| Burada gördüğünüz gerçekten büyük bir başarı hikayesi, çok fazla bilinmiyor ama inanılmaz bir ilerleme kaydediyoruz. | TED | وما تجده هو عبارة عن قصة نجاح هائلة حقا ليست معروفة بالشكل الكافي، أننا نحرز تقدما لا يصدق. |
| Şimdi bu sendromun "fusiform cyrus" adlı yapının hasarıyla oluştuğu biliniyor. | TED | حسنا. الآن هذه المتلازمة معروفة أن سببها ضرر يلحق بالالتفاف المغزلي |
| bilinen ana malzemeler: Politika, eğitim ve öğretim, sistemler, tuğlalar ve harç. | TED | والمكونات الرئيسية معروفة : السياسة , التعليم والتدريب النظام , الطوب والمِلاط. |
| Yazılar dağıtıp insanların devlete olan güvenlerini sarsan ünlü bir komünist görülmekte. | Open Subtitles | كان هنالك مشاهدة شيوعيّة معروفة مخّربة في هذهِ المنطقة تفقد وعي الأدب |
| Sizi görmeğe geliş nedenim, efendim, sahilde bulunan Kimliği belirsiz ceset. | Open Subtitles | سبب مجيئي للقائك يتعلق بجثة غير معروفة الهوية على الشاطئ |
| Sebebi hala belirsiz, fakat anlaşılan istemeden de olsa biraz dikkat çekmiş. | Open Subtitles | أسباب الحادث ما زالت غير معروفة لكنه جذب بعض الإنتباه الغير مرغوب. |
| İkincil baş ağrılarında sebep belirginken birincil baş ağrıların kökeni bilinmiyor. | TED | في حين أن السبب واضح في الصداع الثانوي، تبقى أصول الصداع الأساسي غير معروفة. |
| Babası Theon, başarılı bir Yunan matematikçi ve astronomuydu; annesi ise bilinmiyor. | TED | وكان أبوها، ثيون، صاحب منجزات في الرياضيات الإغريقية، وعالم فلك؛ وأمها غير معروفة. |
| tıklama tuzakları, boyama kitapları ve canavar filmleri dışında bunun başka alanı bilinmiyor. | TED | أهمية هذا، بعيداً عن الروابط المضللة، والكتب الملونة وأفلام الوحوش غير معروفة. |
| 13 yıl önce Clementine adında Pentagon tarafından Ay'a yollanan uzay gemisi hakkında çok az şey biliniyor. | TED | هناك مهمة غير معروفة التي اطلقت من قبل وزارة الدفاع منذ 13 عاما ، سميت كليمنتين. |
| Sahada bilinen yerlerdeler böylece aralarındaki yollarda ayrıca biliniyor, ki tüm ağın güvenilebilirlik bakış açısından bu gerçekten çok önemli. | TED | إنها في أماكن معروفة على الأرض، إذاً المسارات بينها معلومة أيضاً، الأمر المهم جداً من منظور الكفاءة للشبكة كلها. |
| Ve burası fuhuş, şiddet, uyuşturucu ile biliniyor. Yetişmek için zor bir yer. | TED | وأنها معروفة بالبغاء، العنف، المخدرات. مكان قاسي للعيش فيه. |
| Böylece aile Şam'ın Yermuk kampı diye bilinen bölgesine kaçtı. | TED | لذا سافرت العائلة إلى منطقة بدمشق معروفة باسم مخيم اليرموك. |
| Sıtma ilerleyen aşamalarında, yerel olarak "degedege" diye bilinen şiddetli ataklara neden oldu. | TED | في مراحلها الأخيرة اقترنت إصابات الملاريا بنوبات شديدة معروفة محليًا بـ دجي دجي؟ |
| Zengin sayılabilecek bir çalışan sınıf kültürü var. Galler erkek korosu, ragbi ve de kömürüyle ünlü bir yer. | TED | فهي تمتلك ذلك الثراء، من ثقافة الطبقة العاملة، وهي معروفة بجوقاتها الويلزية الذكورية والرجبي والفحم. |
| Bu sabah sahilde bulunan Kimliği belirsiz bir ceset. | Open Subtitles | جثة غير معروفة وجدت على الشاطئ مطلع هذا الصباح |
| Organizasyonumda biz bunu artık düzenli olarak yapıyoruz ve kaynağı belirsiz salgınların sebeplerini belirlemeye çalışıyoruz. | TED | ونحن نقوم بهذا في منظمتي على نحو منتظم لتحديد أسباب التفشيات التي ليست معروفة المسبّبات بالضبط. |
| Ryan'la ben... müziğini meşhur edeceğimiz için bize şükretmelisin. | Open Subtitles | على أن شخص مثلي ومثل رايان سيجعلان موسيقاك معروفة |
| İnsanın bildiği yol yok dedim. | Open Subtitles | قلت بأنه لا توجد طريقة معروفة لدى الرجال |
| Benimle daha önce çalışmış biri size sloganlarımla bilindiğimi söyleyecektir. | TED | اسألوا أي شخص عمل معي وسوف يخبركم بذلك فأنا معروفة بشعاراتي |
| Bu şarkı Bayan Britney Spears adı ile tanınan ufak bir pop şarkıcısının. | Open Subtitles | هذا واحد من قبل معروفة مغنية البوب من قبل باسم ملكة جمال بريتني سبيرز. |
| Tropikal yağmur ormanları, yoğun, birbirine girmiş bitki örtüsüyle ünlüdür. | Open Subtitles | الغابات الاستوائيّة المطيرة معروفة بنباتاتها الكثيفة المتشابكة. |
| Gerçek kurtlar koku duyuları sayesinde avlarını kilometrelerce uzağa kadar takip edebilmeleriyle bilinirler. | Open Subtitles | الذئاب الحقيقية معروفة بأنها تتبع فريستها حتى بعد مائة ميل يوميًا بواسطة الرائحة |
| İhtiyarların hayatları çağdaş Amerikan toplumunda bir felaket bölgesi olarak tanınıyor. | TED | حياة المسنين معروفة بشكل واسع كمنطقة كوارث في المجتمع الأمريكي الحديث. |
| tanınmış ırkçılarla ilişkin var. | Open Subtitles | أنا ماذا؟ نعم وأنت مشترك مع جماعة عنصرية معروفة |
| Yaratıcılığın, insana refakat eden kutsal bir ruh olup, insanlara, meçhul ve uzak bir kaynaktan, anlaşılmaz sebeplerle geldiğine inanıyorlardı. | TED | أعتقد الناس أن الإبداع كان روحاً إلهية مصاحبة جاءت إلى البشر من مصدر بعيد وغير معروف، لأسباب بعيدة وغير معروفة. |