| Neden yukarı gidip üstünü değiştirmiyorsun, sonrada senle ben gizlice sıvışırız. | Open Subtitles | لذا، لمَ لا تذهبين للطابق العلوي وتبدلين ملابسكِ ونخرج أنا وأنتِ؟ |
| Görünüşe göre listedeki Max James'le aynı. İlk önce üstünü değiştirsen iyi olur. | Open Subtitles | أنّه نفس الشخص قد ترغبين في تبديل ملابسكِ أوّلاً |
| - Beni buraya eski Kıyafetlerini karıştırmak için getirttiğini sanmıyordum zaten. | Open Subtitles | لم أظن حقاً أنكِ ستحضريني إلى هنا لأفتش بين ملابسكِ القديمة |
| Burada kalıyorsun, ben Kıyafetlerini alacağım ve geri döndüğümde bir şeyler içmeye gideceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | أبقي هنا، و أنا سأجلب ملابسكِ و عندما أعد، سنخرج معاً لأحتساء الخمر إتفقنا؟ |
| Bu çok saçma. Elbiselerini giyerken almış olabilir hayatım. | Open Subtitles | ربّما فعلها بينما كنتِ ترتدين ملابسكِ يا عزيزتي. |
| Dün, sonunda kanlı giysilerini değiştirdin. Fakat artık ıslak saçlarınla aklımda kalacaksın, neden? | Open Subtitles | أمس غيرتي أخيراً ملابسكِ الملئ بدمى لكن ابتداء من اليوم اعتقد بأنكِ ستتبعيني بشعرك الرطب |
| kıyafetlerin üstünde. Titremeyi kes. | Open Subtitles | لقد أرتديتي ملابسكِ الآن توقفي عن الإرتجاف |
| Git üstünü değiştir. Lily'e gideceğimizi söyleyeceğim. | Open Subtitles | ،حسنٌ ، بدلي ملابسكِ سأخبر ليلي أننا سنغادر |
| Eve gidip üstünü mü değiştirdin, yoksa bugün işe böyle mi gittin? | Open Subtitles | و كان لديك وقت لتذهبي للبيت و تغيري ملابسكِ, أو أنكِ ارتديتِ هذا اللباس للعمل اليوم؟ |
| - Hayır. - Eve git üstünü değiştir. | Open Subtitles | لا عليكِ العودة إلى المنزل و تغيير ملابسكِ |
| İnternette Kıyafetlerini çıkartmanı umursamıyorum. Buna kızmadım. | Open Subtitles | أنا لا أهتم أنكِ كنتِ تخلعين ملابسكِ أمام الإنترنت |
| Her randevundan önce seninle buluşacağım ve Kıyafetlerini, makyajını kontrol edeceğiz. | Open Subtitles | , سأقابلكِ قبل كل موعد و سوف نتحقق من ملابسكِ و تبرجكِ |
| Kıyafetlerini, dolabını, fiyaka gözlüklerini küçük mumlarını kim alıyor sanıyorsun? | Open Subtitles | من الذي يشتري لك جميع ملابسكِ ، وحقائبكِ نظاراتكِ الشمسية ، وشمعكِ الصغير |
| Sakın yanlış anlama, Susan. Elbiselerini yırtmamak için kendimi zor tutuyorum. | Open Subtitles | لا أود أرتكاب الأخطاء , أنا على خطوات لتمزيق ملابسكِ حتى الأن |
| Stüdyoma götürüp Elbiselerini çıkartmam ve saçını başını biraz dağıtmam gerek. | Open Subtitles | إنّما عليّ إحضاركِ إلى أستوديوّي وأنزع ملابسكِ وأضربكِ |
| Bir daha çatıya çıkınca, giysilerini çıkart ve beni ara. | Open Subtitles | عندما تعودين لسطح لخلع ملابسكِ.. يمكنكِ الأتصال برقمي |
| Birkaç dakika sonra kıyafetlerin hazır olur, tatlım. | Open Subtitles | ستجف ملابسكِ بعد عدة دقائق يا عزيزتي. |
| üzerini değiştirip, duş alman lazım. Bana da yemek için 10 dolar ver. | Open Subtitles | عليكِ أن تبدّلي ملابسكِ وتستحمي ويجب أن تعطيني 10 دولارات من أجل الغداء |
| - Hiçbirşey. İçeri gir de giyin hadi, Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | تعالي إلى هنا وارتدي ملابسكِ يا فتاة ما الذي تفعلينه؟ |
| Beni kovdurmana gerek yoktu. Giysilerin ıslak. | Open Subtitles | ــ ما كان يجب أن تطردنى0 ــ ملابسكِ مبتلة |
| Hey, bana bir iyilik yapar mısın? İç çamaşırını buzdolabıma koyma. | Open Subtitles | هل يمكنكِ أن تعملي لي خدمة بألا تضعي ملابسكِ الداخلية في ثلّاجتي؟ |
| Demek ki Pantolonunu çaldı, sonra da giyip senin yanına geldi, öyle mi? | Open Subtitles | لذا سَرقتْ ملابسكِ الداخلية وبعد ذلك رَجعَ ولَبسَهم أمامك؟ |
| 50 bini iç çamaşırı satarak kazanamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك جميع خمسين ألف دولارٍ جرّاء بيع ملابسكِ الداخلية |
| Ona ilk buluşmanızda iç çamaşırlarını göstermene gerek yok ki. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تريه ملابسكِ الداخلية فى أول موعدٍ غرامي. |
| Dördüncü Hanım, saçınızı yapmak ve üstünüzü değiştirmenize yardım için buradayız. | Open Subtitles | الزوجة الرابعة ، نحن هنا لتصفيف شعرك ومساعدتك في تغير ملابسكِ |
| kıyafetin için söylediklerimi de geri alıyorum. | Open Subtitles | -الأصدقاء الجيدين ؟ -أجل ، تراجع عنه أتراجع عن النخب وأتراجع عن ما قلته عن ملابسكِ |
| Gerçi ne bileyim üstündekileri gerçek bir tişörtle değiştirmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | عليكِ تغيير ملابسكِ وارتداء قميص مُحتشَم |