Daha kalın, daha koyu, daha kaba, uygun hatları yok. | TED | فهي اكثر سمكا ، اقتم لونا ، أخشن ملمسا ، وليس لديها ملامح. |
Keskin yüz hatları vardı. Sanki özenle sivriltilmiş gibi. | Open Subtitles | كانت لديها ملامح قوية وكأنها منحوتة بشكل مثالي |
En zorlu zamanlar, bu zamanlardır. Düşmanın yüzünü gösterdiği zaman... | Open Subtitles | هذا دائما اقسى وقت حينما يكون العدو بلا ملامح |
Onunla uğraşıyorum çünkü anında gaza geliyor ve yüzü böyle düşüyor: | Open Subtitles | أحب أن أغيضهـا لأنها تغضب بسرعـه وتتغير ملامح وجههـا ليصبح هكذا |
Normal görüş keskinliğinin yüz hatlarını tanıyıp, ayırt edebileceği bir mesafedir. | Open Subtitles | المسافة التي حدة البصر العادي يمكنه تحديد وتمييز بين ملامح الإنسان |
Yüzündeki ifade tıpkı babamın fiziki basitliği anlatırkenki ifadesine benziyor. | Open Subtitles | لديك نفس ملامح التعبير التي كانت لأبي وهو يتكلم عن الشفقة بوصفٍ جامد |
Bu veriyi kişilik profilini biçimlendirmek için kullanıyoruz. | Open Subtitles | نستخدم هذه الملعومات لتكوين ملامح للشخصية |
Östrojen, doğurganlığı simgeleyen özellikler yaratır. | TED | الإستروجين ينتج ملامح تشير إلى الخصوبة. |
Derinin dış hatları ve parmak eklemlerinin ayrıntıları herkeste farklıdır. | Open Subtitles | ملامح الجلد وتفاصيل المفاصل تتميز من شخص إلى شخص وربما من إصبع إلى إصبع |
Uzunları severdi. Hoş bir yüzü, keskin hatları vardı. | Open Subtitles | كان يحبّهنّ طويلات القامة جميلة الوجه وذات ملامح حادة |
yüz hatları filan hepsi aynı. | Open Subtitles | ملامح ارتفاع حجم الوجه هي كلها ذات الشيئ |
...yüzünü yeniden yapılandırmamız için bize yardım edecek. | Open Subtitles | لمساعدتنا على أمل إعادة تشكيل ملامح وجهها |
İşin garip yanı şu ki artık onun yüzünü hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | ولكن هاك الجزء المُسلّي لم أعد قادرًا على تذكّر ملامح وجه أخي حاليًا |
Dün gece buraya gelen kimsenin yüzünü hatırlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تتذكر ملامح أي شخص قدم الى هنا الليلة الماضية؟ |
Acı nedir bilen birinin yüzü var onda. | Open Subtitles | وتظهر على وجهه ملامح من خاض معاناة كبيرة |
Bilgisayarda görüntüyü zumladım ama yüzü belli olmuyor, sadece bir kadın bedeni. | Open Subtitles | لم استطع تحديد ملامح الوجه مجرد شكل انثى |
Böyle bir dünya için sert bir yüz takınmış olarabilirsin. | Open Subtitles | مما بعني انك قد رسمت لنفسك ملامح قاسيه لمواجهة العالم |
Bazen yüz hatlarını benzetip kelimelerle oynarım: İroni, Demir Adam (Iron Man), ütüleyen adam (ironing man). | TED | أحيانا، أود مقارنة ملامح الوجه واللعب بالكلمات: السخرية، الرجل الحديدي، رجل يكوي. |
Majesteleri o zaman, güzel bir ifade takının ya da birazcık gülümseyin. | Open Subtitles | إذاً قم بإظهار ملامح وجهك اللطيفة أيها الملك أو ابتسم قليلاً. |
Çünkü yüzündeki endişeli ifade bambaşka bir şey söylüyor. | Open Subtitles | لأنّ ملامح القلق الشديد على وجهكِ تعبّر عن أمر آخر بالكامل. |
Biometrik profilini okuyarak hesap merkezine bağlanıyor. | Open Subtitles | مقياس ملامح الحياة . .. ..مقياس |
Testosteron genellikle erkeksi saydığımız özellikler yaratır. | TED | ينتج هرمون التستوستيرون ملامح نعتبرها ذكورية. |
Uzunca bir zamandan sonra iş bulmuş birinin... yüzündeki ifadeyi hiç gördünüz mü? | Open Subtitles | هل سبق أن رأيتم ملامح أحد بعد أن يجد عملاً؟ |
Tuco'nun suratını gördün mü? Siz üzerine giderken inanılmazdı. | Open Subtitles | , هل رأيت كيف تغيّرت ملامح وجهه, هذا غير معقول |
EM: Otonomi özellikleri hakkında dikkatli olmak istediğimiz bir durum bu kesinlikle. | TED | هذه بالتأكيد حالة يجب فيها الحذر من الإفصاح عن ملامح القيادة الذاتية. |