Eminim Home Depot'a bakıp iş için daha uygun birini bulabilirim. | Open Subtitles | متأكدة أنه بجولة قصيرة بالسوق التجاري المجاور سأجد أحداً ملائماً للمنصب |
Kanını test edip böbrek bağışlamak için uygun olup olmadığını görmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب علينا أن نفحص دمك حتّى نرى إن كنت ملائماً للتبرع بكليتك |
Babam, senin vaiz olmaya uygun olmadığını söylerdi. | Open Subtitles | اعتاد أبى أن يقول أنك لم تكن ملائماً لدور الواعظ |
Babam, senin vaiz olmaya uygun olmadığını söylerdi. | Open Subtitles | اعتاد أبى أن يقول أنك لم تكن ملائماً لدور الواعظ |
- Ben gönüllü oldum ama şef, uygunsuz olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد تطوعت لكن المدير قال أنه لن يكون أمراً ملائماً |
Arabaya çık. Yürüyüş için iyi bir gün değil. | Open Subtitles | إقفزي في العربة، ليس هذا يوماً ملائماً للسير من الممكن أن تُسحقي |
Zaman uygun mu bilmiyorum. Biliyorsun, cenaze falan. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كان الوقت ملائماً لهذا الجنازة و كل شئ |
Zaman uygun mu bilmiyorum. Biliyorsun, cenaze falan. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كان الوقت ملائماً لهذا الجنازة و كل شئ |
Bakın ne diyeceğim... en iyisi, duruma uygun bir şeyler söylemek. | Open Subtitles | أتعلموا شيئاً ؟ دعونا فقط نقول شيئاً ملائماً |
Bir iş bulup o işte kalmanız ve uygun bir yuva kurmanız için 3 ayınız var. | Open Subtitles | ثلاثة أشهر ستجد خلالها عملاً وتحتفظ به ، وتوجد منزلاً ملائماً |
Ben yasalara aykırıyım. Bir polis olmak için uygun değilim. Görevi bırakıyorum! | Open Subtitles | أنا غير شرعي، لست ملائماً لأكون شرطياً، أنا أتقاعد |
Pes ediyorum. Ben polis olmak için uygun biri değilim. Yapma ahbap, o kadar da zor değil. | Open Subtitles | ــ لست ملائماً لأكون شرطياً ــ بربك، ليس الأمر بهذه الصعوبة |
Üstündeki ucuz kıyafet karnavallara bile uygun değil. | Open Subtitles | ذلك الزي الرخيص , ليس ملائماً حتى للكرنفال |
Bak Jorge, bunun kurallara uygun olmadığını biliyorum ama sen yoktun ve ben de meşguldüm. | Open Subtitles | أعرف بأن ذلك لم يكن تصرفاً ملائماً لكنك ذهبت وأنا كنت مشغولة وـ لين ـ |
Mucidi aramızda olsaydı... çukurlara daha uygun bir model yapmaz mıydı? | Open Subtitles | أتظن أنه لو كان المخترع يعيش بيننا لكان صنع نموذجاً ملائماً أكثر للتجويفات الطبيعية؟ |
Sabah... işlerimize gitmeden önceki sükunet de... bu tarz bir sohbet için uygun bir zaman. | Open Subtitles | في الصباح، قبل أن نبدأ بالقيام بالعمل سيكون أيضاً وقتاً ملائماً للتواصل |
Bir yılı aşkın süredir, uygun bir verici bekliyorduk. | Open Subtitles | لقد انتظرنا لأكثر من عام لكي نجدشخصاً ملائماً |
Fakat takımıma uygun olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ولكنني لا أحسب أنّك ستكون ملائماً بفريقي |
Ama Sizin Durumunuzdaki Bir Centilmene Daha uygun Birşey Önermek İsterim | Open Subtitles | و لكن هل أستطيع أن أتجرأ و أعرض عليك شيئاً مناسباً و ملائماً أكثر يليق بمقامك الرفيع ؟ |
Pekâlâ, Yavru Kedi bu çok uygunsuz görünüyor ve... | Open Subtitles | حسنا ايتها القطة الصغيره لا يبدو هذا ملائماً تحسسهما |
Bunun geçmişi unutmak için iyi bir fırsat olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | اعتقد انـ هذا سيكون وقتاً ملائماً لنسيان الماضي |
Ivy münasip olan süreden çok sonra bile hala etrafta küloduyla dolaşırdı. | Open Subtitles | (ايفي) كانت تدور في الجوار بكلسيونها وبعد فترة طويلة أصبح ملائماً |