة لكِ ، (شيفون)، تماماً مثلما قلتِ أنّه سيكون. |
Ve tam da dediğin gibi gitti her şey. | Open Subtitles | وسار الامر مثلما قلتِ |
Aynen dediğin gibi. | Open Subtitles | مثلما قلتِ ........ |
Senin de dediğin gibi. | Open Subtitles | مثلما قلتِ... كانت... |
Aynı senin dediğin gibi. | Open Subtitles | مثلما قلتِ. |
Masandaki alarmı kurdum anahtarı da hayvan bakıcısına verdim bana söylediğin gibi. | Open Subtitles | لقد ضبطت المنبه في شقتكِ, واعطيت المفاتيح لأختكِ مثلما قلتِ لي |
- Onu yendim, tıpkı yapabileceğimi söylediğin gibi. | Open Subtitles | أنا هزمتهم، مثلما قلتِ أني قادرة تمامًا |