Erken doğum sancısı çekmenize bile neden olabilir çünkü temel olarak, stres rahmin artık çocuk için güvenli bir yer olmadığını telkin edecektir. | TED | فقد يدفع ذلك الجسد إلى ولادة مبكرة جداً، بحسب طبيعة الأشياء، فإن الضغط يوحي بأن الرحم لم يعد مكانً آمناً للطفل. |
simdi, gerçekten dünyayi daha iyi bir yer yapmak istiyorsaniz yolunu söyleyecegim simdi, kulaginizi dört açin derim. | Open Subtitles | الآن، إن كنت تريد أن تجعل هذا العالم مكانً أفضل، فيجدر بك أن تنصّت إليّ بتمّعُن |
Bir kadın nereyi, sonunda bakılacak bir yer olarak düşünür? | Open Subtitles | كيف ستفكر المرأة ـ ـ ـ في مكانً واضح للبحث ـ ـ ـ |
Bir yerde karaciğer nakli yapılınca, vericinin kan grubu neyse alıcının da kan gurubu o oluyor diye okumuştum. | Open Subtitles | قرأت في مكانً ما أنه إذا شخص حصل على عملية زرع كبد. دمّهم كيميائياً سيتغير لكي يقبل العضو المتبرع. |
Muhtemelen, dağlarda bir yerde saklanıyordur. | Open Subtitles | قد يكون بين الجبال، في مكانً ما، مختبئاً |
Ve senin tahta oturmuş olan premature vücudun da nehirde bir yerde yüzüyor olur. | Open Subtitles | وجسدُك الوضيع الذي جلس على الكُرسي الملكي سيطفو يوماً في مكانً ما على ضِفاف البحر |
Eski çağlarda yaşayan Yunanlılar doğayı korkunç bir yer olarak gördüler. | Open Subtitles | اليونانيون القدماء كانوا يظرون للطبيعة على إنها مكانً مخيف |
- Kalacak yer arıyordu. | Open Subtitles | هو فقط اراد مكانً ما ليرتاح هل دفع مالاً لكِ ؟ |
Ailem için, iki küçük kızım için yaşanabilecek bir yer yapmak istedim. | Open Subtitles | أردتُ المُساعدة ، أردت أن أجد مكانً للعيش من أجل عائلتي. لبناتي الصغار. |
Hadi sana yaşayacak bir yer bulalım. | Open Subtitles | لنجد لكِ مكانً لتعيشي به. ما نطاق المبلغ؟ |
Bu topraklar savaş lordları ve vurguncular için asla bereketli bir yer olmadı... | Open Subtitles | هذه الأرض لم تكن مكانً ملائماً لإمراء الحرب و المخربين |
Bakın, yetişmemiz gereken bir yer var o yüzden polisin tutanak tutması için beklememeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أنبعاج صغير فحسب ، أنصت ، ينبغي علينا التواجد في مكانً ما بحق لذا لا أرغبُ أن أنتظِرّ كي أملئ تقريراً للشُرطة |
Bu tesisin, umut ve şöhretle dolup taşan bir yer olmasını ve New York Kardinali olmamızı istiyorum. | Open Subtitles | أريد لهذه المؤسسة أن تصبح مكانً شهيراً وواعداً نحن؟ |
Şimdi, gerçekten dünyayı daha iyi bir yer yapmak istiyorsanız yolunu söyleyeceğim şimdi, kulağınızı dört açın derim. | Open Subtitles | الآن، إن كنت تريد أن تجعل هذا العالم مكانً أفضل، فيجدر بك أن تنصّت إليّ بتمّعُن |
Her yerde bir şey denemeliyiz. Oranın özel yemeğini. | Open Subtitles | اعتقد بأن علينا تجريبه في كل مكان , فقط تجريب الطعام الشهي من مكانً ما |
Baştan başlayacağım. Yeni bir yerde. | Open Subtitles | و بعدها سأبدأ من الصفر ، في مكانً جديد |
Baştan başlayacağım. Yeni bir yerde. | Open Subtitles | و بعدها سأبدأ من الصفر ، في مكانً جديد |
"Bir ara, bir yerde, gizlice." | Open Subtitles | "في وقتٍ ما ، في مكانً ما ،سراً" |
... baktığım her yerde. | Open Subtitles | في كل مكانً أنظر إلية |
Şuralarda bir yerde. Bir kısmı... Bir yerlerde. | Open Subtitles | أنها هناك في مكانً ما |
Ateşliyken buradan ayrılıp bir yere gittim. | Open Subtitles | أثنا مرضي, تركت جسدي هنا وقد ذهبت الى مكانً ما |