Herkes sizin dolandırıcı olduğunuzu söylüyor. Ama ben ne yaptığınızı gördüm. | Open Subtitles | الجميع قالو انك مخادع, لكن اريد ان اري مايمكن ان تفعله |
Cevap verme. hileli bir soru. Beynine girmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لا تُجيب على هذا، انه سؤال مخادع ليكون قادراً للوصول الى عقلك |
Evet seni kandırdım. sahtekar, mide bulandırıcı hatta aşağılık bir hareketti. | Open Subtitles | ذلك صحيح خدعتك لقد كان أمر مخادع ومقرف وخسيس. |
Beni tanıyanlar Blöf yapmadığımı bilir, Lord Benton. | Open Subtitles | من يعرفوني، يعرفوني أني لست مخادع يا لورد بينتون |
- Bu Tuzak soru, değil mi? | Open Subtitles | إنه سؤال مخادع, صحيح؟ هذا صحيح |
Tüm planlarımıza erişme yetkisine sahip yeteri kadar kurnaz ve becerikli biri olmalı. | Open Subtitles | لابد ان يكون شخص مخادع وداهية بما يكفى ليقوم بالدخول الى كل خططنا |
Erkeklerle kadınlar arasındaki aşk, ...tekrar söylemek gerekirse, sinsi bir çatışmadır. | Open Subtitles | حبّ بين الرجالِ والنِساءِ، دعْه يَكُونُ قالَ ثانيةً، a نزاع مخادع. |
Bu adamla yemeğe çıkmayın. O bir dolandırıcı. | Open Subtitles | الآن استمعي إلي , خذي بنصيحتي لا تخرجي مساء الغد مع هذا الرجل انه مخادع |
Bu adam kral olamaz çünkü... o bir dolandırıcı, şarlatan ve de hırsızdır. | Open Subtitles | ذلك الرجل لايمكن ان ينصب ملكاً لانه محتال و مخادع ولص |
Bu yalnızca çocuk oyuncağı ve sen de rezil dolandırıcı, taş kalpli bir katilsin. | Open Subtitles | هذا مجرّد نموذج , و أنتَ قاتل حقير مخادع و بلا مشاعر |
Bu hileli bir soru ama. Elinde patlayan cinsinden. | Open Subtitles | إذا هو سؤال مخادع قليلاً كأنه قنبلة يدوية |
Bu hileli bir soruydu. Cevap bu kravat. | Open Subtitles | لقد كان سؤالٌ مخادع ، الجواب هو هذه الربطـة |
Eğer onun bu kadar sahtekar biri olduğunu sende biliyorduysan; | Open Subtitles | إذا كنت على علم بذلك فأنت مخادع أكبر منه |
Cotillion'daki herkes kendisini bir sahtekar gibi hissediyordur | Open Subtitles | . أؤكد لك أن كل فرد فى ذلك الحفل الراقص يشعر بأنه مخادع |
Oska senin gibi Blöf yapmıyor o samimi. | Open Subtitles | ،فهو ليس مثلك مخادع بل هو صادق |
Tuzak soru falan değil bu, neleri sevdiğimi biliyorsunuz. Kahvaltıda ne yemeyi severim Dayshawn? | Open Subtitles | هيا، إنه ليس سؤالاً مخادع جميعكم تعلمون، "ديشون" ماذا أحب ؟ |
Ben yarım saat kuştum bu tavşan için... çok kurnaz tavşan! | Open Subtitles | لقد جريت لمدة نصف ساعة وراء هذا الأرنب إنه أرنب مخادع! |
Ben sinsi bir fırsatçıyım, fedakarlıkların çocuğuyum. | Open Subtitles | ...أنا, أنا إنتهازي مخادع, الطفل الضحيّة |
Şimdi de arkadaşlarına kıyak yapan düzenbaz bir polis oldun. | Open Subtitles | الآن أنت شرطى مخادع تقوم بخدمات للأصدقاء. |
Babanızın harika biri olduğunu ama sizin bir sahtekâr olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | و يقول بأن والدك كان شخصاً عظيماً و أنك مجرد مخادع |
Kaçımız şu tabirleri kullandı: İspiyoncu, fare, gammazcı, yılan, çakal, ifşacı. | TED | كم منا استخدم هذا المصطلح واش، مريب نمّام مخادع خبيث مخبر |
Halen Hardy Rodenstock'un hilekar bir adam olduğuna dair ve Jefferson şişelerinin sahte olduğuna dair yeterli kanıt yok | TED | والآن هناك دليل واضح بأن هاردي رودنستوك رجل مخادع وأن قنينات جيفرسون مزيفة |
Ondan gelecek bebek üçkağıtçı ve faydasız olur anca. | Open Subtitles | كلّ ما ستحصل عليه منها طفل رضيع مخادع ومتكبّر |
hile yapıyor ve yemeğini ağzı açık çiğniyor. | Open Subtitles | إنه مخادع وهو كثير الكلام هذه السرقه ستحطمه بالتأكيد |
Şehrine refah getiren zeki bir yöneticiydi ama aynı zamanda yeğenini baştan çıkaran ve güç gösterisinde bulunmak için ziyaretçileri öldüren hilekâr bir tirandı. | TED | رغم كونه حاكم ذكي جعل مدينته تزدهر، إلا أنه كان أيضا طاغية مخادع أغوى ابنة أخته، وقتل زوارًا ليظهر قوته. |
Ve bazen gerçekten onun süper iş çıkardığını kabul etsem de... ..o adamın Hilebaz olduğunu bütün gün sana anlatabilirim. | Open Subtitles | وأحياناً هو خارق لكني أشك كثيراً طوال اليوم هذا الرجل مخادع |