- Bu ayrılış biraz ani değil mi? | Open Subtitles | هذا الرحيل ليس مفاجىء بالتأكيد ؟ لا على الإطلاق. |
ani güç kesintileri için tüm sektörleri kontrol et. | Open Subtitles | افحص كل القطاعات التى بها تعتيم والتى بها ارتفاع مفاجىء فى الكهرباء |
Bant sadece ani bir durumda domuz gibi... bağırmayasınız diye alınmış küçük bir tedbir. | Open Subtitles | ..الشريط فقط للحماية, فى حالة اذا أي منكم حدث له اندفاع مفاجىء ليشكو مثل الخنزير |
Ve sürpriz bir şekilde, Eski Saray'da bir yangın çıktı hem de Hürrem'in bölümünde. | Open Subtitles | حسنا وبشكل مفاجىء حدث حريق فى القصر القديم حريق فى قسم الحريم |
- Hayır, beni çaktırmıyor. ABD birlikleri sürpriz saldırılarla yüksek yerleri ele geçiriyor. | Open Subtitles | القوات الامريكية تسيطر على اراضى مرتفعة فى هجوم مفاجىء |
Suya girip, daldığımda etraf şaşırtıcı bir şekilde sakin ve keyifliydi. | Open Subtitles | حالما نزلت للماء وغطست للأسفل، كانت هادئة وساكنة على نحوٍ مفاجىء. |
Bu genellikle yarasalarda veya diğer hayvanlarda bulunan bir virüstür ve aniden insanlara geçmiştir. | TED | هذا الفيروس الذي يجد نفسه في الخفافيش أو الحيوانات الأخرى، وبشكل مفاجىء في البشر. |
ani olduğunu biliyorum ama dün geceden sonra geri dönüşü yoktu. | Open Subtitles | انا أدرك أن هذا مفاجىء قليلاً .. لكن بعد الليلة الماضية .. لا مجال للتراجع |
Hava savunmacılar ani saldırılara karşı her zaman hazırlıklı olacaklar. | Open Subtitles | جنود المظلات يجب عليهم دوماً التأهب لأىّ هجوم مفاجىء |
Ve burada ani bir enerji patlaması olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | وأشعر بأنه كان هنا تحرير مفاجىء لطاقة ما هنا |
ani bir fikir ama bir süredir bırakıp gitmeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | إنه قرار مفاجىء ولكني كنت أفكر بذلك منذ فترة |
Ağrı, nöbet, aşırı terleme ve ani tansiyon yüksekliği. | Open Subtitles | ألم، نوبات، فرط التعرّق، وارتفاع جوهريّ مفاجىء بضغط الدّم |
Bu tatil, çok ani olmadı mı? | Open Subtitles | الأمر برمته مفاجىء للغاية ، ألا ترى ذلك؟ |
Bu biraz sürpriz oldu sonuçta zarar görmeyen bir cildin var. | Open Subtitles | وهذا مفاجىء بعض الشيء بالنظر إلى جلدك الصلب |
Bir doğum günü sürprizi her zaman bir sürpriz olmaz. | Open Subtitles | حسنا، ليس في أغلب الأحيان أن عيد ميلاد مفاجىء هو حقا مفاجأة. |
Yarın ansızın, hiç planda olmayan sürpriz bir quiz olabilir. | Open Subtitles | ستخضعون غداً لاختبار مفاجىء غير مخطط له وغير متوقع |
Suya girip, daldığım zaman etraf şaşırtıcı bir şekilde sessiz ve sakindi. | Open Subtitles | حالما نزلت للماء وغطست للأسفل، كانت هادئة وساكنة على نحوٍ مفاجىء. |
Casey de sizden bahsetmedi ki bu çok şaşırtıcı çünkü Casey ve ben Evan'la ilgili herşeyi paylaşırız. | Open Subtitles | كايسي لم تذكركم أيضّاً أنه لشيء مفاجىء لأنني أنا و كايسي نشترك في كلّ شيء عندما يتعلق الأمر بإيفان. |
San Fransisco FBI binası önünde şaşırtıcı bir gelişmeye tanık olduk. | Open Subtitles | هذا تقدم مفاجىء شهدناه للتو خارج مبنى الاف بى اى فى سان فرانسيسكو |
Şüpheli tertipli olma hali sergilediğinden ve aniden etkili ve aralıksız şekilde öldürmeye başladığından yakın zamanda hapiste ya da akıl hastanesinde olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | لأن الجانى يظهر علامات تدل على جانب بارع و بدء يقتل بشكل مفاجىء و بكفاءة بدون توقف نعتقد انه كان سجينا مؤخرا |
Ya aniden iyi bir zamanlama olursa sadece bir saatliğine? | Open Subtitles | ماذا لو حظينا بشكل مفاجىء بوقت جيد فقط ل... .. |
Beklenmedik biçimde, karaya oturmuş hayvanlar kurumaya bırakılıyor. | Open Subtitles | وبشكل مفاجىء, الحيوانات ممكن ان تترك في العراء, إذا لم تجف بعد |