Ve onu denemeye kalkmayın, çünkü müzik kutusuyla ilgili olay, doğaçlama olmak için fazla gerçekçiydi. | Open Subtitles | وانا لاتخبرها بهذا لأن ذالك الشيء مثل صندوق الموسيقى كان أيضا وسيلة محددة إلى أن تكون مرتجلة. |
Bu da beni seni bu doğaçlama performansına göre değerlendirmek zorunda bırakıyor. | Open Subtitles | وهذا يترك لي أن يحكم عليك بحتة على أداء مرتجلة الخاص بك، و |
doğaçlama oldu, biliyorum ama teyze olmayı kutlaman için eğlenceli bir yol olur diye düşündüm. | Open Subtitles | إنها مرتجلة , أنا أعلم ولكن اعتقد انها ستكون مسلية لكي لتحتفلي بكونك أصبحت عمة |
Çok çılgıncaydı. Dur bir dakika. Sen az önce Martin Scorsese'nin rol yönetmenine doğaçlama yaptın demek. | Open Subtitles | - انتظر قمت بتأدية مرتجلة امام مديرة اختيار الممثلين لفيلم مارتن سكوسيزي |
Görünüşe göre doğaçlama bir harekete tanık olacağız! | Open Subtitles | يبدو أننا سوف نشهد مناورة مرتجلة |
Genelde, onların stratejisiyle savaşabilmek için çok doğaçlama bir strateji ile ortaya çıkarız. | Open Subtitles | عادة كنا نخرج استراتيجية مرتجلة جدا في محاولة لمحاربة STRAT الخاصة بهم (استراتيجية). |
(Müzik: doğaçlama "Chopsticks") (Alkış) (Müzik) (El çırpmalar) Derek'e ayak uydurun. | TED | (موسيقى: "شابستيكس" مرتجلة) (تصفيق) (موسيقى) (تَصفِيق بِالأيدِي) رافقوا دِيرِيك. |
[Bu konuşma (ve giriş) doğaçlama olup izleyicilerin önerdiği bir konu hakkındadır. | TED | [هذه محادثة مرتجلة (ومقدِّمة) بناء على موضوع مقترح من الجمهور. |
Ben biraz doğaçlama yaptım. | Open Subtitles | و أنا كنت مرتجلة. ستحبها |
Sırada, Görünmez Kadın'ın en rüküş olduğu anlar ve eski bilim adamı Reed Richards ile yaptığı doğaçlama dans gösterisi var. | Open Subtitles | بعد قليل، حماقات الأزياء لـ(المرأة الخفية... )... ورقصة روتينية مرتجلة من... |
- Cee'nin doğaçlama versiyonunu oynuyorduk. | Open Subtitles | ) نحن نلعب لعبة أختفاء مرتجلة |