Bir ağaç kenesini yakalamaya çalışırken yeleği yukarı sıyırdığımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر أني ثنيت السترة للأعلى أثناء محاولتي لصيد حشرة قراد. |
Buraya gelmeye çalışırken aşırı hızdan iki ceza yedim. | Open Subtitles | حصلت على مخالفتي تجاوز سرعة اثناء محاولتي الوصول الى هنا |
Bay Tura, hayatınızı kurtarmaya çalıştığım için affedin beni. | Open Subtitles | أرجوك يا سيد تورا , سامحني على محاولتي لانقاذ حياتك |
Eylül 13, dünyanın ilk anti-yer çekimi cihazını yapma çalışmam oldukça garip bir hal aldı. | Open Subtitles | الثالث عشر من سيبتمبر محاولتي للصنع الاداة الاولى فى العالم ضد الجاذبية شكلة غريب بالتاكيد |
Şirketi senin için kurtarmaya çalışmaktan başka bir şey yapmadım. | Open Subtitles | كل ما فعلته كان محاولتي انقاذ تلك الشركة من أجلك |
Şu anda ikinci kalp krizini geçirmemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا ما أحصل عليه نتيجة محاولتي ألاّ أصاب بنوبةٍ قلبيّة ثانية. |
Bu işin arkasını getirmeye çalıştım ama ikizlerin dostu olmama rağmen enstitünün kapıları bana kapandı. | Open Subtitles | عند محاولتي تغطية القصة لم يسمحوا لي حتى وأنا صديق للتوأم |
Bu benim ikinci girişimim. | Open Subtitles | هذه هي محاولتي الثانية لا أستطيع ان اطلب منك مرة أخرى |
Baskıyı, yaşlı hanımları ve bir kilisede annemin beynini kurtarmak için seni becermeye çalıştığımı görmezden gelmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | اسمعي، أنا أحاول تجاهل الضغط ...والسيدات العجايز وحقيقة محاولتي جماعكِ في الكنيسة لإنقاذ دماغ أمي |
Çöp öğütücünün içinden çatalı çıkarmaya çalışırken öğütücünün düğmesine bastı. | Open Subtitles | لقد ضغط على مفتاح التخلّص من النفايات أثناء محاولتي إخراج شوكة منها |
Hayır, dışarı çıkarmaya çalışırken yanlış yola saptım. | Open Subtitles | كلا, لقد سلكت المسار الخاطئ في محاولتي لاخراجها. |
Sana ne kadar sıkıcı olduğunu anlatmaya çalışırken o kadar çaba harcadım şimdi sonunda bana katılıyor musun yani? | Open Subtitles | كل ذلك الجهد ضاع في محاولتي إخبارك كم كنتَ مُملاً.. هل أنتَ توافقني أخيراً الآن؟ |
- Bak, Gitme. Eşyalarını almaya çalıştığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمعني، لا تذهب آسفة بشأن محاولتي أخذ أشياءك |
Beni kardeşimi önemsediğim veya yardım etmeye çalıştığım için suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلومني على إهتمامي . لشقيقي أو على محاولتي لأساعد |
Yanlış yapmamın sebebi sana doğru şeyi yaptırmaya çalışmam yüzündendi. | Open Subtitles | السبب الذي جعلني أقترف الخطأ هو محاولتي جعلكِ تفعلين الشيء الصائب |
Sevgilimi küçük bir akrabalık fantezisi ile azdırmaya çalışmam kadar değil ama epey kötü bir fikir. | Open Subtitles | حسناً، ليس بمثل سوء محاولتي لاثارة صديقتي عن طريق مخيّلتي الصّغيرة، ولكنّها قريبة جداً منها. |
Bu dünyayı kurtarmaya çalışmaktan başka bir suçum yok. | Open Subtitles | أنا مذنب ليست لشيء اقترفته سوى محاولتي انقاذ هذا العالم. |
Rekabet etmeye çalışmaktan bıktığımı söylediğimde senden ayrılmıştım. | Open Subtitles | عندما قلت لك أنني اكتفيت من محاولتي للتنافس؟ هذا يعني أني أنفصل عنك |
Mazide kaldı. İşte bende bunu sana söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | حسناً، هذا هو سبب محاولتي إخبارك |
Lucky Strike ile az evvel konuştum. Onları vazgeçirmeye çalıştım. | Open Subtitles | للتو أنهيت محاولتي للتحدث مع شركة لاكي ستريك لعدولهم عن القضية |
Evet, kadınlarla tanışmak için yıllık girişimim. Dokuzuncu sefer, kesin olur derler. | Open Subtitles | أجل، إنها محاولتي السنوية لمقابلة النساء المرة التاسعة ستكون ذات سحر |
Neden Taiko Hideyoshi'yi öldürmeye çalıştığımı bilmek ister misiniz? | Open Subtitles | أتريدون معرفة سبب محاولتي ذبح (تايكو هايديوشي) ؟ |
İlk görüntü yaratma denememde beyin kapasitem sizinkinden daha geniş değildi. | Open Subtitles | في محاولتي الأولى لخلق صورة هنا بالكاد كانت موجة دماغي أكبر من تلك التي لديك |
Pekâlâ, sizlere cevap vermeye çalışmamın bir faydası olmayacağı kesin. | Open Subtitles | حسناً ، يبدو أنها غير مجدية محاولتي للإجابة على النقاط |
Tıpkı benim, kendimi nefesime dikkat etmeye zorlamayı denemem gibi; onlar da kendilerini sigarayı bırakmaya zorlamayı deneyebilirlerdi. | TED | الآن، تماماً مثل محاولتي لإجبار نفسي لمراقبة أنفاسي، يُمكن للمدخنين محاولة إرغام أنفسهم إلى الإقلاع عن التدخين. |