Yoksulluktan gelen biri olarak, bu benim için kişisel bir mesele. | TED | وكشخص عانى من الفقر، إنها مسألة شخصية بالنسبة إلي. |
Bir çek yazın, baba. Bu çok önemli, kişisel bir mesele. | Open Subtitles | فقط أكتب شيك ، أبي إنها مسألة شخصية مهمة جدا |
Ben hiçbi şey soymuyorum. Ben gangster değilim. Onunla aramda kişisel meselem var Ben soyguncu değilim. | Open Subtitles | لا أريد سرقة شيء؛ لست متمرّداً؛ هذه مسألة شخصية بيني وبينه؛ مفهوم؟ |
Ancak bana şahsi bir soru sorarsan, bunu yapmaya başlayacağım. | Open Subtitles | لكن إن سألتني عن مسألة شخصية سأبد بفعل هذا |
Dinle, seni hatırlamadığım için üzgünüm. bu kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | اسمعي، آسف أنني لا أتذكرك فليست مسألة شخصية |
Bu özel bir mesele Warden. | Open Subtitles | انها مسألة شخصية يا واردن |
Ben de seni sevmeyeceğimden eminim. Kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | و أنا واثق أنني لا أحبك أيضاً ليست مسألة شخصية |
Bu bizim kişisel meselemiz. Ve karısı hakkında yanlış anlaşılma var. | Open Subtitles | أسمع ( جلو ) هذه . مسألة شخصية |
kişisel bir mesele var da benimle bu küçük bok kafa arasında. | Open Subtitles | ..إنها نوعا ما مسألة شخصية بيني وبين هذا الحقير |
Fazla uzun sürmez. kişisel bir mesele. | Open Subtitles | إن هذا لن يأخذ مدة طويلة إنها مسألة شخصية |
Yalnız kişisel bir mesele var. Ne yazık ki hippi dudağını kesmelisin. | Open Subtitles | هناك مسألة شخصية وحيدة ، للأسف يجب أن تتخلص من .. |
Sayın Başkan, kusura bakmayın ama bu kişisel bir mesele. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، مع فائق احترامي هذه مسألة شخصية أنا لا... |
Onunla, kişisel bir mesele hakkında konuşmalıyım. | Open Subtitles | شقيقتي أريد التحدث إليها بشأن مسألة شخصية |
Bu kişisel bir mesele değil, Bay Harvey. | Open Subtitles | هذه ليست مسألة شخصية سيد هارلي. |
Onunla aramda kişisel meselem var. Ben soyguncu değilim. | Open Subtitles | لا أريد سرقة شيء؛ لست متمرّداً؛ هذه مسألة شخصية بيني وبينه؛ مفهوم؟ |
Virüs Projesi bir sonraki NZT hapımı alana kadar beklemek zorunda ve iştirak etmem gereken ufak bir kişisel meselem de vardı. | Open Subtitles | "تحتَّم تأجيل مشروع التجسس حتى القرص التالي" "وكان ثمّة مسألة شخصية يتعيّن الاعتناء بها." |
Ama holding sahibi bir kodamanın karısı olmak şahsi bir mesele değil. | Open Subtitles | لكن، تُصبح الزوجة لتكتل كبير ليست مسألة شخصية. |
Bak, bu kişisel mesele artık çok büyüdü. | Open Subtitles | النظرة، هذه كانت مسألة شخصية الذي نفخ مخرج النسبة. |
-Çünkü... -Bu özel bir mesele. | Open Subtitles | - . هذة ينبغى أن تكون مسألة شخصية - |
Seni unuttuğum için üzgünüm. Kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | اسمعي، آسف أنني لا أتذكرك فليست مسألة شخصية |
Bu bizim kişisel meselemiz, biz hallederiz. | Open Subtitles | إنها مسألة شخصية و سنسويها . |
O kişisel bir sorun ve zamanı gelince halledilecek. | Open Subtitles | هذه مسألة شخصية وسنقوم بتسويتها فى الوقت المناسب |