Haber spikeri size yüzünde tuhaf bir bakışla bakıyor | TED | الآن، يحدق مذيع البرنامج الحواري إليك ، و الدهشة مرسومة على وجهه، |
Fakat sporlar çok oyunculu olmak üzere ve bu da demek oluyor ki dünyanın her yanından isteyen herkes bir spor spikeri olma şansını elde edecek, kendine o şansı tanıyabilecek. | TED | لكن الرياضات تتجه نحو تعدد اللاعبين، وهذا يعني أن أي شخص يريد ذلك سوف يحصل على فرصة ليصبح مذيع رياضي ويبذل الجهد. |
10 sene boyunca savaş muhabiri olduktan sonra beni esas haber sunuculuğuna terfi ettiler. | Open Subtitles | كما تعلمين, بعد عقدٍ من كوني مراسل من موقع القتال قاموا بترقيتي إلى مذيع أنباء |
DJ için şarkı isteğin var mı? | Open Subtitles | ألديكِ أيّ طلبات فيما يخصّ مذيع الأغاني؟ |
Hayır. Olağanüstü yaratık avcısının televizyon programı onuruna. | Open Subtitles | على شرف مذيع التلفزيون وصائد الوحوش |
Evet. Seni spiker yapıyorum. Hafta içi, altı haberleri. | Open Subtitles | حسنا، سأعينك مذيع الأخبار في نشرات الساعة السادسة |
Spor sunuculuğu mevzusu. | Open Subtitles | " مثل " مذيع اخبار رياضية |
İşte ilk sorum. Ne zamandan beri gece haberleri spikerliği yapıyorsunuz? | Open Subtitles | سؤالي الأول منذ متى وأنت مذيع للأخبار المسائية ؟ |
Sen maç spikerisin. | Open Subtitles | انت مذيع رياضى |
- Adam televizyon sunucusu abi. | Open Subtitles | إنه مذيع تلفزيوني |
Haber Spikeri: Duvar çatışması devam ediyor. | TED | مذيع الأخبار : إن الاشتباكات لا تزال جول الجدار . |
Spor spikeri olmak gibi. | Open Subtitles | مثلا أن تكون مذيع ألعاب رياضية |
Yani kendime bir canlı yayın spikeri mi buldum? Hayır. Umarım bir gün spor spikeri olacağım. | Open Subtitles | يوما ما انا امل ان اكون مذيع رياضى |
Austin Polisi'ne yerel televizyon muhabiri Dan Glover hakkında kayıp haberi ulaşmış. | Open Subtitles | شرطة اوستن تم تبليفها بشخص مفقود على مذيع تلفزيون محلى يدعى دان جلوفر |
Bazılarıysa meşhur spor muhabiri Jim Nantz'le röportaj yaptıklarını hayal eder. Merhaba arkadaşlar. | Open Subtitles | وبعضهم يتصوّر أنه يتم إجراء مقابلة معه بواسطة مذيع الرياضة المشهور (جيم نانز) |
Bazılarıysa meşhur spor muhabiri Jim Nantz'le röportaj yaptıklarını hayal eder. | Open Subtitles | وبعضهم يتصوّر أنه يتم إجراء مقابلة معه بواسطة مذيع الرياضة المشهور (جيم نانز) |
Ağzından laf almak dişini çekmek kadar zor, halbuki sen müthiş bir DJ'sin. | Open Subtitles | يصعب حقا دفعك للكلام رغم أنك مذيع |
Benim iyi bir DJ olduğuma dair kıçınızın üstüne iddiaya girebilirsiniz. | Open Subtitles | بالطبع أنا مذيع جيد |
Hayır. Olağanüstü yaratık avcısının televizyon programı onuruna. | Open Subtitles | على شرف مذيع التلفزيون وصائد الوحوش |
Hayır. Olağanüstü yaratık avcısının televizyon programı onuruna. | Open Subtitles | على شرف مذيع التلفزيون وصائد الوحوش |
Yada eğer takım lideri açıklanamaz bir şekilde spiker gibi davranmaya başlarsa? | Open Subtitles | أو ماذا لو كان قائد الفريق بشكل غير واضح يمثل دور مذيع أخبار مغرور؟ |
Demek spor sunuculuğu, ha George? | Open Subtitles | اذاً , مذيع اخبار رياضية (جورج)؟ |
Bir ara birlikte içelim. Haber spikerliği anlaşmasını unut. | Open Subtitles | لنجتمع مرةً أخرى إنسى صفقة مذيع الأخبار |
Sen maç spikerisin. | Open Subtitles | انت مذيع رياضى |
- Adam televizyon sunucusu abi. | Open Subtitles | إنه مذيع تلفزيوني |
Sanırım hava durumu sunuculuğuna geri döneceğim. | Open Subtitles | إذن، أظن أنني سأعود لربطة عنق مذيع الطقس |
Mesela hava durumunu sunan adamın adını asla hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | مثل انني لا استطيع تذكر اسم مذيع الطقس الذي أعجبني |