| Burada çok hoş karşılanacağınızı söyleyemem doğrusu. | Open Subtitles | الام ، لا أستطيع ان اقول فقط انك مرحب بك جدا سيدى |
| hoş geldiniz sevgili bayanlar daha ne diyebilirim ki. | Open Subtitles | مرحب بك جداً عزيزتي أكثر مما أستطيع أن أعبر |
| Aramıza hoş geldin, Lunesta. Umarız savaşta umduğunu bulursun. | Open Subtitles | حسنا أنت مرحب بك, لينوستا سنخوض معك معركة قوية |
| Bana zaman ayırdığınız için teşekkürler. Rica ederim Bay Bond. | Open Subtitles | لطيف منك أن تعطينى من وقتك أنت مرحب بك ، سيد بوند |
| Şey, bak, Yeni tanıştığımızı biliyorum, ama yinede gelmek istersen gel. | Open Subtitles | حسناً ، انظر ، اعلم اننا التقينا لتو ولكن انت مرحب بك ان تأتي في اي وقت |
| Harika. Joel, daha fazla konum Hoşgeldiniz katılmak için daha | Open Subtitles | عظيم , جويل , انت مرحب بك كثيرا |
| Eğer Nawal Marwan'ın kızıysanız burada istenmiyorsunuz. | Open Subtitles | إذا كنتِ ابنة نوال مروان، أنتِ غير مرحب بك هنا |
| Burada her zaman hoş karşılanırsın. Bana yük olmana imkân yok. | Open Subtitles | انت مرحب بك هنا في اي وقت انت لست خادم بأي حال من الأحوال |
| Claude o evde hoş karşılanmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | كلاود تعلم أنه ليس مرحب بك في ذلك المنزل |
| İstediğin kadar burada saklanabilmen için hoş geldin. | Open Subtitles | حَسناً، أنت أكثر مِن مرحب بك لتختبئي هنا طالما احتجتي لذلك |
| İsterseniz elbette burada hoş karşılanacaksınız. | Open Subtitles | إذا أردت ذلك، بالطبع، فأنت مرحب بك كثيراً |
| Biraz bunalmış olduğundan eminim ama bu benim ailem ve sen de hoş geldin. | Open Subtitles | أعلم أنكِ مرتبكُة قليلا لكن هذه عائلتي و أنت مرحب بك فيها |
| Bay Bedrosian evinde hoş karşılanmadığını söyledi mi? | Open Subtitles | هل قال سيد بيدروسيان انك غير مرحب بك في شقته؟ |
| İnsanlarımın yarısını katlettikten sonra hoş bir karşılama beklemeyin ama. | Open Subtitles | وانت تحديدا ليس مرحب بك هنا لقد شويتِ نصف درزن من شعبي |
| Artık burada hoş karşılanmadığını bilmeye yetecek kadar oldu. | Open Subtitles | منذ فترة كافية لأعرف أنه غير مرحب بك هنا |
| Oraya geldiğinizde hoş karşılanacaksınız. | Open Subtitles | سوف تكون مرحب بك متى كنت فى هذا الطريق |
| Burası özel bir bar. hoş karşılanmıyorsunuz! | Open Subtitles | انها حانه خاصه أنت غير مرحب بك |
| Rica ederim. | Open Subtitles | مرحب بك في اي وقت اشكرك ولكني لا اريد هديه |
| Yanılmıyorsam uygun cevap "Rica ederim" olmalıydı. | Open Subtitles | أعتقد أنه عندما تكونين مستعدة للرقص في باريس فأنت مرحب بك |
| Ben suçlu olmadığını biliyordum. Rica ederim. | Open Subtitles | كنت اعلم انك لست مذنب , أنت مرحب بك |
| Akşam yemeği hazırlıyordum.İstersen bana katılabilirsin. | Open Subtitles | اسمعي أنا أعد بعض الغداء و أنت مرحب بك هنا |
| San Antonio de Padua in Vaupés Misyonuna Hoşgeldiniz. | Open Subtitles | مرحب بك في المهمة الخاصة بسان انتونيو |
| Bayım, sizi tanımıyorum ama burada istenmiyorsunuz. | Open Subtitles | أوه, سيد, لا أعرف من أنت, ولكنك غير مرحب بك هنا. |