| Ne diyorsun sen? Biz aşığız ve evliyiz. Bu çok farklı bir şey. | Open Subtitles | فنحن مغرمان و متزوّجان الأمر مختلفٌ تماماً |
| Birbirimize aşığız ama şeflerimiz birlikte olmamıza izin vermiyor. | Open Subtitles | نحن مغرمان ببعض لكن زعماء قبائلنا لن يسمحوا لنا بالبقاء سويًا |
| Madame Gold'un tepkileri ve Kumandan Chantry'nin kıskançlık krizleri size Douglas Gold'un Kumandan'ın eşi Valentine'a aşık olduğunu düşündürdü. | Open Subtitles | كانت فقط ردود فعل السيدة "غولد", والغيرة المثارة للسيد "شانتري" وهذا ما جعلنا نعتقد أن "دوغلاس" و "فالنتين" مغرمان |
| Yani, söylesem mi bilmiyorum. Sanırım birbirimize aşık oluyoruz. | Open Subtitles | أعني، لا أعرف إن كان علينا إخبار أحد بعد ولكنّنا مغرمان ببعضنا |
| Bizde çok uzun yıllardır birbirimizi seviyoruz. | Open Subtitles | نحن مغرمان منذ زمن بعيد أيضاً. |
| Ama daha şimdiden birbirimize âşık olup, evlenmiş yedi çocuğumuz olmuş, boşanmış, sonra değişik ortamlarda yine tanışıp evlenmiş, birkaç çocuk daha yapmış ve boşanmış gibi--. | Open Subtitles | ويبدو الأمر كما أننا مغرمان ومتزوجان ولدينا سبعة أطفال وتطلقنا تقابلنا ثانية تحت ظروف غريبة |
| Birbirlerine âşıklar. Foklar çok romantik oluyor. | Open Subtitles | إنهما مغرمان الفقمات حيوانات رومانسية |
| Çünkü haklıydın. Çünkü biz birbirimize aşığız. | Open Subtitles | لأنك كنت محقاً لأننا مغرمان بأحدنا الآخر فعلاً |
| Birbirimize aşığız. Unut gitsin, ciddiyim. | Open Subtitles | مغرمان نحن جادة أنا الأمر إنسي |
| aşığız. Hamileyiz ve evleniyoruz. | Open Subtitles | إننا مغرمان وأصبحتُ حامل وسوف نتزوج. |
| Yani birbirimize aşığız. Tüm bu gizli kapalı işler beni öldürüyordu. | Open Subtitles | أقصد أننا مغرمان على أي حال، هذا يقتلني |
| aşığız yani. Neyse... Tüm bu gizlilik beni öldürüyor. | Open Subtitles | أقصد نحن مغرمان على أي حال، هذا يقتلني |
| Daha çok birbirine aşık iki erkek gibi geliyor kulağa. | Open Subtitles | يبدو ذلك ككلام بين رجلين مغرمان ببعضيهما |
| - Görüşüne göre oğlum ve kız arkadaşı birbirlerine o kadar aşık ki, seni duyamıyorlar. | Open Subtitles | ببعضهما مغرمان وصديقته, ابني بأن يبدو سماعكِ عن يعجزان أنهما لدرجة |
| - Görüşüne göre oğlum ve kız arkadaşı birbirlerine o kadar aşık ki, seni duyamıyorlar. | Open Subtitles | يبدو بأن ابني وصديقته, مغرمان ببعضهما لدرجة أنهما يعجزان عن سماعكِ |
| Birbirinize aşık olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | قال بأنكما كنتما مغرمان ببعضكما |
| O 23 yaşında ve birbirimizi seviyoruz. | Open Subtitles | عمره 23, ونحن مغرمان. |
| Çünkü birbirimizi seviyoruz. | Open Subtitles | لأننا مغرمان ببعضنا. |
| Birbirimizi çok seviyoruz. | Open Subtitles | نحن مغرمان جداً |
| Şimdilik, birbirine âşık yeni evli bir çiftsiniz. | Open Subtitles | إلي الآن ،أنتما حديثى الزواج مغرمان ببعضكما |
| Sanki birbirine âşık iki genç gibisiniz. | Open Subtitles | أنت و هي تبدوان... كأنّكما اثنان من المراهقين مغرمان ببعضكما |
| Birbirlerine âşıklar. | Open Subtitles | إنهما مغرمان ببعضهما |
| Sophie ve Oleg birbirlerine âşıklar. | Open Subtitles | (صوفي)، و(أولـيغ)، مغرمان ببعضهما. أجـل! |
| Ama biz aşıktık. | Open Subtitles | لكننا كنا مغرمان. |