20'li yaşlarındaki Alex ve benim için zamandan bol bir şey yoktu. | TED | فالأشخاص الذين هم في العشرينيات مثلي و مثل ألكس ليس لديهم شيء غير الوقت. |
Musa Musevi'ydi, ama İsa, Musevi değildi, tıpkı senin ve benim gibi. | Open Subtitles | موسي كان عبرانياً ولكن يسوع كان ودوداً مثلي و مثلك |
Okulda olsaydım bu teorilere gülerdim, ama şimdi onların en az senin ve benim kadar gerçek olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | لو كان هذا بعد تخرجي من الجامعة.. كنت سأضحك كثيرا أما الآن أعرف أنهم حقيقة مثلي و مثلك |
Tıpkı benim gibi hastalanan gerçek insanlarla biraz zaman geçir. | Open Subtitles | اقضي وقتاً مع الناس الحقيقيين مثلي و ستجدين أنهم يمرضون |
Yani, senin, benim gibi insanların, hata yapabileceğini kabul etmiyor. | Open Subtitles | أقصد, أنهن لا يفهمن الأشخاص مثلي و مثلك, نحن نخفق |
Galiba onlar ben ve Shifty gibi kendilerinden yaşlı olanları etkilemeye çalışıyorlardı. | Open Subtitles | اظنهم كانوا يحاولون ان ينالوا اعجاب الاكبر منهم مثلي و مثل "شيفتي" |
Hayatın Tadını asıI çıkaranlar sen ve ben gibi olanlar. | Open Subtitles | إن أشخاصاً مثلي و مثلك يحصلون على المتعة كلها |
Şey,"düşük-gizli ket vurma" sorunu olan insanlar günlük şeyleri sizin ve benim gördüğüm şekilde görürler. | Open Subtitles | حسناً، من يعانون من هذا المرض يرون الأشياء التي تحدث كل يوم مثلي و مثلك |
Sizin ve benim gibi insanlara yardım etmek için çalışıyorlar... | Open Subtitles | و التي أنشئت من قبلهم لكي تساعد أناساً مثلي و مثلكم |
Senin ve benim gibi insanların bunu yapabileceğinin işareti. | Open Subtitles | هذا علامة أن الأشخاص مثلي . . و مثلكِ يمكنهم القيام بهذا |
Ama sen ve benim gibileri, gerekeni biliyor. | Open Subtitles | , لكن الرجال مثلي و مثلك نعرف ما هو ضروري |
İnsanlara ne yaparlarsa yapsınlar sen ve benim gibi hainlere yaptıklarıyla kıyaslanmaz. | Open Subtitles | أيّاً يكن ما سيفعلونه بالبشر، فهو لا يقارن بما سيفعلوه للخائنين مثلي و مثلك |
Sizin ve benim gibi modern insanlar ancak 200,00 yıl sonra ortaya çıktı. | Open Subtitles | الأنسان الحديث ، مثلي و مثلك بالكاد ظهرنا منذ 200 ألف سنة |
Ama senin ve benim gibilerin terapiye ihtiyacı var. | Open Subtitles | و لكن أشخاص مثلي و مثلك بحاجه إلى العلاج النفسي |
Önem verdiğin insanlara yalan söylemeye başlarsın bu onların güvenini bitirir, ve böyle olunca sonun Arroyo ve benim gibi olur. | Open Subtitles | أنك بدأت الكذب لِأسرتك التي ترعاك أنهُ يُحطم ثقتهم و عندما يحدث ذلك ينتهي بك الأمر مثلي و ارويو |
Sizin ve benim gibi insanların iyi yanı nedir biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلم ما الشيء الجميل حول أشخاص مثلي و مثلك، سيد (فلينت)؟ |
benim gibi bir kızı ilk defa gördüğünü söyleyip peşime düştün. | Open Subtitles | قلتَ أنكَ لم تلتقِ أبداً بفتاةٍ مثلي و استمريت باللحاق بي |
Şunu söylemem lazım, bu ancak benim gibi bir araştırma mühendisinin uyduracağı bir şeydir iyi aletler dizayn eden gerçek bir tasarımcının değil. | TED | أقول لكم هذا: هذا شيء يخترعه مهندس أبحاث مثلي و ليس مصمم حقيقي لمعدات جيدة |
Özellikle benim gibi güzel ve sarı saçlı ise. | Open Subtitles | بالأخص إذا كانت جميلة مثلي و شعرها أشقر مثل شعري |
Sanırım kıyamet günü geldiğinde ben ve sen gibiler, hep beraber cehenneme doğru gidecekmişiz. | Open Subtitles | أعتقد أنه عند نهاية العالم الأشخاص اللذين مثلي و مثلك سيذهبون الي الجحيم |
Sen, ben ve buradaki İtalyan arkadaşımız gibi yalnız insanlar için bu çok üzücü. | Open Subtitles | إنها مخصصة للعزاب التعساء مثلي و مثلك و مثل صديقنا الإيطالي هذا |
Normal bir şekilde nefes alıp veriyor, Dawn Neredeyse 24 saat oldu, sen ve ben gibi nefes alıp veriyor | Open Subtitles | إنه يتنفس بشكل طبيعي يا (دون) لقد مضت 24 ساعة تقريباً و هو يتنفس مثلي و مثلك |
Normal vücut ısısı 35,6 derecedir. Senin, benim gibi 37 derece değildir. | Open Subtitles | درجة حرارتها العادية 96.2 ليست 98.6 مثلي و مثلك |