ويكيبيديا

    "مثل ذلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • öyle bir
        
    • böyle bir
        
    • Onun gibi
        
    • bu şekilde
        
    • Böyle mi
        
    • buna benzer
        
    • de böyle
        
    • gibi mi
        
    • bunun gibi
        
    • Tıpkı
        
    • Bu tarz
        
    Bir tür çarşı filozofu ya da öyle bir şey mi? Open Subtitles من نوع فلاسفة السوق الغير متقنين للفلسفة او شيئاً مثل ذلك
    Sadece bir geri zekâlı cenaze evine öyle bir t-shirt ile gelirdi. Open Subtitles الأحمق فقط كان ليرتدي قميصاً مثل ذلك للذهاب إلى منزل فيه حِداد
    böyle bir yerde çalışmak da çok canımızı sıkmıyor tabii ki. TED ،وأن القيام بهذا في مثل ذلك المكان لن يتسبب في أضرار
    Parayı geri iade ettim ve olaydaki rolümü itiraf ettim, ama sonunda FBI benim gibi birinin böyle bir şey başaramayacağımı düşündü. Open Subtitles اعدت المال ، وأعترفت بدوري لكن في النهاية رجال ال اف بي آي قرروا بأن شخصاً مثلي ان يسحب شيء مثل ذلك
    Kendra haklıydı. Azdım, ya da Onun gibi bir şey. Open Subtitles كندرا كانت على حق أنا مثارة أو شيئ مثل ذلك
    Ancak kendini bu şekilde dahil edersen benim otoritemi sarsarsın. Open Subtitles لكن بتدخل منك مثل ذلك تقومين بالتقليل من شأني أمامهم
    Böyle mi oldu şimdi? Beyaz hatuna detayları ver bakalım. Open Subtitles تماما مثل ذلك الجميع يخاف الفتاه البيضاء
    Onu kim suçlayabilir ki? Ben öyle bir iş yapamazdım. Open Subtitles من قد يلومها فأنا لا أستطيع أداء مثل ذلك العمل
    - öyle bir yerimiz vardı ama önümüzdeki birkaç ay için yeni kiralandı. Open Subtitles كان عندنا فقط واحد مثل ذلك ولكن الان مستأجرة خلال الأشهر القليلة المقبلة
    Ama o reddetmiş. Kesinlikle öyle bir şey yapmadığını iddia etmiş. Open Subtitles لكن ذلك الشخص رفض الفكرة ادّعى أنّه لم يفعل قطَ شيئا مثل ذلك
    böyle bir şey söylersiniz, tüm arkadaşlarınız güler ve kızlarla iyi olduğunuzu düşünürler. Open Subtitles أن تعطي تصريحا مثل ذلك سيضحك جميع رفاقك و يظنون أنك مهتم بالفتيات
    Ancak benim için böyle bir uyum sadece eşimle olur. Open Subtitles لكن بالنّسبة لي، مثل ذلك التناغم لايقبع إلاّ في سيّدتي
    böyle bir şeyi tahmin ediyordum, ama bu kadar çabuk yapacaklarını düşünmemiştim. Open Subtitles لقد تخيلت شيئا مثل ذلك ولكن لم أتخيل أن يفعلوها بهذة السرعة
    Kendra haklıydı. Azdım, ya da Onun gibi bir şey. Open Subtitles كندرا كانت على حق أنا مثارة أو شيئ مثل ذلك
    Ukalalık ya da Onun gibi bir şey yapmaya çalışmadım. Open Subtitles أنا لا أحاول أن أكون شخص ذكي أ, شيء مثل ذلك
    Demek istediğim Onun gibi birisiyle ileriye gitmeyecek kadar kafası çalışır. Open Subtitles أَعْني، عِنْدَها إحساسُ كافيُ أَنْ لا يَتدخّلَ مَع أي واحد مثل ذلك.
    "Dünyada beni bu şekilde tüketebilecek biri var mı?" Open Subtitles هل يمكن ان يوجد في هذا العالم من يستطيع ان يعاملنى مثل ذلك
    Bebeğimi bu şekilde düşünmeye kalkma! Open Subtitles لا تُفكّرْ بشأن طفلي الرضيعِ حتى مثل ذلك.
    Hepiniz Böyle mi giyinirsiniz? Open Subtitles أنتم جميعاً تلبسون مثل ذلك ؟ - نعم يا سيدي -
    Bu binadaki birisi buna benzer bir şey üzerinde çalışıyor. Open Subtitles شخص ما في هذا المبنى يعمل على شيء مثل ذلك
    Dağ onu istemiyormuş. Öyle diyor. Senin de böyle fikirlerin var mı? Open Subtitles لديه اعتقاد ان الجبل لايريده هل لديك انت اعتقاد مثل ذلك ؟
    Sınıfında, İsrail Savunma Kuvvetleri'ne başvurmuş olan çocuk gibi mi? Open Subtitles مثل ذلك الشخص الذي بصفك الذي تطوع بقوات الدفاع الإسرائيلية؟
    Yani dışarıda bir yerlerde bunun gibi dört tane daha var. Open Subtitles الذي يعني أن هناك أربعة آخرون إلى هناك فقط مثل ذلك.
    Tıpkı hayaletleri Faraday kafesine çekmek için sana yaptığımız hologramdan. Open Subtitles مثل ذلك الوحد الذي صنعناه منك لنستدرج الاشباح لقفص فاراداي
    Bu roninlerin yanıldığı nokta da Bu tarz bir hüsnükuruntu. Open Subtitles مثل ذلك التفكير التواق هو الذى يدفع المحاربون لأرتكاب الأخطاء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد