| Tabii, tabii. Çok ciddi bir şey olsaydı, onu muhbir yapamazdın sonuçta. | Open Subtitles | ما كان يمكن أن يكون شيئاً خطيراً، وإلاّ لما جعلته مخبراً سرّياً |
| Jo Ann Vallenari muhbir değil, onu karıştırmayın. | Open Subtitles | جو اًن فالينارى ليس مخبراً خاص بنا ياهال, . لا أريد أن يحدث خطـأ ما |
| O muhbir değil. Ve aramızda da bir şey yok artık. | Open Subtitles | ليس مخبراً سرّياً، وليست بيننا علاقة، ليس بعد الآن |
| Önceleri bir polistim. Sonra özel dedektif oldum. | Open Subtitles | ، في البداية ، كنت شرطياً . وبعدها مخبراً خاصاً |
| İçlerinden biri polis muhbiri olabilir o zaman işimiz biter. | Open Subtitles | وحتى لو أحد من هؤلاء الرجال تبين ..أنه مخبراً للشرطة حينها قضي علينا |
| ..görünen o ki FBI muhbiriydi ve onun bu tepkisi, baskınlara karşı olan dallamalığı, | Open Subtitles | و من الواضح أن يكونَ هو مخبراً للــ(أف,بي,أي.. ), و أيضاً ردةُ فعلهِ , و نوعاً ما ردة فعله السخيفة على تلك الغارات, |
| Ekibinde bir muhbirimiz var. Bize dosyanın yerini söyledi. | Open Subtitles | لدينا مخبراً داخل طاقمه لقد أعلمنا بمكان الملف |
| Anlıyorum seni ama ilk muhbirimi tuttuğumda John McGarrett'ın ne dediğini söylemek isterim. | Open Subtitles | ،أتفهمك لكن سأخبرك بما أخبرني به (جون ماكغاريت) في أول مرة أحضرت بها مخبراً |
| Bir muhbir ortaya çıkmıştı. Patron da bir ambarla ilgili olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرنا الرئيس بأنّ مخبراً أعلمنا بذلك لقد كانت معلومة عن مستودع |
| Sonra Benedetto bana hapse girmek istemiyorsam gizli muhbir olarak onun için çalışmak zorunda olduğumu söyledi. | Open Subtitles | ثم ما حدث بعد ذلك، هو أنني ما لم أشأ دخول السجن، فسيتحتم عليّ العمل لصالح بصفتي مخبراً سرياً |
| Sen muhbir mi olmak istiyorsun yoksa denizin dibini boylamak mı? | Open Subtitles | هل تريد ان تكون مخبراً ام سمكه في "لامبوك" |
| - Bir muhbir Chayton'u bulmana yardım eder. | Open Subtitles | "أعرفُ مخبراً للمساعده في العُثورِ على شيتون. |
| Yani,diğer operasyonu havaya uçurdum,ve kendimi muhbir olarak sattım. | Open Subtitles | لذا أفسدت العملية، وجعلت نفسي مخبراً. |
| Seni kralın muhafızlarındaki bir muhbir olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | يعتقد أن هنالك مخبراً في حراس الملك |
| Evet, bana muhbir olmayı teklif etti. | Open Subtitles | نعم، أتى لي عارضاً أن يكون مخبراً |
| Evet, dedektif olduktan iki hafta sonra tanışmıştık. | Open Subtitles | أوه، نعم، قابلنَا إسبوعين أولاً بَعْدَ أَنْ جَعلتُ مخبراً. |
| Orsten Artis Gary, İndiana'ya taşındı ve dedektif oldu. | Open Subtitles | أورسين أرتس عاد لجارى أنديانا وأصبح مخبراً بوليسياً |
| Senin aksine, eğer ben dedektif olmak istesem bunun hak etmek için gerçekten çalışmam gerekir. | Open Subtitles | إنّ كنت تريد أنّ تكون مخبراً يجب أنّ تجتهد لكي تكسب عيشك. |
| Hadi ama bundan dört yıl önce, seni yakalamak isteyen insanların, muhbiri olabileceğini tahmin eder miydin? | Open Subtitles | بربّك، قبل أربع سنين، أكنت لتتخيل أن تكون مخبراً للأشخاص الذين يحاولون الإيقاع بك؟ |
| Demek FBI'ın motosiklet camiasında muhbiri vardı. | Open Subtitles | إذاً كانت المباحث الفيدرالية تملك مخبراً في عالم سائقي الدراجات النارية. |
| UMD muhbiri olmadan önce bizimle çalışmış. | Open Subtitles | قبل ان يكون مخبراً لمكافحة المخدرات عمَل معنا |
| - Khuram ordunun muhbiriydi... - Ve annen Ghazala da Khuramındı. | Open Subtitles | "كان (كورام) مخبراً للجيش و مُخبر (كورام) كانت أمّك، (غزالة)" |
| Şimdi FBI'ın içinde muhbirimiz var. Şimdi onları istediğimiz saçmalıkta besleriz. | Open Subtitles | الآن نملك مخبراً داخل المباحث الفيدرالية، الآن يمكننا تزويدهم بأيّة تفاهات نريدها. |
| Frankie, dün akşam bir muhbirimi kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت مخبراً (الليلة يا (فرانكي |