ويكيبيديا

    "مسألة شخصية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kişisel bir mesele
        
    • kişisel meselem
        
    • şahsi bir
        
    • bu kişisel
        
    • özel bir mesele
        
    • Kişisel bir şey
        
    • kişisel meselemiz
        
    • Şahsi
        
    • kişisel mesele
        
    • kişisel bir sorun
        
    Yoksulluktan gelen biri olarak, bu benim için kişisel bir mesele. TED وكشخص عانى من الفقر، إنها مسألة شخصية بالنسبة إلي.
    Bir çek yazın, baba. Bu çok önemli, kişisel bir mesele. Open Subtitles فقط أكتب شيك ، أبي إنها مسألة شخصية مهمة جدا
    Ben hiçbi şey soymuyorum. Ben gangster değilim. Onunla aramda kişisel meselem var Ben soyguncu değilim. Open Subtitles لا أريد سرقة شيء؛ لست متمرّداً؛ هذه مسألة شخصية بيني وبينه؛ مفهوم؟
    Ancak bana şahsi bir soru sorarsan, bunu yapmaya başlayacağım. Open Subtitles لكن إن سألتني عن مسألة شخصية سأبد بفعل هذا
    Dinle, seni hatırlamadığım için üzgünüm. bu kişisel bir şey değil. Open Subtitles اسمعي، آسف أنني لا أتذكرك فليست مسألة شخصية
    Bu özel bir mesele Warden. Open Subtitles انها مسألة شخصية يا واردن
    Ben de seni sevmeyeceğimden eminim. Kişisel bir şey değil. Open Subtitles و أنا واثق أنني لا أحبك أيضاً ليست مسألة شخصية
    Bu bizim kişisel meselemiz. Ve karısı hakkında yanlış anlaşılma var. Open Subtitles أسمع ( جلو ) هذه . مسألة شخصية
    kişisel bir mesele var da benimle bu küçük bok kafa arasında. Open Subtitles ..إنها نوعا ما مسألة شخصية بيني وبين هذا الحقير
    Fazla uzun sürmez. kişisel bir mesele. Open Subtitles إن هذا لن يأخذ مدة طويلة إنها مسألة شخصية
    Yalnız kişisel bir mesele var. Ne yazık ki hippi dudağını kesmelisin. Open Subtitles هناك مسألة شخصية وحيدة ، للأسف يجب أن تتخلص من ..
    Sayın Başkan, kusura bakmayın ama bu kişisel bir mesele. Open Subtitles سيدي الرئيس، مع فائق احترامي هذه مسألة شخصية أنا لا...
    Onunla, kişisel bir mesele hakkında konuşmalıyım. Open Subtitles شقيقتي أريد التحدث إليها بشأن مسألة شخصية
    Bu kişisel bir mesele değil, Bay Harvey. Open Subtitles هذه ليست مسألة شخصية سيد هارلي.
    Onunla aramda kişisel meselem var. Ben soyguncu değilim. Open Subtitles لا أريد سرقة شيء؛ لست متمرّداً؛ هذه مسألة شخصية بيني وبينه؛ مفهوم؟
    Virüs Projesi bir sonraki NZT hapımı alana kadar beklemek zorunda ve iştirak etmem gereken ufak bir kişisel meselem de vardı. Open Subtitles "تحتَّم تأجيل مشروع التجسس حتى القرص التالي" "وكان ثمّة مسألة شخصية يتعيّن الاعتناء بها."
    Ama holding sahibi bir kodamanın karısı olmak şahsi bir mesele değil. Open Subtitles لكن، تُصبح الزوجة لتكتل كبير ليست مسألة شخصية.
    Bak, bu kişisel mesele artık çok büyüdü. Open Subtitles النظرة، هذه كانت مسألة شخصية الذي نفخ مخرج النسبة.
    -Çünkü... -Bu özel bir mesele. Open Subtitles - . هذة ينبغى أن تكون مسألة شخصية -
    Seni unuttuğum için üzgünüm. Kişisel bir şey değil. Open Subtitles اسمعي، آسف أنني لا أتذكرك فليست مسألة شخصية
    Bu bizim kişisel meselemiz, biz hallederiz. Open Subtitles إنها مسألة شخصية و سنسويها .
    O kişisel bir sorun ve zamanı gelince halledilecek. Open Subtitles هذه مسألة شخصية وسنقوم بتسويتها فى الوقت المناسب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد