Ahbap, Bay Korman beni mahkemeye veriyor, avukatı da o buz kraliçe! | Open Subtitles | يا رجل مستر كورمان سوف يقاضيني و هذخ الاميره الجليديه هي محاميته |
avukatı bir planı koordine etmesine yardım ediyor ve ben bunun ne olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | محاميته تساعده بتنسيق خطّة. وأريد أن أعرف ما هي. |
avukatı olarak onu her gün ziyaret edebilirsiniz. | Open Subtitles | سيكون بإمكانكِ زيارته بصفة يومية بصفتك محاميته. |
Hayır görebilirim çünkü sadece nişanlısı değil aynı zamanda avukatıyım. | Open Subtitles | نعم أستطيع, لأنني لست خطيبته فقط وإنما أنا محاميته أيضاً |
Dün akşam neredeydiniz ? Ben Onun avukatıyım. | Open Subtitles | أين كنت ليلة أمس؟ من هنا لي قاريك ايها المحقق أنا محاميته |
Şimdi de en sevdiği avukatını istiyor. | Open Subtitles | مع الرئيسة لكن الأمور خرجت عن السيطرة و لهذا طلب إستشارة محاميته المفضلة |
Annen kaçmak istersen diye sana babanın Avukatıyla buraya gelmek üzere olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | أهلاً، آسفة على المقاطعة. سألتني أمك أن أبلّغك أن أباك قادم مع محاميته |
Kendinden çok emin, ben de avukat olduğumdan evrak işlerinde ona yardım ediyorum. | Open Subtitles | يوجين يريد أن يكون متحرر قاصر شيلا يشعر بالقوة جدآ حول هذا, و بما أنني محاميته |
avukatı olarak, karısını öldürdüğü dedikoduları hakkında konuşamam. | Open Subtitles | بصفتي محاميته لا يمكن أن أؤكد الشائعات التي تدعي أنه قتل زوجته الأولى |
Özür dilerim ama tanık açıkça avukatı tarafından tembihlenen terminolojiyi bize geri aktarıyor. | Open Subtitles | عفوًا، ولكن من الواضح أن الشاهد يكرر مصطلحات لقنته إياها محاميته |
Yani, ona avukatı olmadığımı söylemediğim sürece, o da asla sormaz... | Open Subtitles | بمعنى أنه طالما أننى لم أقل أننى محاميته طالما لن يسأل أيضا |
avukatı senin ifadeni, daha mahkemeye çıkmadan çöp yapacak. | Open Subtitles | محاميته تحاول ان تجعل شهادتك غير مجدية بالنفع قبل المحاكمة |
Wesley Duke'un, avukatı Lis Burton eşliğinde, Baş Müfettiş Anthony Gates tarafından yapılan sorgusu. | Open Subtitles | مقابلة قيد إنذار " لـ " ويزلي " من " المحقق " جيتز " في حضور محاميته " ليز |
avukatı onun karısı. Onun ile anlaşmayacaksın. | Open Subtitles | محاميته هي زوجته لن توقع معه أبدا |
avukatı eşi. Asla imzalatamazsın. | Open Subtitles | محاميته هي زوجته لن توقع معه أبدا |
Onun hapiste olduğunu bilmemin tek sebebi avukatı olduğumu bilmeleri. | Open Subtitles | والسبب الوحيد لمعرفتي أنه في السجن وهم عرفوا بإني محاميته .... |
John Forster ile görüşmek istiyorum, lütfen. Beni avukatıyım, Lydia Doherty. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث مع جون فورستر من فضلك أنا محاميته أوليفيا دوروثي |
- Avukatına erişimi olmadan onu tutmak yasalara aykırı ve ben de avukatıyım. | Open Subtitles | أن تحجزه بدون السماح لمحاميه بالوصول إليه, وأنا محاميته |
Ben onun avukatıyım. Onunla konuşma yetkisi vermeniz gerekiyor. | Open Subtitles | أنا محاميته يجب أن تجعلنى أدخل إليه |
Pek inanmayacaksın ama bunun avukatı benim kız arkadaşım ve bu sabah davası vardı ve avukatını yemeğe götürecektim ama suçsuz bulundu. | Open Subtitles | ، أعرف أنك لن تصدق ما سأقول ... لكن مُحاميته صديقتي ، و كان يُحاكم هذا الصبح ... و قد ذهبتُ لأصحب محاميته لتناول الغداء . لكنه نال براءته ... لذا قالت |
Avukatıyla görüşmeye hakkı var. | Open Subtitles | لديه الحق في التحدث مع محاميته |
Şerif, avukat da dâhil kimseyle konuşmasını istememişti. | Open Subtitles | المأمور لا يريده بإن يكون قادراً على التحدث مع إي شخص .. حتى محاميته |