Hardvard'ta bir makam sahibiydi... ... ve Smithsonian'da çalıştı ve çok iyi bağlantıları vardı. Tüm büyük akla sahip kişileri tanıyordu. | TED | ودرس في جامعة هارفارد وكان يعمل لدى سميثسونيان وكانت لديه معارف كثيرة، وكان يعرف كل العقول المفكرة آنذاك. |
Şükür ki siyasi bağlantılarım var Oraya gitmekten kurtulmuş olacağım. | Open Subtitles | الحمد الله أنني لدي معارف في الدوائر السياسيه سأتدبر الأمر |
Bu tür şeylerle ilgilenen arkadaşı veya tanıdığı var mıydı? Aman Tanrım. | Open Subtitles | هل كان يملك أصدقاءاً أو معارف يمارسون هذا النوع من السحر ؟ |
bağlantıların var. Gidip başka bir iş bul ve beni suçlamayı kes. | Open Subtitles | لديك معارف, فإذهب وجد عملا آخر وتوقّف عن إلقاء اللوم عليّ |
Bir arkadaş. Hayır, daha doğrusu, bir tanıdık. | Open Subtitles | صديقة , كلا , إنها معرفة من معارف الإنسان في الحقيقة |
Yemek şirketleri ile bağlantım üzerinde ismim olan yemek kitabım yok. | Open Subtitles | لا أملك أية... معارف بقناة الطهي أو كتاب طهو من تأليفي |
2. ve 3. kurbanlar ise iş anlaşmalarından tanıdıkları. | Open Subtitles | الثانية والثالثة كانوا معارف شخصية من صفقات العمل |
Herifin hiçbir bağlantısı yok. Zayıf noktası da. | Open Subtitles | ولد في البرازيل, خدم في الجيش الرجل ليس لديه معارف, ليس لديه نقاط ضعف |
Orası ya onlarındı, veya eskiden emlakçıyla bağlantıları vardı. | Open Subtitles | إما أنهم يمتلكونه او أن لهم معارف سابقة بسماسرة العقارات |
Hadi. Hatta sen Rogue Leader'in çiftlikle bağlantıları olduğunu söyledin, değil mi? | Open Subtitles | هيا , لقد قلت أيضاً أن زعيم الـ"روج" لديه معارف بداخل الأستوديو. |
Adamların öyle bağlantıları var ki aynı bu gemiye atandığı gibi bir anda kendisini çalışma kampında bulabilir. | Open Subtitles | لديهم معارف يمكنها إلقاءه في معسكرات العمل و غواصته أيضا |
Sondaj kulesi için kereste alabileceğim bağlantılarım var çünkü böylesi acil durumlarda dostluk ilişkileri çok önemlidir. | Open Subtitles | لديّ معارف عمل لذا يمكنني جلب الألواح للرافعات تتمّ الأمور المماثلة لهذه عبر الأصدقاء بعجلة كهذه |
Nereye gideceğim ki? Güney Amerika'ya yollarız seni. bağlantılarım var. | Open Subtitles | يجب أن تذهب أمريكا الجنوبية انا لدي معارف |
Bu tür şeylerle ilgilenen arkadaşı veya tanıdığı var mıydı? | Open Subtitles | هل كان يملك أصدقاءاً أو معارف يمارسون هذا النوع من السحر ؟ |
Hiçbir şey. Hatta iddiaya girerim New York'ta bağlantıların bile yoktur. | Open Subtitles | اراهن انك حتى لا تملك معارف في نيويورك |
Fanatik bir grupla ilgisi, en ufak bir ilgisi olan... bir arkadaş veya tanıdık? | Open Subtitles | أصدقاء أو معارف لديهم صله به أي إتصال بمجموعة متطرفة |
Yemek şirketleri ile bağlantım üzerinde ismim olan yemek kitabım yok. | Open Subtitles | لا أملك أية... معارف بقناة الطهي أو كتاب طهو من تأليفي |
Babamın İspanya'daki Amerikan Büyükelçiliği'nde tanıdıkları var. | Open Subtitles | أبي لديه معارف بالسفارة الأمريكي في اسباينا |
Yani artık karşımızda, parasız, arkadaşsız... hiçbir yerel bağlantısı olmayan yalnız bir kovboy var. | Open Subtitles | إذاً ثمة راع بقر طليق وهارب دون مال، أو أصدقاء أو معارف محلية |
Kampusta koruma veya daha çok bağlantı isterseniz bana gelin. | Open Subtitles | و إذا أردتي أي حماية في حرم الجامعة أو معارف, أنا رجلك |
Altını çizeyim öyle bir durumda başınızın fena derde gireceğini garanti edebilecek tanıdıklarım var. | Open Subtitles | حيث لديّ معارف في الحكومة سيحرصون على أن تقع في ورطة كبيرة |
Fotoğrafı yok, arkadaşı yok, işi yok, takıldığı bir yer yok... | Open Subtitles | لا صور , لا أصدقاء , لا وظيفة , لا معارف |
Formalite arkadaşlar, üstünkörü tanıdıkların, sevdiklerin... | Open Subtitles | أصدقاء عرضيين، أو معارف عرضيّة، أو أحبّاء. |
Şöyle diyelim bizim ortak tanıdıklarımız var. | Open Subtitles | لنقل فقط ان لدينا معارف مشتركة |
Maris'i çevresi ve parası daha fazla olduğu için seçtiklerine eminim. | Open Subtitles | بالتأكيد أختاروا ماريس لأنها لديها معارف أفضل و عندها أموال أكثر منك |
"Azıı Çete"'nin, Lenny'nin bağlantılarını yakmak için ortaya biraz daha para koyması gerekiyordu. | Open Subtitles | الشلةالمتوحشة اضطرت لدفع مبالغ إضافية لتحفيز معارف ليني |