Bir kişilik yerimiz daha mı var demiştin? Evet. | Open Subtitles | قلت بأنّ لدينا مجالاً لشخص آخر؟ |
-Bir kişilik daha mı yerimiz var demiştin? | Open Subtitles | قلت بأنّ لدينا مجالاً لشخص آخر؟ |
Bir kişilik yerimiz daha oldu. | Open Subtitles | -يمنحنا هذا مجالاً لشخص آخر |
Evde Yer açılsın diye koskoca balık güvecini yedim demin. | Open Subtitles | قد أكلتُ للتوّ كسرولة تونة كاملة لأفسح مجالاً في الشقّة |
Steril bir kranial Yer hazırlayın. Sağ yarıküreye erişmem gerekecek. | Open Subtitles | حَضِروا مجالاً مُعَقمَاً للرأس أريد تحكماً تاماً بالنصف المصاب |
Bu çalkalanan sıvı metal uzaya doğru uzanan manyetik bir alan yaratır. | Open Subtitles | هذا المعدن الممخّض المذاب يصنع مجالاً مغناطيسياً يصل للفضاء. كمجال قوة .. |
-Pekâlâ, bir kişilik daha yerimiz kaldı. | Open Subtitles | -يمنحنا هذا مجالاً لشخص آخر |
- Aç kapıyı o zaman. - yerimiz yok. | Open Subtitles | -لا يتوفر لدينا مجالاً كافياً |
Steril bir kranial Yer hazırlayın. Sağ yarıküreye erişmem gerekecek. | Open Subtitles | حَضِروا مجالاً مُعَقمَاً للرأس أريد تحكماً تاماً بالنصف المصاب |
Yer açsan iyi olur. Daha bayağı geliyor. | Open Subtitles | ومن الأفضل أن تفسح مجالاً هنالك المزيد بالطريق |
Belki de o kadar büyük bir kutu almamalıydın böylece dolapta o kadar Yer kaplamazdı. | Open Subtitles | حَسناً، رُبَّمَا يَجِبُ أَنْ لا تشترِي مثل هذا الكارتونِ الكبير حتى لا يأخذ مجالاً كبيراً في الثلاجةِ. |
Dikkate değer diğer bir şey de, bir mutfakta iki aşçıya Yer olmadığı. | Open Subtitles | وأيضاً هناك أخبراً مثيرة ليس هناك مجالاً لتضع طباخين في مطبخ واحد |
Ama sadece bu işi yapmak için bir alan verdim. | TED | ولكن بهذه الطريقة اعطيتهم مجالاً للقيام بشيء |
Soruları, konuşmak için bana alan verdi ama aynı zamanda bana, onlara soru sorma ve cevaplarını samimiyetle dinleme iznini de verdi. | TED | منحتني أسئلتهم مجالاً لأتحدث، لكنهم أيضاً سمحوا لي بأن أسألهم وأن أنصت فعلاً لأجوبتهم. |