ويكيبيديا

    "معيب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kusurlu
        
    • utanç verici
        
    • hatalı
        
    • Arızalı
        
    • sınıfı
        
    • çok çirkin
        
    • tam bir dalavere
        
    Erken boşalma, kusurlu prezervatif ya da katilin kızı temizlemesi... Open Subtitles إستمناء مسبق , واقي معيب أو ممكن أنه قام بتنظيفها
    Açıkça görülüyor ki bunda kusurlu birşey var. Open Subtitles من الواضح أيضاً أن هناك شيء معيب في هذا الشيء
    Belki de bunun nedeni adaletin sonunda işin 12 kişinin kararına bağlandığı kusurlu bir kavram olmasıdır. Open Subtitles ربما لأن العدالة مفهوم معيب يتلخص في النهاية إلى قرار يتخذه 12 شخصاً.
    Ne utanç verici bişey bu Open Subtitles انه امر معيب لإنه كان اداء متألقاً
    Bakın, bu küçük yıldırma girişiminiz son derece hatalı. Open Subtitles أنا أعلم أنها انتهت تقريبا فى حوالى عام 1977 انظر هذا الادراج النفسى معيب بشده
    Arızalı vanadan gaz sızması nedeniyle yolcular boşaltıldı. Open Subtitles "وتم إخلاء القطار من الركّاب نتيجة تسرّب غازيّ من منفسٍ معيب"
    Vali Meclis Başkanları'na teşekkür edip Hayat Arkadaşlığı yasasının kusurlu olduğunu fark ettiğini ve yasayı değiştirme taraftarı olduğunu söylese nasıl olur? Open Subtitles ماذا عن أن المحافظ يقول أنه بفضل الملاّك. قد أدرك أن قانون الشراكة المحلى معيب. وهو يعتزم دعم تغيير القانون.
    Ve bize söylediklerine dayanarak, bu bir kusurlu ürün. Open Subtitles وبناء على ما لديك قال تبين لنا، أنه منتج معيب
    kusurlu bir üründen çok, kusurlu bir kullanıcıya benziyor. Open Subtitles يبدو أنه أشبه مستخدم معيب من أنه منتج معيب
    - Ama kimse içeri girdiğimizi ya da çabanın tabiatı gereği kusurlu olduğunu anlayamaz. Open Subtitles ولكن لا أحد يستطيع أن يعرف أننا قادمون أو المسعى معيب بطبيعته.
    Bunların yarısında "kusurlu" yazıyor. Voltaj metre lazım bize. Open Subtitles معظمها مصنف كـ"معيب" نحتاج إلى عداد فولطات
    Her ikisi de sağlığınız için yeterince zararlı. (Gülüşmeler) Terörizme bir marka şeklinde baktığınızda, onun oldukça kusurlu bir ürün olduğunu fark edeceksiniz. TED كلاهما مُضِّر بالصحة. (ضحك) إن نظرتم إليه كعلامة تجارية من هذه النواحي، فإنكم ستُدركون أنه منتج معيب جداً.
    kusurlu bir spor olduğunu biliyoruz. Open Subtitles نحن نعلم أن الشكل معيب
    Hastalar kusurlu hipotolamus beziyle doğarlarmış. Open Subtitles المتعرض لها يولد بمهاد معيب
    Bay Stonewater, bu hastalığa kusurlu bir gen sebep olmaktadır. Open Subtitles ويا سيّد (ستونووتر).. مرض (هانتينقتن) سببه جين معيب
    kusurlu olsa bile. Open Subtitles على الرغم إنه معيب.
    utanç verici ama gerekli. Open Subtitles هي معيب لكن ضروري
    utanç verici! Open Subtitles تصرف معيب
    Ama ne olursa olsun, Kazanç Temelli Eğitim Harcı'nın üçüncü ve en büyük faydası; Amerikalılar'ı, hatalı ürün aldıkları için mali yıkım yaşama korkusu ve gerçeğinden kurtarması olacaktır. TED لكن ومهما كان الأمر، الفائدة الثالثة والأهم للرسوم الدراسية حسب الدخل، هي أنها ستحرر الأمريكيين من الخوف وحقيقة الخراب المالي بسبب أنهم اشتروا منتج معيب.
    Arızalı Detektif. Open Subtitles المخبر معيب.
    59, D sınıfı, VSI 1 için kusursuz. Open Subtitles إنه 59 قيراط من الألماس شفّاف اللون، الوضوح غير معيب إلى معيب بشوائب بسيطة جداً
    Bu yaptığınız çok çirkin bir hareket. Suçlamanız nedir? Open Subtitles هذا معيب ما التهمة؟
    Bu tam bir dalavere! Open Subtitles هذا معيب!

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد