Görünürde imkânsız olana ulaştım ve hâlâ ulaşıyorum. | TED | لقد حققت ولازلت أحقق ما كان يبدو مستحيلا. |
Beş yıl önce bunu yapmak imkânsız görülebilirdi. Şu an yolsuzluk olmadan verimli bir şekilde yapabiliyoruz. | TED | منذ 5 سنوات كان هذا الأمر يبدو مستحيلا لكننا نقوم به الآن بشكل فعال وبدون أي مشاكل. |
Uçabiliyorlar. İmkânsız değilmiş. | Open Subtitles | لقد أستطاعوا التحليق، لم يكن هذا مستحيلا |
Onlar bunun mümkün olmadığını söylemişlerdi, o günü asla unutamam. | Open Subtitles | قالوا أن ذلك كان مستحيلا هذا يوم لن أنساه أبدا |
Benim doğru bir şey yapmam mümkün değil mi? Hayır. | Open Subtitles | انك تجعل الأمر مستحيلا علي لعمل الشيء الصحيح |
Açılmasını imkansız kılabilirsiniz,.. bu,size yapacaklarınız için yeterince zaman verir. | Open Subtitles | وتجعل فتحها مستحيلا فتتيح لك الحرية لتفعل تقريبا كل ماتريد |
Saldırının başarılı olması imkansızdı. Genel Kurmay bunu biliyordu. | Open Subtitles | الهجوم كان مستحيلا لابد ان القيادة كانت تعرف ذلك |
Çünkü eğer burada kalsaydık, ...imkânsız bir seçimle karşılaşacağımı biliyordun. | Open Subtitles | لأنكِ علمت لو بقينا هنا سأقابل خيار مستحيلا |
İmkânsız göründüğünü biliyorum ama denemek zorundayım. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا يبدو مستحيلا ولكنني سأحاول |
Çalışıyorum ama O New Orleans'tan yani herhangi bir şey için almak istediğimiz bilgi Katrina fırtınası yüzünden neredeyse imkânsız. | Open Subtitles | إنني احاول, ولكنه من نيو اوريلانز, لذلك الحصول على اي معلومة تخص اي شيء التي سبقت الاعصار كاترينا يكاد يكون مستحيلا. |
Ancak bazen hedefiniz bunu imkânsız kılar. | Open Subtitles | ولكن في بعض الاحيان الموضوع يجعل هذا مستحيلا |
Bunun kulağa imkânsız gibi geleceğini biliyorum ama ben senin annenim ve seni seviyorum. | Open Subtitles | الآن أعرف أن هذا سوف يبدوا مستحيلا ولكن انا والدتك وانا احبكِ |
Ama sırf beni senin kadar çileden çıkartan birini bulmam imkânsız olduğu için. | Open Subtitles | سيكون مستحيلا ان اجد شخصا ان يزعجني جدا مثل ما انت تفعل. |
Bunun mümkün olmadığını sanırdım hep. | Open Subtitles | مبقيا عيناه مفتوحتان ,الأمر الذي كنت أعتقده مستحيلا |
Bunu mümkün olduğunca elden çıkarmaya çalıştığını anlıyorum, ...ama müvekkilim, bunu imkansız kılan zaman sorunu konusunda baskı yapıyor. | Open Subtitles | أعلم أنك تريد تأجيل هذا قدر المستطاع لكن موكلي عنده مشكلة في ضيق الوقت هذا يجعله مستحيلا |
Ama mümkün değildi, tek düşünebildiğim oydu. | Open Subtitles | ولكنه كان مستحيلا لقد كانت كل ما أفكّر به |
Bilmedikleri şey, bununla birlikte yapacağımız şey, sadece doğru olmayan ama fiziksel olarak mümkün olan bir şey. | Open Subtitles | لكن الذي لا يعرفونه على اي حال وما نفعله ان ذاك ليس فقط طبيعيا بل مستحيلا فيزيائيا. |
Ama Temmuz'dan bu yana 600 yeni hasta rapor edildi ki bu, virüsün bulaşıcı olmadığını göze aldığımızda imkansız görünüyor. | Open Subtitles | لقد عاينا اكثر من 600 حالة منذ شهر جويلية و هذا يبدو مستحيلا لأن هذا المرض لم يكن معدا لذلك |
Bir daha doğru düzgün yürüyebilmenin imkansız olduğunu söylemiyorum bile. | Open Subtitles | دون الحاجة لذكر حقيقة أنه يجعل المشي باستقامة مستحيلا للأبد |
Okumak istemiştim ama imkansızdı, çalışmalıydım. | Open Subtitles | أردت الدراسة لكن ذلك كان مستحيلا كان لا بد أن أعمل |
Kısıtlamalar vardı. Onun işi yüzünden ilişkimiz imkansızdı. | Open Subtitles | كانت هناك قيود، ومع عمله، كان ذلك مستحيلا. |
Aldığımız güvenlik önlemleriyle, söylediğiniz şeyin yapılabilmesi, ...bir, iki hatta dört kişi tarafından bile imkansızdır. | Open Subtitles | و بمعايير الأمان التي لدبنا فانه يعتبر مستحيلا من رجل يعمل لوحده .. أو رجلين أو أربعة |
Ama benim beceriksizliğim yüzünden bu iş imkansızlaştı. | Open Subtitles | لكن بسبب حماقتي، كان هذا مستحيلا |
Ve görünüşte imkansız olası olduğu yeri size göstermiştim. | TED | و لقد أريتكم اللقطات التي توضح أم ما يبدو مستحيلا ههو ممكن. |