Sigara içen, akciğer kanseri ölümsüzlerin ruhları tarafından işkence edilen ve ahlaki açıdan belirsiz bir inanca sahip bir adamın hikâyesi. | Open Subtitles | رجل ذو أخلاق و شغوف و واثق مدخن , و يملك سرطان الرئة و معذب من قبل أرواح الغير موتى |
Burası bana aslında işkenceci olmadığımı oldukça sevecen biri olduğumu söylediğin yer. Benim işkence methodlarım sizden insanlara güvenmenizi istemek, kontrolünüzü kaybetmenizi istemek. | Open Subtitles | هذا الجزء الذي تقولين فيه انني لست معذب وانني لطيف أساليبي في التعذيب تطلب منك ان تثقي بالناس |
Her zaman seveceğim ama ikimiz de bizi tutsak eden ölüm döngüsü tarafından işkence edildik. | Open Subtitles | لكن كلينا معذب بسلسلة الموت والحياة هذه التي تم سجننا فيها |
Ölen kişi için o kadar da harika olmayabilir ama şimdi biliyoruz ki, bunu "Bay İşkence Ettim" yapmadı. | Open Subtitles | ربما ليست آخبار عظيمة بالنسبة ل الشخص الميت و لكن على الأقل الآن نحن نعلم السيد/أنا معذب كثيراً, لم يفعلها |
Beni işkence gibi birtakım rüyalardan kurtardın dostum. Kurtardığın için sağol. | Open Subtitles | لقد انقذتنى من كابوس معذب شكرا لك |
Takıntılısın, işkence görmüşsün, bırakamıyorsun. | Open Subtitles | أنتَ مهووس، معذب غير قادر على النسيان |
Çocuklara işkence ediyorsun ve küçük kızımı taciz ettin. | Open Subtitles | أنت معذب للأطفال ! وأذيت فتاتي الصغيرة |
Francis'e birkaç saat Bronx'taki pis bir bodrumda sandalyeye çiviledi ve ölümüne işkence yaptı. | Open Subtitles | نال من (فرانسيس) خلال ساعتين في قبو نتن في (برونكس) مثبتاً بمقعد معذب إلى ان مات |
Bronx'taki pis bir bodrumda sandalyeye çivileyip ölümüne işkence yaptı. | Open Subtitles | في قبو نتن في (برونكس) مثبتاً بمقعد معذب إلى ان مات |
Suç duygusu ona işkence çektiriyordu. | Open Subtitles | معذب من ضميره |