okul kredilerini ödemek için neden kendini zengin etmiyor? | Open Subtitles | دعه يجعل نفسه غنياً حتى تَسنح له الفرصة بدفع قروض مدرسته |
okulu Bay Burns kaçak olarak petrol kuyusu açtığında milyonlar kaybetti. | Open Subtitles | مدرسته فقدت الملايين عندما برنز سرق النفط |
Evet! okula alışması için de iyi olur bu. | Open Subtitles | أجل، ستكون فرصةً جيدةً لها لكي تعتاد على مدرسته |
Ching Wu okuluna konsantre olacağız. Bekle! | Open Subtitles | أنا اعتقد انه سيكون من الحكمة أن نركز على مدرسته |
okuldan birkaç film öğrencisiyle. | Open Subtitles | إثنين من طلاب الأفلام من مدرسته كان هناك شاب |
Sanırım eski okulunda sınıfta kaldığı için buraya transfer olmuş. | Open Subtitles | أعتقد بأنه فشل في مدرسته القديمة لذا نقلوه إلى هنا |
Onu okulundan bir anda çekip hiç tanımadığı insanların olduğu bir yere zorla götürmenin daha iyi mi olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | ماذا إذاً، تظن أنه من الأحسن أن نخلعه من مدرسته ونجبره على الانتقال إلى مكان لا يعرف فيه أي أحد؟ |
okulda yeni bir kulüp kuruyor, Politika Münazarası. | TED | إنه يقوم بتشكيل نادٍ في مدرسته ، للمناظراتٍ سياسية. |
Onun eski okulunu ziyaret edecek tiplerden olduğunu hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد أنه من النوع الذي يذور مدرسته القديمة مجدداً. |
Michael Keen, birinci sınıfta. orta okuldayken okulun en irisiymiş. | Open Subtitles | مايكل كين بي إم أو سي سابق من مدرسته الثانوية. |
Okulundaki sınıflar çok büyük, ve onun arada kaybolduğunu görüyorum. | Open Subtitles | إنه أحد أولئك الأطفال الذين يحتاجون رعاية أكثر. الفصول في مدرسته كبيرة جداً وأراه تائهاً جداً |
Bu sabah geldi, belgeleri bende. Bir oyuncu kafasına esince okul değiştiremez. | Open Subtitles | لا يستطيع اى لاعب ان يغير مدرسته هكذا لابد ان يغير عنوانه بالتالى |
Ama mademki kötü biri, o zaman neden onun okul parasını, özel derslerini, yolculuk masraflarını ödemeyi sürdürdü? | Open Subtitles | لكن لو كان شاباً سيئاً لماذا أستمرت بدفع أقساط مدرسته دروسه الخصوصية,ورحلاته؟ |
Bobby dedin de, bu özel hoca konusunda okulu ile görüştün mü? | Open Subtitles | ذكرتيني بأمر بوبي هل تحدثتي مع مدرسته عن ضربها له |
Yönetim kurulundaki üyelerden birinin çocuğu bu okula gitti. | Open Subtitles | واحد من أعضاء مجلس الإدارة لديه طفل ذهب إلى مدرسته |
Eğer herkes kendi işini doğrulukla yapsaydı... oğlunuz hayatta olup, bu sabah güvenle okuluna gidiyor olacaktı. | Open Subtitles | إن كان كل شخص أدى واجبه على أكمل وجه ابنك كان سيكون الآن آمناً في مدرسته هذا الصباح |
Peki neden bir çocuk evinden, altı cadde uzaklıktaki bir okuldan, metroyla 40 dakikada gideceği bir okula nakledilsin ki? | Open Subtitles | فلماذا قد ينتقل طفل من مدرسته التي تبعد 6 أحياة عن منزله إلى مدرسة أخرى تبعد 40 عنه باستخدام قطار الأنفاق |
Yeni okulunda bir öğrenci Shinji-kun'a vurmuş. | Open Subtitles | ألم يُضرب من قبل أحد زملاء فصله في مدرسته الجديدة؟ |
Yani Sebastian son okulundan, Sanat Tarihi öğretmeniyle seks yaptığı için atıldı demek. | Open Subtitles | يعنى ان سيباستيان طرد من مدرسته القديمه بسبب انه مارس الجنس مع مدرسة مادة التاريخ |
okulda Yılın Gülümseyişi ödülü almış. | Open Subtitles | لقد فاز بجائزة أفضل ابتسامة في مدرسته, أتعلمين ذلك؟ |
Bir zaman kapsülünün içinde, bir müdürün kendi okulunu kapattırmak isteyebileceği kadar değerli ne olabilir ki? | Open Subtitles | مالشيء المهم في الكبسولة لدرجة أنَّ مديراً ما قد يغلق مدرسته لأجلها؟ |
Hazırlık okulunda okulun... atıçılık kulübünün kaptanıymış.. | Open Subtitles | كان قائد نادي البندقية في مدرسته الاعدادية |
Boru tipi bomba patlatıp Okulundaki çocukları tehdit ediyor. | Open Subtitles | إنه يفجر قنابل أنبوبية و يهدد الناس فى مدرسته يا إلهي |
Öğretmeni ve müdür toplantıdalar onlarla bir konuşsanız iyi olur. | Open Subtitles | مدرسته و المدير يتناقشون، و يجب عيك التحدث إليهم |
Ve Okulunun hemşiresi çok çekiciyse nadiren fıtık olduğunu umarsın. | Open Subtitles | و إذا كانت ممرضة مدرسته جذابة , يمكنكِ أن تتوقعي فتاق |
- Olamaz. Korkarım öyle. Manny ve Bayan Kelso ile tekrar bir olay yaşadık. | Open Subtitles | أخشى أن ابنك تسبب في مشكلة مع مدرسته |
Ve Jack liseye başladığında onu koruyucu kanatları altına aldı. | Open Subtitles | عندما أنهي جاك مدرسته أنتقل إلينا |