Komünist Parti ile aşağı yukarı bağdaştırdığımız taktikleri izleyen küçük bir grup vardı. | Open Subtitles | لقد كانت هناك مجموعة صغيرة التي تقريباً تتبع التكتيكات بإننا ضمن الحزب الشيوعي. |
küçük bir grup oluşturup buna bakmaya gitmek kötü bir fikir olmayabilir. | Open Subtitles | . ربما ليست فكرة سيئة ان ننظم مجموعة صغيرة وتذهب للبحث بالخارج |
İki koridor ilerde küçük bir grup çoğalıcı sizin tarafınıza geliyorlar. | Open Subtitles | هناك مجموعة صغيرة من الرليكيتورز على بعد ممرين, يتجهون في طريقكم |
Bu iki adam Cleanse denen küçük bir gruba üyeymiş. | Open Subtitles | حسنا.هذان الشخصان كانا ضمن مجموعة صغيرة تسمى التطهير |
Başkan,Kuzey Kore'den olan küçük bir grupla gizli bir buluşma için geliyor. | Open Subtitles | الرئيس قادم من أجل اجتماع سري.. مع مجموعة صغيرة من كوريا الشمالية. |
Afrika'dan çıkmak hemen hemen imkânsızsa da, yeni kanıtlar sadece küçük bir grubun bunu gerçekleştirmiş olabileceğini göstermektedir. | Open Subtitles | الرحيل عن أفريقيا نظرياً مستحيل، لكن هناك أدلة تشير إلى أن مجموعة صغيرة من الناس هَجَروْها |
Benim esprili ve zarif kravatlardan oluşan küçük ama seçkin bir koleksiyonum var. | Open Subtitles | .. مجموعة صغيرة لكن مجموعة حصرية المضحكة والذكية منها |
Kaçan sürüden küçük bir grubu ayırmayı başarıyorlar. | Open Subtitles | بركض السّرب، يتمكّن القطيع من عزل مجموعة صغيرة |
Virginia'da küçük bir kocayemiş kabuğu standı var. | Open Subtitles | هناك مجموعة صغيرة من أشجار مادرونا في فيرجينا |
Komünist Parti ile aşağı yukarı bağdaştırdığımız taktikleri izleyen küçük bir grup vardı. | Open Subtitles | لقد كانت هناك مجموعة صغيرة التي تقريباً تتبع التكتيكات بإننا ضمن الحزب الشيوعي. |
küçük bir grup olduğumuzu düşünüyorsun ama biz her yerdeyiz. | Open Subtitles | هل تعتقد أننا مجموعة صغيرة. ولكن نحن في كل مكان. |
Bu önemli bir yol Bizler, küçük bir grup eylemci olarak, bir kamu denetçisinin hesabından Hint hükumeti için para çektik. | TED | هذا طريق كبير ونحن ، بوصفنا مجموعة صغيرة من الناشطين ، صغنا مشروع قانون أمين المظالم لحكومة الهند. |
Bu ilk grup, oldukça küçük bir grup. | TED | هذه المجموعة الأولى : انها مجموعة صغيرة |
Belki de bu aralarındaki en büyük gruptur. Ve bir de çok küçük bir grup vardır. | TED | وهذه على الأغلب هي المجموعة الأكبر على الاطلاق وهنالك مجموعة صغيرة جداً |
Çünkü her zaman kalmak için ısrar eden küçük bir grup olur. | Open Subtitles | لأنه هناك دائما مجموعة صغيرة تُصرّ على البقاء |
Eylem, sekiz ay önce, olayı kaza sonucu fark eden küçük bir grup bilim adamı tarafından başlatıldı. | Open Subtitles | لقد بدأت هذه الحركة منذ ثمانية أشهر بواسطة مجموعة صغيرة من العلماء |
Partiye gönülden bağlı küçük bir gruba. | Open Subtitles | مع مجموعة صغيرة من أنصار الحزب |
Belki de Vegas'ta küçük bir gruba katılırım. | Open Subtitles | ربما سأذهب مع مجموعة صغيرة إلى "فيقاس" |
Şimdi, anlayabileceğiniz gibi, küçük bir grupla, küçük bir yerde uzun süre yaşamak oldukça zordur. | TED | الآن، كما تتخيلون، إنه من الشاق جدًا العيش مع مجموعة صغيرة فحسب من الناس في مساحة صغيرة لفترة طويلة. |
Broadway'daki 1, 2 ve 3. trene doğru küçük bir grupla gittiğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أنني مشيت مع مجموعة صغيرة الى قطار 123 في برادواي |
Eğer bizim gibi küçük bir grubun beraber çalışarak bir fark... | Open Subtitles | إذا آمنتم بأن مجموعة صغيرة منا يعملون معنا |
küçük bir grubun faaliyetlerini izlemek için son 12 aydır MI5 ile çalışıyorum. | Open Subtitles | في الأشهر ال 12 الماضية قمت بالعمل مع MI5 لرصد أنشطة مجموعة صغيرة |
Savaştan sonra Hubbard Los Angeles'a gitti ve orada araştırmacı ve vizyonerlerden oluşan küçük bir grupla yerleşti. | Open Subtitles | بعد الحرب, انتهى الأمر ب(هابورد) إلى الاستقرار فى (لوس انجلوس)... مع مجموعة صغيرة من الباحثين عن الحقيقة والحالمين. |
Vladimir Ilyich Lenin, aşırı radikal Rusların küçük bir grubu olan Bolşeviklerin lideriydi. | Open Subtitles | (فلاديمير إليش لينين) زعيم الحركة البلشفية.. وهي مجموعة صغيرة من المتطرفين الراديكاليين الروس |
Virginia'da küçük bir kocayemiş kabuğu standı var. | Open Subtitles | هناك مجموعة صغيرة من أشجار مادرونا في فيرجينا |