| Tamam, biraz sıkıcı ama emekli olmak çok mu hareketli? | Open Subtitles | حسناً, مملاً بعض الشيء لكن أكونك متقاعد لاتزال الإثارة قائمة |
| Yani, ilk seferi müthişti ama sonrası can sıkıcı. 9 Numara: | Open Subtitles | أعني أنه في البداية كان جيداً لكن بعد ذلك أصبح مملاً |
| Kenarda beklemenin de sıkıcı olacağını düşünürsek, bütün ilgim sana olacak. | Open Subtitles | و بم أن الوقوف على الجانب سيكون مملاً سأعطيكِ انتباهي الكامل |
| Özel hayatım beni ilgilendirir, ama haberin olsun diye söylüyorum, çok sıkıcı biriydi. | Open Subtitles | حياتي الخاصة هي من شأني أنا لكن فقط للمعلومية.. لقد كان مملاً جداً |
| Çok sıkıcıydı. Herkes uyukluyordu. | Open Subtitles | كان ذلك الاجتماع مملاً كان الجميع يؤمئ برأسه |
| Size söylüyorum, gelecek haftaya kalmadan eski sıkıcı ve boktan yaşantımıza dönmüş oluruz. | Open Subtitles | كل هذا سيختفي .. في الاسبوع المقبل سيعود كل شئ مملاً كما كان |
| Drama ve zıtlaşmalar, heyecanlıdır ve kolaydır. - Bir fark yaratmak sıkıcı olabiliyor. | Open Subtitles | الدراما و الصراع مثيرة و سهلة إحداث فرق يمكن أن يكون مملاً جداً |
| İnanıyorum ki aşk, 900 yıl önce bile sıkıcı olmamıştı.. | Open Subtitles | أنا أؤمن أن الحب ليس مملاً حتى قبل 900 عام |
| Toplumu daha sıkıcı daha tekdüze ya da daha güçlü, daha becerikli hale mi getireceğiz? | TED | هل سنجعل المجتمع مملاً أكثر و متماثلاً أكثر أم أكثر قوة و أكثر تنوعا ؟ |
| Öğrenme ve kavrama arayışı asla sıkıcı değildir. | TED | السعي من أجل المعرفة والفهم لا يصبح مملاً أبداً. |
| İzafiyet ve kuantum mekaniği sanki bize evrenin sıkıcı bir yer olması gerektiğini gösteriyor. | TED | تقترح النسبية وميكانيكا الكم أن الكون يجب أن يكون مكانا مملاً. |
| Eğer sadece Avrupa tabloları, sadece modern sanat olsaydı, bence biraz sıkıcı olurdu. | TED | لو كان لدينا فقط لوحات أوروبية، أو فن معاصر فقط، فأعتقد أن هذا سيصبح مملاً. |
| Oldukça sıkıcı duruyor ama oyunlar bunu inanılmaz derecede ilginç hale getirebiliyor. | TED | هذا يبدو مملاً بشكل هائل, لكن الألعاب قادرة على جعل هذه العملية اجبارية بشكل لا يصدق. |
| Bunun önemli bir iş olduğunun farkında olduğumuzdan emin değilim. Bize göre sıkıcı bir işti. | Open Subtitles | لست متـأكداً مـن أن الجميع قـد أدرك أن العمل المهم الذى أخترناه كان عملاً مملاً |
| Olacağı şu ki, seni bir kez daha haşat edeceğim adamım. Bu iş sıkıcı olmaya başladı | Open Subtitles | سأهزمك مرة واحدة فقط، ثم ننتهي، الأمر أصبح مملاً يا رجل |
| Şimdi size biraz sıkıcı gelebilir ama alıştığınız zaman göreceksiniz ki müthiş bir üründür. | Open Subtitles | قد يبدو هذا مملاً بعض الشيء ولكن عندما تعتاد عليه فهو منتج رائع |
| İnan bana nefret edeceğim. Eminim çok sıkıcı bir parti olacak. Müzikler berbat olacak. | Open Subtitles | ثقي بس, سأكرهه, سيكون فاسدًا وسيكون مملاً والموسيقى ستكون مقرفة |
| Uzun bir gün olacak. sıkıcı olacak. Zorunluluk olacak. | Open Subtitles | سيستغرق اليوم بأكمله، سيكون مملاً وإلزامياً |
| Ara sıra rahatsız olduğun zamanlar olacaktır ama genellikle sıkıcı olacak. | Open Subtitles | ربما قد تكونين غير مرتاحة بعضاً من الوقت لكن غالباً سيكون الأمر مملاً |
| sıkıcı geldiğinin farkındayım ama güven bana, son zamanlarda yaşadıklarımdan sonra biraz sağduyu, o kadar da kötü bir şey değil, Bee. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر يبدو مملاً لكن ثقي بي بتفسير السبب الإحساس السليم ليس شيئاً سيئاً |
| Fakültedeki ilk yılım sıkıcıydı. | Open Subtitles | إن عامى الأول فى كلية الفنون كان مملاً على أقل تقدير |
| Ama girişten sonra, dürüst olmak gerekirse, biraz sıkmaya başlar. | Open Subtitles | لكن بعد الافتتاحية لأكون صادقاً تشعر وكأنه أصبح مملاً قليلاً |
| Sen bir asalaksın. Can sıkıcısın. | Open Subtitles | إنك كالنبتة الطفيلية بإمكانك أن تكون مملاً للغاية |
| Beş yaşından beri can sıkıcıdır. | Open Subtitles | كان مملاً حتى في سن الخامسة |