"مميز في" - ترجمة من عربي إلى تركي

• özel bir
• çok özel
• sırasında ki özel

Cehennemde birbirini kollamayan kadınlar için özel bir yer var.
هناك مكان مميز في الجحيم للمرأة التي لا تدعم المرأة

Belki toplarla ilgili özel bir şey var.
وربما أن هناك شيء ما مميز في الكرات الزرقاء.

Bir izleyici olarak, izlerken beynimde özel bir kalıp vardır.
الآن وبالنسبة لي، كمشاهد، يظهر نمط مميز في دماغي عند مشاهدتي لذلك المشهد.

"Çok uzaklarda aile sahibi olmak isteyen çok özel bir çocuk olduğunu duymuşlar.
وسمعا أنه كان هناك طفل مميز في بلد بعيد جدًا يريد عائلة

Eğer bu gösteri sırasında ki özel fırsatı göremezseniz.
اذا لم يقدموا شئ مميز في هذا الافتتاح

Size bunun bir örneğini vereceğim ve sizi dünya geçmişinde özel bir zamana götüreceğim.
سأعطيكم مثالًا لهذا وسآخذكم إلى وقت مميز في ماضي الأرض.

Ya da dile sahip olmasına imkan tanıyan, beynindeki özel bir şey olabilir.
ربما هو شيء مميز في مخه يجعله يستطيع تحدث اللغة

Ya da alet yapmasına veya matematiğe imkan tanıyan, beynindeki özel bir şey...
ربما هو شيء مميز في مخه يجعله يستطيع صنع الأدوات وفهم الرياضيات.

Doğum günün için gidip özel bir şeyler yapmaya çalışayım aldığım minnet de bu olsun!
أحاول تقديم شيء مميز في عيد مولدك، وهذا هو الشكر الذي ألقاه، لقد أفسدت كل شيء الآن

Bilgin olsun, bence banyoların özel bir yanı yok.
ولمعلوماتك لا أظن شيء بعيد مميز في حمامك

- Üst kat çok karmaşıktır. - Ben özel bir şey görmedim.
بالطابق الثاني ستضح الأمور لا يوجد شئ مميز في هذا 0

Eğer cehennemin en korkunç cezası buysa, o zaman bu adama yaptıklarınızdan ötürü cennette sana ve ablana ayrılmış, özel bir yer olmalı.
إن كان ذلك أسوأ ما تيقدمه الجحيم، فلابدّ أن هناك مكان مميز في الجنة، محجوزة لك ولأختك،

Göktaşı avcılığı dünyası küçüktür, bu nedenle kimsenin nereye gittiğimi bilmesini istemedim çünkü Melbourne'de özel bir şey arıyorum ve UBV, projemi gizlilikle yürütmeme izin veriyor.
. لم أريد أن يعلم إلي أين أنا ذاهب فعلا لإني أبحث عن شئ مميز في ميلبوبورن

Bayanlar baylar, bu gece özel bir konuğumuz var.
سيداتي سادتي لدينا شخص مميز في الصالة الليلة

Geri döndüğümde bu köpek kabında özel bir şeyler olsa iyi olur.
من الافضل ان يكون هناك شئ مميز في طبق اكل الكلب عندما اعود

Onun içinde özel bir şey olmalı.
يَجِبُ أَنْ يَكُون هناك شيء مميز في الولدِ

İzleyiciler ona bayılıyor ve paten kayışında gerçekten özel bir şey var.
الجماهير تعشقها وهناك شيء حقيقي مميز في تزلّجها

Bir cümle içinde bu kadar çok "özel" lafının kullanıldığını hiç duymamıştım.
لا اعتقد انني سمعت شخصا يستعمل الكثير من "مميز"في جمله

Bugünkü konserimizde çok özel konuklarımız var.
هناك شخص مميز في الحفل معنا اليوم.