Adaleti kendi eline alan, kişisel kan davası için zenci bir çocuğu duvara yapıştıran beyaz bir milyarder değilim. | Open Subtitles | ولست فتى أبيض مليارديراً يتولى تحقيق العدالة بنفسه، ويضرب فتى أسود بحائط بسبب ثأره الشخصي. |
Eğer bu oyun 1987'de çıksaydı... Roger Dillon birkaç kez milyarder olmuştu. | Open Subtitles | إذا خرجت هذه اللعبة في عام 1987 فسيكون (روجر ديلون) مليارديراً عدّة مرّات |
O artık herhangi bir şekilde milyarder değil! | Open Subtitles | لم يعد مليارديراً الآن |
Hanımlar, sizler seçildiğinizde, bir milyarderle onun özel adasında flört edeceğiniz söylenmişti. | Open Subtitles | حينما تم اختياركن قيل إنكن ستواعدن مليارديراً على جزيرته الخاصة |
Ben sadece, ana yaşama içgüdüsü bir milyarderle evlenmek olan zengin avcısı bir kadınım. | Open Subtitles | . إنني فقط زوجة مصلحة والتي غريزتها في الحياة . هي أنني أتزوج مليارديراً |
- Multi-milyarder olmanın böyle zorlukları yok mu sence? - Hayır. | Open Subtitles | -أن تكون مليارديراً ألا يعرضك لقليلٍ من الوخز؟ |
Ya dabelki sen internet milyarderi olursun | Open Subtitles | أو ربما قد تصبح مليارديراً في الشبكة العنكبوتية |
Ama yine de adam milyarder olmuş. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} لكن ومع ذلك أصبح مليارديراً. |
Anında milyarder olacağım. | Open Subtitles | أغدو مليارديراً بشكل فوري |
Hayır. Axe sıradan bir milyarder değil. Steven Birch hıyarından farklı o. | Open Subtitles | كلا، (أكس) ليس مليارديراً عادياً وهو ليس (ستيفن بيرتش) اللعين |
milyarder olacağım! | Open Subtitles | سأصبح مليارديراً! |
Daha önce hiçbir milyarderle tanışmamıştık. | Open Subtitles | لم يسبق لنا أن قابلنا مليارديراً مسبقاً |
Belki de toplumdan elini eteğini çekmiş bir milyarderle tanışmıştır. | Open Subtitles | -لربّما قابل مليارديراً مُتوحّداً؟ |
milyarderi bekletmek olmaz, değil mi? | Open Subtitles | ليس سلوك حسناً أن نجعل مليارديراً ينتظر ، صحيح؟ |