| Bize minnettar olacağına her günü savaşa çeviriyor. | Open Subtitles | يظن المرء أنها ستكون ممتنّة ولكن كلّ يوم بمثابة معركة لا أعرف كيفية التواصل معها |
| Senin teklifin için çok minnettar olsam da, sanrım belki de bir şeye karar vermeden bir kaç görüşme daha yapmalıyım. | Open Subtitles | رغم أنني جد ممتنّة لعرضك أظن يجدر بي عقد بعض الإجتماعات قبل الإلتزام في أيّ شيء |
| O yüzden acıması geçene kadar dönüşmeye devam edeceksin. O zaman minnettar olacak bir şeyin olmayacak. | Open Subtitles | لذا، ستواصلي التحوّل ريثما يغدو غير مؤلمٍ، عندئذٍ لن تكوني ممتنّة له بشيء |
| Benim için yaptığın şeyi anlıyorum ve sana minnettarım. | Open Subtitles | أتفهّم ما فعلتَ لأجلي، وأريدكَ أن تعرف أنّي ممتنّة. |
| Buradaki insanlardan minnettarım. bana inanan insanlara, ben bile kendime inanmazken. | Open Subtitles | ممتنّة لكلّ أولاءك الذين كانوا بجانبي الذين آمنوا بي, حتى عندما فقدتُ ثقتي بنفسي. |
| Araba işimi kolaylaştırır. Ayakkabılarım için minnettarım, ama araba için daha çok minnettarım. | Open Subtitles | سيكون للسيّارة نفعٌ عليّ, أنا ممتنّة لتأمين أحذية لي لكنّي سأكون أكثر إمتناناً لو حصلتُ على سيّارة. |
| Dürüst bir kalbin var. Bana yardım etmeye çalıştığın için sana hep minnettar olacağım. | Open Subtitles | وسأبقى دائماً ممتنّة على محاولتك لمساعدتي |
| Onu suçlamamalıymışım; ona minnettar olmalıymışım; | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن ألومه" "ويجب أن أكون ممتنّة |
| Sen ve Bob'un bana yaptıklarından dolayı ne kadar minnettar olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف جيداً كم أنا ممتنّة لك ولـ"بوب" لما تفعلانه لي |
| Hiç minnettar değilsin. | Open Subtitles | -إنكِ لا تبدين ممتنّة -ممتنّة لأي شيء؟ |
| Sana bir sığınak sağlıyoruz, en azından minnettar ol. | Open Subtitles | -أعطيناكِ ملجئاً، على الأقل كوني ممتنّة |
| - Gördüğü için minnettar olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكوني ممتنّة لأنه رآه |
| minnettar olmalısın. | Open Subtitles | كوني ممتنّة فحسب |
| minnettar oldum. | Open Subtitles | لقد كنتُ ممتنّة |
| Her şey iyi güzel, hayatımı kurtardığın için minnettarım ama kim olduğunu ve ne yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | كما تعلم، كلّ هذا جميل، وأنا ممتنّة على إنقاذ حياتي، لكنّي أعرف من تكون، وأعرف ماذا فعلتَ. |
| Keşke seninle birlikte yaşlanabilseydik ve aile kurabilseydik ama yaşadıklarımız için minnettarım. | Open Subtitles | أتمنى لو استطعنا أن نكبر معاً و نؤسّس عائلة، لكنّني ممتنّة لم كان لدينا |
| Beni yanlış anlamayın. Beni kurtardığınız için minnettarım. | Open Subtitles | لا تفهمني بشكل خطأ أنا ممتنّة لإنقاذكَ لي |
| İyi iş çıkardığın için sağ ol. Sana minnettarım. | Open Subtitles | شكراً لكَ لعملكَ الرائع الذي أبليته، إنّي ممتنّة لكَ بحقّ. |
| Her neyse, bir dostum olduğu için minnettarım. | Open Subtitles | ..على كل حال أنا ممتنّة لحصولي على صديقة |
| Onunla sahnede dans edebilmekten dolayı çok minnettarım. | Open Subtitles | أنا ممتنّة جداً لأننى، رقصت معه على المنصّة. |
| Hadi ama. Çok açık. Cidden minnettarım. | Open Subtitles | أرجوك، الأمر واضح، إنّي حقًّا ممتنّة لذلك. |