Tren çoktan istasyondan çıktı ve basılabilecek bir fren yok. | TED | القطار غادر المحطة بالفعل، ولا يوجد مكابح لشدها. |
Aniden fren yaptınız ve herkes yere düştü. | Open Subtitles | لقد أوقفت مكابح السيارة فجأة و كل شئ وقع |
Sadece 30,000 kilometre yapmış. frenleri falan da var. | Open Subtitles | عدادها 30 ألف كيلومتر و يتوفر بها مكابح و كل شيء |
Hipomani ne demek bilmiyorsanız, kontrolden çıkmış bir motor düşünün, mesela bir Ferrari motoru, freni yok. | TED | الآن إن لم تكونوا تعرفون ما هو الهوس الخفيف، إنه مثل محرك خرج عن نطاق السيطرة، ربما محرك سيارة فيراري، بدون مكابح. |
Tutulacak tarafı yok o adamın-- berbat elektrik tesisatı, hatalı Frenler. | Open Subtitles | كان يقترف الأخطاء بكل مكان ، توصيلات كهربائية سيئة ، مكابح معيبة |
Bence acil durum seksiydi. Onlar da uçurumun kenarında el frenini çekmeyi unutan iki azgındı. | Open Subtitles | لقد كانت رغبة طارئة، و قد كانا مثاران جدا لدرجة أنهم غفلوا عن مكابح الوقوف |
Bir diğer iyi şey ise, güçsüz olmayan karbon frenlere sahibim. | Open Subtitles | الشيء الجيد، هو أنّ لديّ مكابح كربونية و التي لن تتآكل |
Arabanın frenlerini tamir ettim. | Open Subtitles | أصلحت مكابح السيارة, ماذا فعلتِ أنتِ؟ |
Hayır, aniden çekmedi. Bu kolum, acil fren kolu değil. | Open Subtitles | لا، هي لم تسحبها هذا ذراعي، وليست مكابح الطوارئ |
Anneminkinin frenleri epey sorunlu basmak bile neredeyse çok zor ve ani fren sesi çıkarıyor. | Open Subtitles | مكابح سيارة أمي قوية جداً وإن ضغطتُ عليها بصعوبة فإنها تصدر صريراً |
Bağımsız fren diye- | Open Subtitles | وبدون مكابح هوائية أهذا ما تريد أن تقول لي؟ |
İddiaya girerim bunlar birisinin fren kablolarını keserken işe yararlar. | Open Subtitles | أراهن أنّها مفيدة عندما تكون بحاجة لقطع خطوط مكابح شخص ما |
Acil fren sisteminin kapalı olduğundan emin olacağım. | Open Subtitles | عليّ التأكد أن مكابح الطوارئ غير مضغوطة. |
Bombacı 3 milyon dolar istiyor yoksa frenleri uçuracak. | Open Subtitles | المفجر يريد 3 مليون دولار ولا سوف ينسف مكابح الطوارئ |
Ne yazık ki bu trenin hava frenleri bağlı değildi. | Open Subtitles | لسوءِ الحظّ، مكابح هذا القطار قدّ فُـصلت |
El freni boşalmış filan olmalı. | Open Subtitles | لابد من أن مكابح الطوارئ أنحلت أو ما إلى ذلك |
Bana kondüktörsüz ve hava freni olmadan trafiğe dalan bir trenimiz olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | لدينا قطار من دون ربّان يسلك السكة بدون مكابح هوائية، أهذا الذي ستخبراني به؟ |
-Yani başka yerde kesildi ve Frenler bozulmadan kumsala gelebildiler. | Open Subtitles | إذاً هذا يعني بأنه تم قطعه في مكان آخر وقد وصلوا بالفعل إلى الشاطئ قبل إنقطاع مكابح التوقف ؟ |
Frenler olmadan da uzun bir süre ucabilirim. | Open Subtitles | بامكاني الطيران بدون مكابح فترة اطول قليلا وحسب |
- Sonra acil durum frenini çektim. | Open Subtitles | و بعدها قمت بسحب مكابح الطواريء |
Gibbs benden Manheim'ın arabasındaki frenlere bakmamı istedi. | Open Subtitles | جيبز طلب مني التحقق من مكابح سياره مانهيم |
Ne yani birisi frenlerini mi kesmiş? | Open Subtitles | ...إذاً ماذا ؟ أتعتقد أن هناك من قطع مكابح سيارتها أو ما شابه ؟ |
Sabit vites, çelik kasa, frensiz. | Open Subtitles | بعجلات ثابتة، اطار فولاذي، بدون مكابح |
Sonra bir gün, işten eve arabamla dönerken frenlerim bozuldu. | Open Subtitles | ثمّ فشلت مكابح سيارتي في العمل! |