ويكيبيديا

    "مصلحتهم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • iyiliği
        
    • çıkarları
        
    • kendi çıkarlarına
        
    • iyilikleri
        
    • Onlar için
        
    • çıkarlarını
        
    Bazen insanları onların kendi iyiliği için kandırmalısın. Open Subtitles أحيانًا يكون عليك خداع الناس من اجل مصلحتهم الشخصية
    Sadece bunun için değil, onların iyiliği için de. Open Subtitles ...ليس فقط من أجل لكن من أجل مصلحتهم إيضاَ
    Güç sahibi insanlar, kendi çıkarları için zenginleri fakirlerle karşı karşıya getiriyor. Open Subtitles اشخاص في السلطة بستخدمون انقسام الاغنياء ضد الفقراء من اجل مصلحتهم الخاصة
    Sikik Romalılar adamın adını kendi çıkarlarına kullanıyor. Open Subtitles الرومان اللعناء ضخموا أسطورته لأجل مصلحتهم
    Önce kızacaklar, sonra bunun kendi iyilikleri için olduğunu görecekler. Open Subtitles سَيَكُونونَ غاضبون في بادئ الأمر، لكن في النهاية سيرون أنها من أجل مصلحتهم الخاصة.
    Bizimki de Onlar için en iyisini yapmak onları güçlendirmek. Open Subtitles وعملنا هو القيام بما هو في مصلحتهم... أنْ نجعلهم أقوياء
    Babalar kendi çıkarlarını düşünmezler. Open Subtitles فالأباء يفكرون بأشياء غير مصلحتهم الشخصية.
    Yemin ederim onların iyiliği için bunu yapıyorum. Open Subtitles اقسم أننى فعلت ذلك من اجل مصلحتهم
    Güven bana. Bu onların iyiliği için. Open Subtitles إثقي بي انه من أجل مصلحتهم
    Evet, ama onların iyiliği için. Open Subtitles اكيد، لكن كان من اجل مصلحتهم
    Başkaları her zaman kendi yararları ve çıkarları için hareket edecektir. Open Subtitles ليسوا سوى أطراف ثالثة وسيتصرفون من أجل مصلحتهم الخاصة
    Deregülasyonun müthiş bir malî ve entelektüel desteği vardı çünkü insanlar kendi çıkarları için konuşuyorlardı. Open Subtitles جامعة كولومبيا يتمتع إلغاء الرقابة بدعم فكرى و اقتصادى مروع بسبب أن الناس سعوا إلى ذلك فى سبيل مصلحتهم الخاصة
    Ama iki grup ortak çıkarları için bir araya gelip beraber de çalışabilir. Open Subtitles لكنها ايضت لا تلاحظ كمجموعتين تعملا معا من اجل مصلحتهم
    Moralinin bozuk olabileceğini ve sana arkadaşlık etmelerinin kendi çıkarlarına olacağını söyledim. Open Subtitles أخبرتُهم فقط أنّكَ ربما تشعر بالإحباط وأنّه من مصلحتهم الشخصيّة المحافظة على صحبتكَ
    Tek yapmamız gereken Cumhuriyetçilere oy vermenin kendi çıkarlarına olacağını hatırlatmak. Open Subtitles كل ما علينا فعله هو تذكيرهم أن من مصلحتهم إختيار التذكرة الجمهورية
    ...Casuslar, operasyonlarını her açıdan planlamakla çok uğraşırlar, çünkü, kendi iyilikleri için bu işte ustalaşmaları gerekir. Open Subtitles الجواسيس يقضون وقتاً طويلاً التفكير خلال العمليات من جميع النواحي والذي يكون أحيانأً من أجل مصلحتهم
    Kendi iyilikleri için seni kullanacaklar. Open Subtitles أنهم سيستغلوك من أجل مصلحتهم الخاصة فحسب.
    Onlar için ne iyi olur biliyorlarsa oynatırlar. Open Subtitles من الأفضل أن يفعلوا إن عرفوا مصلحتهم
    Bu Onlar için hiç de iyi değil. Open Subtitles هذا ليس في مصلحتهم.
    Peder Gabriel iki gün önce beni görmeye geldi ve yeni misafirlerimizin güvenilmez ve tehlikeli olduklarını ve kendi çıkarlarını, bu topluluğun önüne koyacaklarını söyledi. Open Subtitles الأب (غابريال) أتى للقائي قبل البارحة، وقال أن وافدينا الجدد ليسوا أهلًا للثقة وأنّهم خطرون، وأنّهم سيولّون مصلحتهم عن هذا المجتمع

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد