Eğer hızlı olmazsan, havaalanları, tren istasyonları ve sınırlar kapatılır. | Open Subtitles | اذا لم تتحرك مسرعاً المطارات اياك ومحطات القطار والمعابر الحدودية |
Yani arabayı hızlı kullanmaktan başka bir seçeneğin yok, değil mi? | Open Subtitles | لذا، ليس لديك خياراً آخر عدا أن تقود مسرعاً للمطار فقط |
aceleyle gitmiş. Acaba, profesyonel bir hırsızı bu kadar korkutan nedir? | Open Subtitles | ، لقد رحل مسرعاً أتعجب ما الذي قد يرعب لص محترف هكذا |
Hiç şüphem yok bu yana. her zaman hız güvenlidir. | Open Subtitles | لا شك لدي بذلك كنت دائماً مسرعاً وأميناً من الأخطار |
Sen koşarak babasına gelip büyük çocuklarını topunu aldığını söyleyen çocuk gibisin. | Open Subtitles | أنتِ مثل الطفل يعود إلى أبيه مسرعاً أخبريني بقصة الولد الكبير كيف سرق الكرة |
Kilisenin yanından geçtiğin hızla barın da yanından geçsen, çok daha iyi olur, küçük şaşı. | Open Subtitles | لو مررت بالحانة مسرعاً كما مررت على الكنيسة كان ذلك من الأفضل لك وحتى تغض بصرك |
oradasın. acele edin. onu hemen getirin. | Open Subtitles | ها أنت ذا تعال مسرعاً ، اصعدوا به للمسرح |
Benimle hemen şimdi gelmezsen sapıtacağım. | Open Subtitles | ، إذا لم تأتي معي في الحال سأمضي مسرعاً من هنا |
Bir anda iniyorum, deli gibi hızlı, ve karanlık gibiyim, "Huh!" | TED | انقضضت مسرعاً وأنا مثل الظلام، سريع جداً. |
Şimdi anımsıyorum, bir yıl önce yolda iki kişi vardı, otomobili giderek daha hızlı sürüyordum! | Open Subtitles | الآن إننى أتذكر منذ عام مضى كان هناك شخصان يسيران فى الطريق و كنت أقود السيارة مسرعاً |
Ama çok hızlı gidiyordu. | Open Subtitles | مع أنه حقاً كان مسرعاً جداً محرقاً مطاط عجلاته |
Judah, beni affet. Dün gece aceleyle çıktım. | Open Subtitles | جودا يجب أن تسامحني لقد غادرت مسرعاً الليله الماضيه |
- Üç gün önce biri aceleyle ayrılmış. | Open Subtitles | شخص ما رحل من هنا مسرعاً منذ ثلاثة أيام مضت شخص ما؟ |
hız yapıyordun, kenara çekmeni istedi. Ceza yazmadığı için şanslısın. | Open Subtitles | كنت مسرعاً, وقد أرادك أن تتوقف والآن سيحرر لك مخالفة |
Yine de ehliyet ve kayıt belgenizi görmeliyim efendim. Köprüden geçerken hız yapıyordunuz sanırım. | Open Subtitles | علي ان أرى رخصتك و دفتر التسجيل سيدي,اعتقد انك كنت مسرعاً عبر الجسر |
O yüzden seni aradığım zaman gelip tutuklamayı yapacaksın. koşarak gelsen iyi olur. | Open Subtitles | لذا ستقوم بهذا الاعتقال، وسأتصل بكَ، ويحسن بكَ أن تأتي مسرعاً |
Görevlilerden biri, Moxon düştükten hemen sonra McDeere'ın tanımına uyan birisinin koşarak uzaklaştığını görmüş. | Open Subtitles | شخص ما وصف ماكدير ورأه يهرب مسرعاً مباشرةً بعد سقوط ماكسون |
Bir savaşçı, güneşte atılmış bir ok kadar hızla ve dosdoğru sana geliyor. | Open Subtitles | جاء لك محارب مسرعاً ومباشرة مثل السهم المنطلق للشمس |
At değiştire değiştire tozlu mesafeleri kateden Hutter ilerde hayal meyal görünen Karpatlar'ın zirvesine varmak için acele etti. | Open Subtitles | و انطلق "هيتر" مسرعاً يجتاز الصحاري والجبال "حتى لاحت في الأفق أمامه قمم جبال "كاربثين |
Yolun karşısına koşup annene ne korkunç bir kadınla evli olduğunu mu söyledin? | Open Subtitles | هل هرعت مسرعاً لإخبار والدتك عن الزوجة الرهيبة التي تزوجتها |
Sonra kararını verip merdivenlerden çabucak inerek beyefendinin muayenehanesine gitti. | Open Subtitles | ثم بدا أنه اتخذ قراره لذا نزل للأسفل مسرعاً لغرفة جراحة سيدي |
alelacele çıkıp gitti. | Open Subtitles | حَسناً، هو بالتأكيد خَرجَ مسرعاً من هنا بسرعة. |
Sopasını yere attı, tepeye koşmaya başladı. | Open Subtitles | رمى مضربه، وجاء مسرعاً نحو المقدمة |
Sarı Yüzgeçli Orkinos, okyanusta bir o yana, bir bu yana süratle yüzerek eğlenceli vakit geçirebilir. | Open Subtitles | يجعلُ سمك التونة صفراء الزعنفة وقته جديّاً، فهو يقطع المحيط مسرعاً مشرّقاً للغرب وَ مغرّباً للشرق |
Marshall da bir hışımla GUB'a gittiğinde Zoey'le karşılaşmış. | Open Subtitles | لذلك اندفع ( مارشال ) مسرعاً إلى ( جي إن بي " حيث التقى بـ ( زوي " |