Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu çamur, taş yolun çevresinde uçuşuyordu ve ben de gerçekten ilerlemeyi istiyordum ama koruyucu şayet geriye dönmezsek ikimizi de tutuklayacağını söyledi. | Open Subtitles | إنها تهطل مطرا و الطين و الحجارة كثيرة الإنتشار و أردت حقا أن أدفع ، لكن الحارس قال |
30 Mayıs'ta bütün gün boyunca ılık, bereketli bir yağmur yağdı. | Open Subtitles | في الثلاثين من مايو كانت تمطر طوال النهار مطرا دافئا و غزيرا |
Ancak bu soğuğa rağmen Titan'ın yüzeyine yağmur yağabilir. | TED | و لكن برغم تلك البرودة, قد نجد مطرا ينزل على سطح "تايتان" |
Anne, daha önce bunun gibi siyah bir yağmur görmüş müydün? | Open Subtitles | أمي، هل رأيتِ قط مطرا أسودا كهذا؟ |
Geçit törenine yağmur yağdırmak istememiştim. | Open Subtitles | لم ارد ان انزل مطرا على موكبك |
Gök gürültüsü ve şimşek olmadan yağmur isteyenlerdir. | Open Subtitles | يريدون مطرا بدون برق ورعد |
Şakır şakır yağmur yağıyor. | Open Subtitles | انها تهطل مطرا |