"ملابسكِ" - Translation from Arabic to Turkish

• üstünü
• Kıyafetlerini
• Elbiselerini
• giysilerini
• kıyafetlerin
• üzerini
• giyin
• Giysilerin
• çamaşırını
• Pantolonunu
• çamaşırı
• çamaşırlarını
• üstünüzü
• kıyafetin
• üstündekileri

Neden yukarı gidip üstünü değiştirmiyorsun, sonrada senle ben gizlice sıvışırız.
لذا، لمَ لا تذهبين للطابق العلوي وتبدلين ملابسكِ ونخرج أنا وأنتِ؟

Görünüşe göre listedeki Max James'le aynı. İlk önce üstünü değiştirsen iyi olur.
أنّه نفس الشخص قد ترغبين في تبديل ملابسكِ أوّلاً

- Beni buraya eski Kıyafetlerini karıştırmak için getirttiğini sanmıyordum zaten.
لم أظن حقاً أنكِ ستحضريني إلى هنا لأفتش بين ملابسكِ القديمة

Burada kalıyorsun, ben Kıyafetlerini alacağım ve geri döndüğümde bir şeyler içmeye gideceğiz, tamam mı?
أبقي هنا، و أنا سأجلب ملابسكِ و عندما أعد، سنخرج معاً لأحتساء الخمر إتفقنا؟

Bu çok saçma. Elbiselerini giyerken almış olabilir hayatım.
ربّما فعلها بينما كنتِ ترتدين ملابسكِ يا عزيزتي.

Dün, sonunda kanlı giysilerini değiştirdin. Fakat artık ıslak saçlarınla aklımda kalacaksın, neden?
أمس غيرتي أخيراً ملابسكِ الملئ بدمى لكن ابتداء من اليوم اعتقد بأنكِ ستتبعيني بشعرك الرطب

kıyafetlerin üstünde. Titremeyi kes.
لقد أرتديتي ملابسكِ الآن توقفي عن الإرتجاف

Git üstünü değiştir. Lily'e gideceğimizi söyleyeceğim.
،حسنٌ ، بدلي ملابسكِ سأخبر ليلي أننا سنغادر

Eve gidip üstünü mü değiştirdin, yoksa bugün işe böyle mi gittin?
و كان لديك وقت لتذهبي للبيت و تغيري ملابسكِ, أو أنكِ ارتديتِ هذا اللباس للعمل اليوم؟

- Hayır. - Eve git üstünü değiştir.
لا عليكِ العودة إلى المنزل و تغيير ملابسكِ

İnternette Kıyafetlerini çıkartmanı umursamıyorum. Buna kızmadım.
أنا لا أهتم أنكِ كنتِ تخلعين ملابسكِ أمام الإنترنت

Her randevundan önce seninle buluşacağım ve Kıyafetlerini, makyajını kontrol edeceğiz.
, سأقابلكِ قبل كل موعد و سوف نتحقق من ملابسكِ و تبرجكِ

Kıyafetlerini, dolabını, fiyaka gözlüklerini küçük mumlarını kim alıyor sanıyorsun?
من الذي يشتري لك جميع ملابسكِ ، وحقائبكِ نظاراتكِ الشمسية ، وشمعكِ الصغير

Sakın yanlış anlama, Susan. Elbiselerini yırtmamak için kendimi zor tutuyorum.
لا أود أرتكاب الأخطاء , أنا على خطوات لتمزيق ملابسكِ حتى الأن

Stüdyoma götürüp Elbiselerini çıkartmam ve saçını başını biraz dağıtmam gerek.
إنّما عليّ إحضاركِ إلى أستوديوّي وأنزع ملابسكِ وأضربكِ

Bir daha çatıya çıkınca, giysilerini çıkart ve beni ara.
عندما تعودين لسطح لخلع ملابسكِ.. يمكنكِ الأتصال برقمي

Birkaç dakika sonra kıyafetlerin hazır olur, tatlım.
ستجف ملابسكِ بعد عدة دقائق يا عزيزتي.

üzerini değiştirip, duş alman lazım. Bana da yemek için 10 dolar ver.
عليكِ أن تبدّلي ملابسكِ وتستحمي ويجب أن تعطيني 10 دولارات من أجل الغداء

- Hiçbirşey. İçeri gir de giyin hadi, Ne yapıyorsun?
تعالي إلى هنا وارتدي ملابسكِ يا فتاة ما الذي تفعلينه؟

Beni kovdurmana gerek yoktu. Giysilerin ıslak.
ــ ما كان يجب أن تطردنى0 ــ ملابسكِ مبتلة

Hey, bana bir iyilik yapar mısın? İç çamaşırını buzdolabıma koyma.
هل يمكنكِ أن تعملي لي خدمة بألا تضعي ملابسكِ الداخلية في ثلّاجتي؟

Demek ki Pantolonunu çaldı, sonra da giyip senin yanına geldi, öyle mi?
لذا سَرقتْ ملابسكِ الداخلية وبعد ذلك رَجعَ ولَبسَهم أمامك؟

50 bini iç çamaşırı satarak kazanamazsın.
لا يمكنك جميع خمسين ألف دولارٍ جرّاء بيع ملابسكِ الداخلية

Ona ilk buluşmanızda iç çamaşırlarını göstermene gerek yok ki.
ليس عليكِ أن تريه ملابسكِ الداخلية فى أول موعدٍ غرامي.

Dördüncü Hanım, saçınızı yapmak ve üstünüzü değiştirmenize yardım için buradayız.
الزوجة الرابعة ، نحن هنا لتصفيف شعرك ومساعدتك في تغير ملابسكِ

kıyafetin için söylediklerimi de geri alıyorum.
-الأصدقاء الجيدين ؟ -أجل ، تراجع عنه أتراجع عن النخب وأتراجع عن ما قلته عن ملابسكِ

Gerçi ne bileyim üstündekileri gerçek bir tişörtle değiştirmek isteyebilirsin.
عليكِ تغيير ملابسكِ وارتداء قميص مُحتشَم