Gerçek anlamında değil, mecazen. Profesyonel bir iş çıkardıklarına göre. | Open Subtitles | ليس بالمعنى الحرفي بل مجازاً في النهاية, كُن محترفات جداً |
Bunu mecazen söylemiştim. | Open Subtitles | لكنّي كنتُ أتحدّث مجازاً. |
Mecazi olarak konuşuyorum tabii ki. | Open Subtitles | من الذان قمت بالإصطدام بهما فى رأيك بالطبع إننى أتحدث مجازاً |
- Mecazi olarak tabi. | Open Subtitles | -طبعا تتحدث مجازاً |
Bu bir mecaz Ingrid. Tarot kartları bu konuda biraz kurnazdır. | Open Subtitles | ذلك مجازاً إنجريد أوراق اللعب تخبرنا هكذا |
Tamam, bunu tamamen hakaret değil de hafif bir azarlama olarak alıyorum. Biliyor musun? | Open Subtitles | حسناً، سأختار أن أعتبر هذا الكلام مجازاً وليس إهانة. |
Ah. mecazen altmışdokuzlanmak. | Open Subtitles | مجازاً تسعة وستون |
mecazen. | Open Subtitles | وأعني ذلك مجازاً |
- mecazen demek istedin herhalde. | Open Subtitles | أظنك قصدت مجازاً |
- mecazen mi söyledin bunu? | Open Subtitles | - أهذا مجازاً ؟ |
- mecazen söylemedim son dediğimi. | Open Subtitles | -لا أقصد ذلك مجازاً |
Mecazi olarak tabi ki. | Open Subtitles | مجازاً بالطبع |
"Karpal tünel" dediğinde elimden geleni yaptım ama insanların onu vajina için bir mecaz olarak kullandığımı anladıklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | فعلت ما بوسعي لمعالجة "النفق الرسغي" لكنني لا أعتقد أنهم فهموا استعمالي تلك الجملة مجازاً |
Bu mecaz değil baba. Aynen öyle oldu. | Open Subtitles | ليس مجازاً يا أبي ذلك ماحدث بالضبط |
mecaz anlamda. | Open Subtitles | مجازاً |
Tamam, bunu tamamen hakaret değil de hafif bir azarlama olarak alıyorum. Biliyor musun? | Open Subtitles | حسناً، سأختار أن أعتبر هذا الكلام مجازاً وليس إهانة. |