seninle aynı fikirde olmadığım Ron Donahue ve dev spatula gibi şeylerde bile. | Open Subtitles | ومن بينها أمور لا أتفق معك فيها مثل موضوع رون دوناهيو والممسكة العملاقة |
seninle her konuşmaya çalıştığımızda, silah çekiyorsun. | Open Subtitles | كل مره نحاول الكلام معك فيها, تشهرين مسدسا |
İyi bir noktaya değindin, Pinocchio. seninle kesinlikle aynı fikirdeyim. | Open Subtitles | نقطة جيدة، بينوكيو أَستطيعُ أَنْ أَتّفقَ معك فيها |
Çünkü anne, seninle en son konuşmayı denediğimde sen hastayken hayatımı seni görmek için tehlikeye attığımda sen çığlık çığlığa yardım isteyip polisi aradın. | Open Subtitles | لأنه يا أمي آخر مرة حاولت التكلم معك فيها عندا مرضت وخاطرت بحياتي لأراكي صرخت طالبة النجدة وكلمتي الشرطة |
- Ne zaman seninle konuşsam, biraz daha rahatlıyorum. | Open Subtitles | يفعله أن يحاول كان ما سيفسد توتراً أقل بأنني أشعر معك, فيها أتحدث مرة كل |
seninle bir ara konuşsak ama annenin haberi olmasa olur mu? | Open Subtitles | أهناك طريقة لنتكلّم معك فيها في وقت ما ؟ وأمك لاتعلم ؟ |
Şimdi, hatalıysam düzelt, ancak seninle çalışmaya karar verdiği son seferde | Open Subtitles | الآن ، لو كنتُ مخطئاً فإخبرنيّ لكن آخر مرّة عمل معك فيها |
seninle olduğum her an için ne kadar minnettar olduğumu. | Open Subtitles | كم كنت ممتنة لكل لحظة كنت معك فيها |
Buradan uzaktayken bir anım geçmedi ki kalbim seninle Tree Hill'de olmasın. | Open Subtitles | لم تمر لحظة و أنا بعيدة "و لم يكن قلبى معك فيها ب"ترى هيل |
"Rüyamda seninle geçirdiğim zamanı göreceğim" | Open Subtitles | {\cH1213ED}♪ سأحلم بالوقت الذي كنت معك فيها ♪ |
Nathan, buradan uzakta bir anım geçmedi ki kalbim seninle Tree Hill'de olmasın | Open Subtitles | ناثان) ، لم تكن هنا لحظة عندما كنت بعيدة) و قلبى لم يكن معك فيها بترى هيل |
Sanırım Carla, keskin nişancısıyla da seninle olduğu gibi konuşuyor. | Open Subtitles | أظن بأن (كارلا) تكلمت مع قناصها بنفس الطريقة التي تكلمت معك فيها |
Axl, bazı temel şeyleri seninle konuşmak zorundayız. | Open Subtitles | أكسل).. هناك أمور أساسية يجب أن نتحدث معك فيها سو).. |