Deli olduğunu ona gösterecek kadar Ondan hoşlanıyor olmalısın. | Open Subtitles | عجبًا، حتمًا أنت معجبة به حقًا، إن كنتِ مستعدّة لجعله يعلم أنّك شخصٌ مجنون. |
İtiraf etmek istemiyorsun, ama Ondan hoşlanıyor olması da mümkün. | Open Subtitles | بجدية أنا أعلم بأنك لا تريد الأعتراف بالأمر ولكن من الممكن أن تكون معجبة به |
Bilemiyorum. İyi birine benziyordu. Ondan hoşlanıyor gibiydin. | Open Subtitles | لا أدري، بدا رجلاً لطيفاً، وبدوتِ معجبة به |
Ayrıca ona aşık olsam da, ortalıkta sen varken farkına bile varmaz. | Open Subtitles | حتي إذا كنت معجبة به. فلن يلاحظ ذلك ولو بعد مليون سنة . ليس وأنتِ حولنا |
O kadar kolay değil. Onu çok çekici buluyorum. Ondan hoşlanıyorum. | Open Subtitles | الأمر ليس بتلك السهولة أجده جذاباً جداً وأنا معجبة به كثيراً |
Hoşlandığın çocuğa ne oldu? | Open Subtitles | مالذي حدث لذلك الفتى الذي كنت معجبة به ؟ |
Colin Dylan'a ondan hoşlandığımı söyleyip cevabı alacak. Hayır, Ondan hoşlandığını bilmesine izin verme. | Open Subtitles | وكولين سيخبر ديلان بأنني معجبة به ونرى ماذا سيقول |
Bu Ondan hoşlanıyorsun anlamına mı geliyor yani? | Open Subtitles | هل هذه طريقتك للقول أنك معجبة به في يوم اسمك؟ |
Anne, kız Ondan hoşlanıyor. | Open Subtitles | يا أمي ، تلك الفتاة معجبة به ، أتعلمين ؟ |
Ondan hoşlanıyor ve bizimki ne yapacağını bilmiyor. | Open Subtitles | إنها معجبة به ، و هو لا يعلم ما الذي يجب أن يفعله |
Bak, Ondan hoşlanıyor olsam bile bu yaptığımız şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | انظر، حتى لو كنتُ معجبة به فذلك لا يُغير ما نفعله نحن |
Galiba Ondan hoşlanıyor ama ciddi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها معجبة به لكني لا أعتقد أنها جادة |
Hannah da Ondan hoşlanıyor galiba ya da kendini adama bağlı hissediyordur. | Open Subtitles | ويبدو... أنّها معجبة به... أو لربّما تشعر بأنّها ملزمة به |
Yani kötü manada mı delirtiyor yoksa Ondan hoşlanıyor musun? | Open Subtitles | ...هل يدفعك إلى الجنون بطريقة سيئة أم يدفعك إلى الجنون لأنك معجبة به ؟ |
Ondan hoşlanıyor gibiyim ama sana bir şey söylemedim. | Open Subtitles | انا معجبة به نوعا ما , لكن لم اقول شيئا |
- Ondan hoşlanıyor, anlaşılıyor. | Open Subtitles | إنها معجبة به يمكنني أن أرى ذلك |
Spike'la takıIıyordu. Galiba ona aşık. | Open Subtitles | لقد كانت تتسكع مع سبايك أعنتقد بأنها معجبة به |
Ondan hoşlanıyorum... Muhtemelen daha aramaz çünkü daha dün gece kahve içtik. | Open Subtitles | أنا معجبة به ولا أعتقد إنه سيحادثنى بعد محادثة القهوة بالامس |
Her zaman senden hoşlanan bir erkek ve bir de senin Hoşlandığın bir erkek vardır ve ikisi asla aynı erkek değildir. | Open Subtitles | يوجد دائماً شخص معجب بك و يوجد دائماً شخص أنت معجبة به و من المستحيل أن يكونا نفس الشخص |
Ayrıca ondan hoşlandığımı ona hiç söylemedim. | Open Subtitles | ولأكون عادلة، لم اقل له مطلقا بأنني معجبة به |
Ondan hoşlanıyorsun, ve o da seni durmadan arıyor. | Open Subtitles | تعلمين أنكِ معجبة به وهو يتصل بك طوال الوقت |
Miranda ondan hoşlanmıyor, tüm mesele Billy Joel. | Open Subtitles | ميراندا) ليست معجبة به فقط) (هذا متعلق بـ (بيلي جويل |
Şu anda onun en büyük Hayranı değilsin biliyorum ama imzalayacağını umuyordum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لستِ معجبة به الآن ولكن كنت أتمني أن تقومين بتوقيعها |
Ian bana Lana'nın Ondan hoşlandığını söyledi ama o beni istiyormuş. | Open Subtitles | لا أهتم ولكن إيان أخبرني بأن لانا معجبة به ولكنه يفضلني |
Yoksa ondan hoşIanıyor musun? | Open Subtitles | لكن.. ؟ هل أنتِ معجبة به.. |