O orospu çocuğu parkamı yırttı! Hiç balık tutabildiniz mi? | Open Subtitles | ــ مزّق السافل سترتي المُبطّنة ــ هل اصطدتم شيئاً؟ |
"Prezervatifi yırttı." "Bu beni çok rahatsız etti." | Open Subtitles | لقد مزّق الواقي. لقد شعرتُ بعدم الراح بخصوص هذا الأمر. |
Sıkıştırıcı makine, bacağını sıkıştırmadan önce fena halde yırtmış. | Open Subtitles | الغطاء مزّق ساقها بشكل كبير قبل أن تعلق. |
Kotunu hızla indirip, iç çamaşırını yırtmış. | Open Subtitles | وقام بشد سروالها و مزّق ملابسها التحتية |
Eteğimi parçaladı ve bacaklarımı zorla açtı içime girebilsin diye. | Open Subtitles | مزّق تنورتِي وأجبرني على فتح ساقيَّ لكي يتمكن منّي |
O kudurmuş it ceketimi parçaladı ve az daha kolumu koparacaktı. | Open Subtitles | ذلك المغفّل المجنون مزّق سترتي ومزّق ذراعي تقريبًا. |
Yani apaçık geyik burada dururken yerinden sökmüş. | Open Subtitles | ...أعني من الواضح أنه أنه مزّق الأيّل أثناء وقوفه هنا |
Kanca damağını ön çenesine kadar parçalıyor ön dişlerini çatlatarak yerinden çıkarıyor. | Open Subtitles | الخطّاف مزّق أعلى باطن فمّه وصولاً إلى الفص الجبهي كسْر أسنانه الأمامية وتم إزالتها |
Çeki yırt gitsin. Ne de olsa ofisten taşınacağım. | Open Subtitles | مزّق الشيك، سوف أنقل مكتبي على كلّ حال |
Boğazlarını o kadar hızlı yırttı ki, hiçbiri çığlık atacak veya dua edecek zaman bulamadı. | Open Subtitles | مزّق أعناقهم بسرعةٍ كبيرة، بحيث لم تسنح لأحدهم فرصةٌ ليصرخ... أو يصلّي... |
Sanırım elbisesini yırttı ve yüzbaşı da onu tekmeledi, Waters da ona "kaltak" diye bağırdı. | Open Subtitles | وأظن أنه مزّق ملابسها "وأنها ركلته، ثم نعتها "بالعاهرة |
Mektubumuzu yırttı! | Open Subtitles | لقد مزّق رسالتنا |
Eğer bunların hepsi doğruysa neden Colin çeki yırttı? Çeki yırttı mı? | Open Subtitles | لو كان كلّ هذا صحيحا، فلماذا مزّق (كولن) صككِ؟ |
Çatlak durayı yırtmış. | Open Subtitles | الكسر مزّق الجافية. |
Fıtığı baştan aşağı yırtmış yine. | Open Subtitles | لقد مزّق كل شيء، وبعض |
Liam bütün sayfaları yırtmış. Ağabeyim adına çok özür dilerim. | Open Subtitles | مزّق (ليام) كلّ صفحاته وأنا آسف بالنيابة عن أخي |
Anladığını sanmıyorum. Arabamın arkasını parçaladı. | Open Subtitles | لا أظن أنك تفهم، لقد مزّق الرجل مؤخرة سيارتي. |
Sonunda giysilerimi parçaladı ve beni yarı çıplak sokağa attı. | Open Subtitles | لقد مزّق ملابسي وألقى بي إلى الشارع |
Hoşuna gitmedi. Kanepemin kılıflarını parçaladı. | Open Subtitles | ولم يكن يتناوله لقد مزّق أريكتي |
Düzeneği sökmüş. | Open Subtitles | مزّق الشبكة. |
Düzeneği sökmüş. | Open Subtitles | مزّق الشبكة. |
Doğru düzgün düşünemiyorsun biliyorum ama Jafar krallığımızı parçalıyor bende onu yenebilecek bir Kurtarıcı buldum | Open Subtitles | لكنّ (جعفر) مزّق مملكتنا فعثرت على مخلّص سيهزمه |
O bunu parçalıyor. | Open Subtitles | -لقد مزّق... هذا . |
B... ktan gömleğini yırt. Sana benimkini veririm. | Open Subtitles | مزّق قميصك القذر وسأهديك واحداً من عندي |
Bir şey bu hava kilidini parçalamış. | Open Subtitles | شيء ما مزّق كل شيء خارجاً من غرفة معادلة الضغط |