ويكيبيديا

    "مروعة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • korkunç
        
    • berbat
        
    • dehşet
        
    • korkunçtu
        
    • iğrenç
        
    • çok kötü
        
    • korkutucu
        
    • Berbattı
        
    • ürpertici
        
    • sarsıcı
        
    Endüstrinin büyümesi ile birlikte korkunç insan hakları suistimalleri meydana geldi. TED حاليًا، إلى جانب نمو هذه الصناعة. تحدثُ انتهاكات مروعة لحقوق الإنسان.
    Hepimiz için korkunç bi haber Ama Stephen sen bunu aşabilirsin Open Subtitles أخبار مروعة بالنسبة لنا جميعا ولكن ستيفن يجب أن نبدأ الآن
    korkunç şeyler yaptığımı şimdi anlıyorum fakat babamı öldürdüğünde bunu sen başlattın. Open Subtitles أفهم الان انني فعلت اشياء مروعة , لكنك بدأتها عندما قتلت والدي
    Ama hikâyemin ana teması internette tanışma berbat olmak zorunda değil. TED لكن الهدف من هذه القصة هو أن المواعدة عبر الإنترنت لا يجب أن تكون مروعة.
    Bebek yedi aylıktı ve korkunç bir cenaze düzenlemek zorunda kaldık. Open Subtitles عمر الطفل كان سبع شهور وكان يجب ان نقوم بجنازة مروعة
    Bir genç kız için çok korkunç ve acılı bir ölüm şekli. Open Subtitles قد تكون هذه طريقة مروعة مؤلمة لفتاة شابة أن تلقى حتفها بها.
    Burada bulunduğum kısa süre içinde korkunç şeylere tanık oldum. Open Subtitles خلال الوقت القصير الذي كنتُ فيه هنا رأيتُ أشياء مروعة
    Ve neredeyse 26 kez buraya gelmek için korkunç yollarla öldü. Open Subtitles وتوفي تقريبا، مثل، 26 مرات في طرق مروعة للوصول الى هنا.
    ve bilirsiniz, oraya yakın yaşayanlar bu olayı çok korkunç bulur. Her gün bunu seyretmek çok kötü. TED وتعلمون، فإن السكان المحليين اعتقد انها السلوك الرهيب، انها مروعة فقط مشاهدة هذا يحدث، يوما بعد يوم.
    Ama öte yandan, bu korkunç bir kültürel şiddet suçuydu. TED لكن من وجهة نظر أخرى، قام المتحف بارتكاب جريمة مروعة تحت إطار العنف الثقافي.
    Geçen yıl içerisinde, arkeolojik sahaların yok edildiğine ve IŞİD gibi grupların toplu yağmalama yaptığına dair korkunç haberlere tanık olduk, TED على مدار العام الماضي، شاهدنا عناوين مروعة من التدمير الكبير للمواقع الأثرية، والنهب الهائل من جماعات مثل داعش.
    Ailem aslen Suriyeli ve yakın zamanda bazı akrabalarımın, korkunç ölüm haberlerini aldım. TED إن أصول عائلتي سورية، وفي وقت سابق، فقدت العديد من من أفراد عائلتي بطرق مروعة.
    Ancak yasalarımıza göre Jennifer çocuk pornosuna eşdeğer korkunç bir suç işledi. TED وحتى الآن، تُخبرها قوانيننا أنها إرتكبت جريمة مروعة تتساوى مع المواد الإباحية للأطفال.
    Sanirim 2005'in doğal afetler açısından korkunç bir yıl oduğunu varsayabiliriz. TED أعتقد أنه بإمكاني أن أقول أن سنة 2005 كانت سنة مروعة بالنسبة للكوارث الطبيعية.
    Bu inanılmaz derecede korkunç bir olay. TED لذا فقد كانت حادثة من مروعة بمعنى الكلمة.
    Rüzgar yolda yanlamasına duran oluklara vurur ve oluklar şasiyi korkunç şekilde sallar. Open Subtitles الرياح تتموج على الطريق وتحدث أصواتاً مروعة
    Ve seçimlerimiz de çoğu zaman berbat. TED وخياراتنا في بعض الأحيان بالتأكيد مروعة.
    Ordövrler berbat, yatak odamsa buz kutusu gibi. Open Subtitles المشهيات مروعة وغرفة نومي كصندوق الثلج. أنت ترتكب خطأ كبيرا.
    Ortaya çıkan sonuç ise, bu kızın oldukça üzücü ve dehşet verici hikayesi oldu. Ailesi yoksulluğun pençesindeydi. TED ما يظهر هو مُحزن حقا، حكاية مروعة عن فتاة صغيرة. و أسرة الفتاة فقراء للغاية
    Hava korkunçtu. Tanrı'nın azizliği. Open Subtitles ولكن درجة الحرارة كانت مروعة بل لا تطاق.
    Kesin iğrenç görünüyordum. 10 yaşında falandım. Open Subtitles لابد من أنني كنت مروعة كنت في عمر العاشرة أو نحو ذلك
    Şeffaf olmanın önemi, her daim savunucu olmanın önemi cehaleti yok etmekti. Cehalet çok korkutucu bir kelime. TED والغرضُ من هذه الصراحة، هو الغرضُ نفسه من هذه المرافعات، هوا محو الجهل، والجهلُ كلمة مروعة جداً.
    Trafik gerçekten Berbattı ve biz şehrin diğer ucundan, Kudüs'ün kuzeyinden yola çıkmıştık. TED كانت حركة المرور مروعة ، وكنا قادمون بسيارة الاسعاف من الجانب الآخر من المدينة في الجزء الشمالي من القدس.
    Bu kutunun içinde 9-9'un geçtiğimiz sekiz yılda... ..üzerinde çalıştığı tüyler ürpertici suçlar var. Open Subtitles يوجد في هذا الصندوق كل قضية مروعة عمل عليها فرقة 9-9 في الثماني سنسن الأخيرة
    Bunun sarsıcı bir haber olduğunun farkındayım. Ancak, yapmamız gereken bir işimiz var. Open Subtitles أعلم بأن هذه الأخبار مروعة لكن لا يزال لدينا عمل نقوم به

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد