Ollie'nin çiftliğinde ekim zamanı için amonyum nitrat ve infilak kapsülü olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن أولي يمتلك نترات الأمونيوم و مفجر في مزرعته لزراعة المحاصيل الموسمية. |
O adam bizim onun çiftliğinde... ..daha fazla saklanmamızdan korkuyordu,... ..ama bizi daha emin bir yere götürmeyi kabul etti. | Open Subtitles | الرجل كان يخشى ان يدعنا لذا فقد اختفى عن مزرعته فترة ليست طويلة لكنه وافق أن يأخذنا إلى مكان اخر بعيدا عنه |
Ridd çiftliği bizim hakkımızdır. Ben kanunlara saygılı bir adamım. | Open Subtitles | وبذلك تصبح مزرعته ملكاً لنا بشكلٍ قانوني إنني رجلٌ أحترم القانون |
Karısından dün mektup aldı. çiftliğine dönmek istiyor. | Open Subtitles | جـائته رسـالة أمس من زوجته إنـه يريد العودة إلـى مزرعته |
Hatırlat da bir daha onun çiftliğinden koyun çalmayayım. O dilsiz, sağır değil. | Open Subtitles | لا أذكر خشخشة أكثر من الأغنام مزرعته اه، قال انه صامت لا اصم |
çiftlik iflas, kız komada. | Open Subtitles | مزرعته مفلسة. ابنته في غيبوبة. |
Aşağı Cranford'a bir çiftlikte oturan Graves adında bir muhafızımız var. | Open Subtitles | لدينا شرطي ,إسمه غريفز مزرعته في شمال كرانفورد |
Evet. Clark Kent adında biri çiftliğinde bakıyor. | Open Subtitles | نعم ثمة شاب يدعى كلارك كينت يحتفظ به في مزرعته |
Masum bir adamı hapishaneye gönderen yeminli beyanlar hazırlamak dışında Hakim Stephens Virginia'daki çiftliğinde at sürmenin keyfine bakıyor. | Open Subtitles | بجانب شهادات مزورة أرسلت رجال برأء إلى السجن القاضي ستيفينز يستمتع ايضا بركوب الخيل على مزرعته في فيرجينيا |
- Amcamın çiftliğinde de vardı. | Open Subtitles | عمي يملك واحد في مزرعته. بالطبع هو كذلك. |
Eğer onuncu devir hakkında görüşlerini yazmazsa başkan, Wyoming'deki çiftliğinde büyükbaş hayvanlarını otlatır. | Open Subtitles | عندما لا يكون منكبًا على كتابة آرائه لمحكمة المقاطعة العاشرة فهو يقود قطيع الماشية في مزرعته في وايومنغ |
Geçtiğimiz 1.5 yılda çiftliği üretkenliğini üçe katlamış. | Open Subtitles | ،في العام والنصف الماضي مزرعته قد تضاعف ثلاث مرات في الإنتاجية |
Oh, hayır, Abbey Mill çiftliği'nin hanımı Bayan Robert Martin'i asla ziyaret edemezdim. | Open Subtitles | اوه , لا فانا بالتاكيد لن ازور سيد روبرت مارتن في مزرعته |
Ayrıca, bir keresinde kendi karınca çiftliği olan biriyle buluştum. | Open Subtitles | ومرّة و اعدت رجل لديه نمل مزرعته |
Sen bana öyle bir adam bul, ben de Lamb'i çiftliğine geri göndereyim. | Open Subtitles | اعثر لي على رجل هكذا و سأرسل لامب إلى مزرعته |
Görünüşe göre, tohumlardan bazıları onun çiftliğine sıçramış. | Open Subtitles | من الواضح أن بعض من حبوبهم كانت في مزرعته |
Onun ibadet çiftliğine taşındım, diğer 45 üyesiyle birlikte toplu intiharla ölen, Kurtuluş Yıldızı Çocukları örgütünde. | Open Subtitles | انتقلت الي مزرعته الصلاتيه مع 45 عضو ل أولاد نجوم الخلاص الذين ماتوا في انتحار جماعي. |
Bir ağustos sabahı onu çiftliğinden alıp trenle gönderdiler. | Open Subtitles | في صباح الأوّل من أغسطس جاؤوا ليأخذونه من مزرعته وأرسلوه بالقطار |
Ve o hiç bir şey bilmeyen bir çocuktu, Mississipi'deki çiftliğinden hiç ayrılmamıştı, nerede olduğunu bilmiyordu, ne yaptığını, neden burada olduğunu... o da bu en büyük neslin bir parçası mıydı ? | Open Subtitles | و كان مجرد فتى لا يعلم آي شيء لم يبتعد أبدا عن مزرعته في المسيسبي و لم يعلم أين كان و كيف جاء لهناك و لم جاء |
Gri kurt kendine iyi bir çiftlik seçmişti. | Open Subtitles | اختار الذئب الرّمادي مزرعته جيداً. |
O çiftlikte yaşamaktan bahsetti ve her şeyin farklı olacağını söyledi. | Open Subtitles | ولكنه قال أنه يريد أن يحيا بسلام في مزرعته وهذا الشيء الوحيد الذي سوف يختلف. |