ويكيبيديا

    "مستودع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • depo
        
    • depoda
        
    • depoya
        
    • deposuna
        
    • deposunda
        
    • deposunu
        
    • Depot
        
    • deposundan
        
    • depoyu
        
    • deposunun
        
    • depodan
        
    • deponun
        
    • deposundaki
        
    • ambar
        
    • nin
        
    Rıhtımda bir depo var. Hagen, Guatemala dışından paravan bir şirket yönetiyor. Open Subtitles هناك مستودع بالاسفل بجوار أحواض السفن هيجان يديره لحساب شركة شل بجواتيمالا
    depo gibi bir yerde kalıyor. Eğer oradaysa, bize yardım edebilir. Open Subtitles انه يقطن في مستودع بأحد الأحيا اذا وجدناه ربما يمكنه مساعدتنا
    - Vincent... Seni yıllar boyunca tozlu bir depoda saklan diye korumadım ben. Open Subtitles أنا لم أنقذكِ في تلك السنوات الماضية كي أظل مختبىء في مستودع سيء
    Rusları, buradan uzakta olmayan bir depoya kadar takip ettim. Open Subtitles تعقبت الروس حتى وصلت إلى مستودع ليس بعيداً عن هنا
    Bizleri kurtaracak sihirli bir değnek beklememize gerek yok bizler zaten kullanılmayı bekleyen bir çözümler deposuna sahibiz. TED لا يجب علينا انتظار عصى سحرية لتنقذنا جميعا، فلدينا مسبقا مستودع كبير من الحلول يُنتظر فقط استعمالها.
    Kara Kaplan Çetesi'nin deposunda çalışan bir çok işçi kayboluyor. Open Subtitles قد فقد الكثير من العمال من مستودع النمر الأسود جانغ
    Elimizde bir depo var ve biz eşanlı işleyen süperbilgisayar yapısına kafa yoruyoruz. TED هنا مستودع ونحن نفكر به أبنية معالجة موازية عملاقة.
    Bu bina yapılmadan önceki "depo" dediğimiz eski gardaydık. Open Subtitles كان هذا فى المحطة القديمة قبل أن تبنى هذه ، كنا نسميها مستودع القطار
    O silahlar, Fort Still'den, depo hizmet subayından çalındı. Open Subtitles سرقت هذه البنادق من مستودع التموين في حصن سيل
    Wu Han İthalat. Çin mahallesindeki bir depo. Open Subtitles هو هان, للإستيراد إنه مستودع للسلع والبضائع في الحي الصيني
    O galiba senin Barney's'in depo satışında geçirdiğin hafta sonuydu. Open Subtitles أعتقد أنه كان في عطلة نهاية الأسبوع قضيت في مستودع بيع بارنيز.
    Burada ekibimizle birlikte, bir depoda bir teknoloji gösterimi yapmaktayız. TED هنا صورتنا مع فريقنا نضع تصوراً للتكنولوجيا في مستودع.
    Bir depoda bir yangın çıkmış ve depodaki tüm silahlar yanmıştı. Open Subtitles أنا أحقق في حريق في مستودع حيث أحرقت كل الأسلحة
    depoda istiflediğin erzaktan onlara daha fazla ver yoksa beni daha çok görürsün! Open Subtitles اعطهم بعض الطعام من الذي قمت بتخزينه في مستودع "أو سترى أكثر مني!"
    Kuzeye giderken 101 tabelasından sonra depoya giden bir yol var. Open Subtitles اتجه 101 ميل الى الشمال وستجد طريق يودي بك الى مستودع
    Gece devam ederlerse yakıt deposuna 14 km uzakta olurlar. Open Subtitles لو تحركوا طوال الليل، لا بد أن يكونوا على بُعد 9 أميال من مستودع الوقود
    Savaş süresince, Büyük ve Küçük Antiller'de Ordu Levazım deposunda çok önemli pozisyonda görev almıştır." Open Subtitles طوال فترة الحرب كان فى موقع مسؤولية فى مستودع امدادات الجيش فى جزر الهند الغربية
    En azından, Ernest'ın gezegenindeki bilgi deposunu yaratan ırklardan biri. Open Subtitles و على الأقل هم أحد الأجناس التى بنت مستودع العلوم على كوكب إرنست
    En büyük ızgaralar için en iyi fiyatlar Garden Depot'ta. Open Subtitles في مستودع الحديقه , لديهم افضل العروض على اكبر الشوايات
    Amerikan yakıt deposundan üç kilometre uzakta. Open Subtitles أبلغ أنه على بعد 3 كم من مستودع الوقود الأمريكي
    Bu yüzden iki kata ayrılmış 3000 metre karelik bir depoyu kullanıyorduk. TED فلدينا مستودع 10,000 قدم مربع مقسومة بين طابقين
    Normal bir silah deposunun zeminine benzemiyor. Değil zaten. Open Subtitles أليست تلك هي أرضية مستودع الأسلحة؟
    Bu depodan yapıyoruz işlerimizi. Tüm işler buradan yönetilir. Open Subtitles نشتغل في مستودع نقوم بكل عملياتنا من هنا
    Piç kurusuna göre, mallarımız bir deponun içindeymiş. Open Subtitles لقد أخبرنى ذلك اللعين أنهم يخبأون بضاعتنا فى مستودع الأسلحة بالمستودع
    Bobby buraya geldi ve konuşma yaptı, sonra Memphis'e gitti ve sonra Stockton ve California'ya gitti ve eski Sante Fe deposundaki Sante Fe treninde konuştu. Open Subtitles جاء بوبي هنا و قال أنه ذهب إلى ممفيس، ثم ذهب لستوكتون ، كاليفورنيا وتحدث عن قطار سانتا في مستودع سانتا القديم
    Onu, New York merkezinde bir karavan parkındaki büyük bir ambar binasında kafeslerle dolu küçük bir odada bulduk. TED وجدناه في غرفة صغيرة كانت مليئة بالاقفاص في هيكل مستودع كبير كثير الاستعمال في وسط مدينة نيويورك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد