Ben de gidiyordum. Arabamın anahtarlarını gördün mü? | Open Subtitles | لقد كنت مغادراً هل رأيت مفاتيح سيارتي؟ |
Nasılsa gidiyordum. | Open Subtitles | كنت مغادراً على أية حال |
Pekala, Bay Pressman şimdi gidiyordu. | Open Subtitles | حسناً, سيد برسمان كان مغادراً للتو |
Olmadı. Bay Bricker da gidiyordu zaten. | Open Subtitles | إنه ليس مخيباً لي فقد كان السيد (بريكر) مغادراً |
Onu sabahları evden çıkarken izlediğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر رؤيته مغادراً في الصباح لبسه كان دائماً مكوي |
Neler olduğunu duymak istedim. Okula gitmek için çıkıyordum. | Open Subtitles | كنتُ مغادراً للذهاب إلى المدرسة |
Buraya gelirken, kasabadan ayrılan birine rastladım. | Open Subtitles | في طريقي إلي هنا قابلت رجلاً مغادراً القرية |
Şey, arabasıyla giderken ölü olmadığına eminim. | Open Subtitles | حسناً , من المؤكد بأنه لم يكن ميتاً عندما قاد سيارته مغادراً |
Eğer gerçekten gidiyorsan, beni de götür. Lütfen. | Open Subtitles | إن كنت مغادراً فعلاً فخذني معك، أرجوك؟ |
Üzgünüm, Çıkmıyorum. | Open Subtitles | آسف، لست مغادراً |
Tamam, bende zaten gidiyordum. | Open Subtitles | -حسناً -كنت مغادراً على كل حال |
Zaten gidiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت مغادراً للتو |
Aslında, tam da gidiyordum. | Open Subtitles | في الواقع كنتُ... كنتُ مغادراً |
- Hiçbir şey. Tam da gidiyordum. | Open Subtitles | لا شيء كنت مغادراً |
- Bu Lloyd. O da tam gidiyordu. | Open Subtitles | كان مغادراً للتو |
Bay Penn de gidiyordu. | Open Subtitles | السيد بِن كان مغادراً |
Tam da gidiyordu. | Open Subtitles | كان مغادراً للتو |
Tam ben çıktığımda otoparktan hızla çıkarken gördüm onu. | Open Subtitles | لقد رأيته يفرّ مغادراً المكان عبر موقف السيارات، وانا أهمّ بالمغادرة. |
Anlatmaya çalıştığım, bir akşam ana depomdan çıkarken üç hafta önce birden şu kılıçlı herif karşıma çıktı. | Open Subtitles | خلاصة القول، كنتُ مغادراً مستودعي ذات ليلة... قبل ثلاثة أسابيع. فجأة، يأتي ذلك الرجل ومعه سيف. |
İşten çıkıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت .. مغادراً |
Bende tam çıkıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت مغادراً |
Ancak çalışanlar içinde ortamdan Yargıç Vaughn'la aynı zamanda ayrılan sadece siz varsınız. | Open Subtitles | لكنك كنت الشخص الوحيد من أولئك الموظفين الذي شوهد مغادراً الاحتفال في حوالي ذات الوقت الذي غادر به القاضي (فون) |
Şey, arabasıyla giderken ölü olmadığına eminim. | Open Subtitles | حسناً , من المؤكد بأنه لم يكن ميتاً عندما قاد سيارته مغادراً |
Gerçekten buradan gidiyorsan, senindir. | Open Subtitles | إن كنت مغادراً فعلاً، فهي لك |
Çıkmıyorum. | Open Subtitles | لست مغادراً |