Kilise komiteleri hep bağış yapmamı bekler, ve o bağışı hep alırlar. | Open Subtitles | لجان الكنيسة يتوقعون دائما مساهمة سخية مني وأنهم دائما يحصلون عليها |
Burnun romantizme katkısı ise parfümü ya da kolonyayı farketmekten fazlasıdır. | TED | مساهمة الأنف في الرومانسية أكبر من مجرد ملاحظة عطر أو كولونيا. |
İkinci durum, tasarımın sürdürülebilirliğe nasıl katkıda bulunabileceği ile ilgili. | TED | أما الحالة الثانية فهي حول مساهمة التخطيط في الاستدامة. |
Kurban hakları derneğine ben de destek vermek isterim. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أُقدّمَ مساهمة إلى منظمةِ حقوقِ ضحاياكَ. |
Kadınlar komitesinin katkısını garantiye alacaksın. | Open Subtitles | خلال دقائق، ستقومين باستلام مساهمة من تلك اللجنة للسيدات |
Sonra sayfayı çeviriyorum ve kendi oğlumun bu kargaşaya katkı yatığını görüyorum. | Open Subtitles | بعد ذلك كان على قلب الصفحه. ورؤية مساهمة إبنى فى هذه الفوضى. |
Ancak bunu yapmadan önce, ufak bir bağış yapmak istiyorum. | Open Subtitles | ولكن قبل رحيلى, اتمنى ان اترك مساهمة صغيرة منى |
Erkek arkadaşının babası Keith Murphy'den kampanyasına ciddi büyük bir bağış aldı. | Open Subtitles | وقد وصلته مساهمة كبيرة في حملته من كيث مورفي والد حبيبك |
Biz düşündük ki hayır kurumlarına büyük bir bağış yapcağız. | Open Subtitles | قررنا عمل مساهمة ضخمة لمؤسسة خيرية جديرة |
Ama suyun mütevazı katkısı olmadan şu an bildiğimiz hayat olmazdı. | TED | لكن بدون مساهمة الماء المتواضعة، الحياة كما نعرفها قد لا تكون موجودة. |
Ama tavuğun bilime en büyük katkısı henüz gerçekleşmemişti. | TED | ولكن أعظم مساهمة للدجاج في العلم لم تكن قد حدثت بعد. |
Davanın çözümüne doğrudan katkısı olmasa da, | Open Subtitles | قد لا يكون لهذا الأمر مساهمة مباشرة في حل القضية |
Kontrol şöyle olmalı: "Bilime rastgele bir katkıda bulunan bilim insanı nasıl görünür?" | TED | لذا التحكم سيكون كيف سيبدو العالم الذي يقدم مساهمة عشوائية في العلم؟ |
Bu Internet üzerinde yaşayan bir ansiklopedi dünyanın dört bir yanındaki binlerce bilim insanı tarafından katkıda bulunuluyor. | TED | إنها موسوعة تعيش على الإنترنت وهي مساهمة من آلالاف العلماء حول العالم. |
Ailenin geçimine destek olduğu sürece, her bir çocuk ailenin tek değerli varlığı. | Open Subtitles | الأطفال يعترون الأدخار الوحيد اللذي تعتمد عله الأسرة لطالما اعتبروا عضوا اضافيا للمساعدة انها مساهمة ضرورية لتأمين الموؤنة |
Ama önce şirkete en büyük katkısını yaptı. | Open Subtitles | لكن ليس قبل أن يقوم بأكبر مساهمة في الشركة |
Anlamlı ve önemli olduğunu düşündükleri şeye katkı sağlıyorlardı ve bir fark yaratıyorlardı. | TED | لقد قدموا مساهمة، تغيير، مساهمة اعتقدوا أنها معبرة ومهمة |
Cenaze masraflarına bir katkım olsun istedim. | Open Subtitles | ..... لقد أردت تقديم مساهمة نحو نفقة الجنازة |
Ah Steven senin gülen yüzün bile bizim için bir katkıdır. | Open Subtitles | . ستيفن , ابتسامتك المحبة هي مساهمة كافية |
Kar amacı gütmeyen siyasi bir derneğe isimsiz bağışlar. | Open Subtitles | مساهمة مجهولة لمنظمة غير ربحية ذات اهتمامات سياسية |
Hiçbir bağışınız olmadığı için raporunuz bekleyen dosyalar bölümüne gidiyor. | Open Subtitles | أجل , حسناً بدون مساهمة سيذهب بلاغك مباشرة إلى الملف الدائري (المخلفات) |
Biz gerçek bir demokraside vatandaşların katkılarının çok değerli olduğuna inanmaktayız. | Open Subtitles | في ديمقراطيه حقيقيه ونحن نؤمن بأن مساهمة مواطيننا هي قيمة للغايه |
Yamagato Şirketi'nin en büyük hissedarlarından birisiniz. | Open Subtitles | أنتِ مساهمة كبيرة في رأس مال ياماجاتو" للصناعة" |