ويكيبيديا

    "مكتبه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ofisinde
        
    • ofisine
        
    • ofisi
        
    • ofisinden
        
    • masasında
        
    • masasının
        
    • ofisinin
        
    • Ofisini
        
    • odasında
        
    • masasına
        
    • odasına
        
    • ofisindeki
        
    • ofiste
        
    • ofise
        
    • bürosundan
        
    Bu sabah onu ofisinde ziyarete gitmen çok etkili olmuş. Open Subtitles يجب أن أقول إن زيارتك في مكتبه صباح هذا اليوم
    ofisinde yalnızdım, tavsiye raporları masasındaydı... ve ben de okudum. Open Subtitles لقد كنت في مكتبه وكانت الملفات على منضدته وقد قرأتهم
    Eğer onu gerçekten sinirlendirmek istiyorsan, onun ofisine kadar gidip, karşısında seks yapmalıyız. Open Subtitles أتعلمين اذا أردت اغضابه يجب ان نتبعه الي مكتبه و نمارس الجنس أمامه
    Kendimi onun ofisine kilitledim ama ne kadar vaktim kaldı, hiç bilmiyorum. Open Subtitles أنا متحصن فى مكتبه لكن لا أعرف كم بقى لى من الوقت
    ofisi uygun zamanları kontrol ediyor ya da öyle diyorlar. Open Subtitles , مكتبه يتحقق من المواعيد المتاحة أو هذا ما يدعونه
    ofisinden ayrılınca direk buraya geldi. Sadece etrafı kontrol et. Open Subtitles ،لقد غادر مكتبه وجاء مباشرة إلى هنا فقط انظر حولك
    Tek ihtiyacı bir kıyafet ve kravat ve bir de masasında bir hacı yatmaz birden "Bay Dufresne," eğer lutfederseniz oldu. Open Subtitles كل ما كان يحتاجه بدلة و ربطة عنق و فنجان قهوة على مكتبه وكان سيقول له لو سمحت يا سيد دفرين
    Az önce ofisinde düzüştük. Yarın da akşam yemeğine çıkacağız. Open Subtitles لقد تضاجعنا في مكتبه توّاً وسنتناول العشاء معاً ليلة غد
    Bazen onu geç saatlerde, ofisinde o şeye bakarken bulurdum. Open Subtitles بعض الأحيان أراه في وقت متأخر في مكتبه يحدق بها
    ofisinde verebileceği sadece tek bir iş var, bunu biliyorsun değil mi? Open Subtitles لا يوجد سوى وظيفة واحدة شاغرة في مكتبه ، وأنت تعلم ذلك؟
    Bu Annunzio'nun ofisinde pencerenin arasında sakladığı uğurlu bir Çin objesi. Open Subtitles هذه تعويذة صينية للحظ الجيد احتفظ بها انوزيو في نافذة مكتبه
    Bell'in ofisine bir tankla girip neler bildiğini öğrenmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أقود دبابة عبر مكتبه ، وأكتشف مالذي يعرفه
    Çünkü ben ofisine girdiğimi, kanıtları bulduğumu ve kazara kapıyı açık unuttuğumu ve kim olduğu bilinmeyen biri tarafından dayak yediğini sanıyordum. Open Subtitles أعتقد بأنني اقتحمت مكتبه ووجدت الادلة ثم تركت بابه مفتوحاً من دون قصد بعد ذلك اعتدى عليه شخصا ما و قام بضربه
    Her gün elimde pastayla ofisine uğrayacağım ve selam vereceğim. Open Subtitles كل يوم اتوقف عند مكتبه واحظر له الفطائر واقول مرحبا
    Rahul'un ofisi ve Seema'sı var. Ve ben herbirine sahibim. Open Subtitles راهول حصل على مكتبه و سيما وأنا حصلنا على بعضنا البعض
    Lowenstern.Seni tanıştırabilirim.ofisi caddenin karşısında. Open Subtitles لونسترن يمكنني ان اعرفك عليه مكتبه عبر الشارِعِ
    Üzgünüm. Bay Voss'un ofisinden aradılar ve yemeğe gelemeyeceğini söylediler. Open Subtitles عفوا , ولكن مكتبه دعا عادل أنه لا يصل الغذاء.
    Annem beni Brooklyn'e götürdü ve ihtiyar Doktor Solomon oradaydı masasında oturuyordu. Open Subtitles أخذتني أمي إلى بروكلين إلى الطبيب سولومون الذي كان جالساً خلف مكتبه
    Hayatı boyunca topal gezecek, çünkü Eddie, masasının altındaki tabancayla onu dizinden vurdu. Open Subtitles سيعرج بقية حياته لأن إدي أصابه في الركبة بمدفع كان يخبأه تحت مكتبه
    ofisinin 60 metre yakınına yaklaşamıyorum. Open Subtitles غير مسموح لي بالاقتراب من مكتبه بمسافة 200 قدم.
    Eğer şefinin buraya sabahtan gelmesini istiyorsan ve Ofisini bıraktığı gibi dağınık bulursun, Open Subtitles لذا إن أردت أن يأتي قائدك صباحاً ويرى مكتبه غير مرتب كما تركه
    Langlere uğradım. Oliver'la konuşmak için. odasında şu bina taslaklarından vardı. Open Subtitles وكان لديه تلك اللوحات الزرقاء على مكتبه وقال إنها لمول روستون
    Dr. Morgan telefona bakmaya gidince masasına Gordon'ın dosyalarını bıraktığını fark ettim. Open Subtitles عندما ذهب الدكتور مورغان ليجيب عن مكالمة رأيت ملفات جوردن على مكتبه
    Sana bir şey bırakmış mı diye neden çalışma odasına bir bakmıyorsun? Open Subtitles لمَ لا تذهبين إلى مكتبه لتتأكدي إن كان قد ترك شيء لك؟
    Bütün günü ofisindeki lobide oturarak geçirdim, şaibeli bir iş teklifi sunmasını bekledim. Open Subtitles إذ قضيت اليوم كله في ردهة مكتبه بينما كان يتم صفقة عمل مريبة.
    Charlie hep doğru zamanlarda ofiste takılmayı nasıl beceriyor, tuhaf. Open Subtitles لقد توقفت عن البكاء إنه لمن المضحك كيف أن شارلي قد علق في مكتبه في الوقت المناسب
    Sonra, ofise uğramadan direk buraya gelmiş olabileceğini düşündüm. Open Subtitles ثمّ ظننت بأنّه لربّمـا جـاء هنـا بدون الحـاجة لفتح مكتبه
    Olayı kökünden sarsacak önemli bir ipucu yakaladığını söyleyerek bürosundan fırladı. Open Subtitles و ركض خارج مكتبه قائلاً .أن لديه ما يؤدي إلى شق القضيه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد