Bu genç adam çok önemli olan meseleyi benimle konuşmak istemiyor. | Open Subtitles | فنظيري الشاب هذا لا يريد مناقشة هذه االمسائل الهامة جدًا معي |
Kültürel girişimler ve tartışmalar yoluyla insanların biraraya gelmesine yardımcı olacak yeni düşünceleri tartışmak adına sizlere hoşgeldiniz diyorum. | TED | أرحب بكم على متنها لمشاركتنا و مناقشة الأفكار الجديدة عن كيفية جمع الناس معا من خلال المبادرات الثقافية والمناقشات. |
Ama eğer istersen, odamda özel olarak daha da konuşabiliriz. | Open Subtitles | لكن أذا أردتِ ، يمكننا مناقشة هذه الأفكار بصورة خاصة. |
Bu konuyla ilgili beklenen tartışma için sigorta evraklarının kopyalarını getirdim. | Open Subtitles | كنت أتوقع مناقشة هذا الموضوع, لذلك أحضرت بعض من أوراق التأمين. |
Belki de, Javier evi ile ilgili konuları yemekte tartışabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا مناقشة خافيير البيت على العشاء في وقت ما. |
Acil durumlarda kadın erkek ayrımcılığını dönünce konuşuruz. | Open Subtitles | يمكننا مناقشة كيفية تصرف الجنسين فى حالات الطوارىء عندما أعود |
Bu meseleyi konuşabilir miyiz? Hayır, dur! Dur! | Open Subtitles | ألا يمكننا مناقشة هذا الأمر لا انتظر ، انتظر |
Evliliğiniz hakkında konuşmak istememenizin özel bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب بشكل خاص أنك لا تريدين مناقشة زواجك؟ |
100.000$ gerçekten bütçen için yeterli olacak mı diye konuşmak için. | Open Subtitles | مناقشة موضوع 100 ألف دولار كافي لكي نفكر بــ زيادة ميزانيتك |
Durumumu konuşmak istemiyorum ve durumumu seninle tartışmak en son istediğim şey. | Open Subtitles | ولا أريدك أن تناقش وضعي, وآخر شيء أريده هو مناقشة وضعي معك |
Fakat şu anda sizinle takımımı bana danışmadan dağıtma nedenlerinizi tartışmak istiyorum. | Open Subtitles | لكنى أفضل الآن الحوار حول كيفية قيامك بحل فريقى دون أى مناقشة |
Kuruldan söz etmişken, yarından sora bütçeyi tartışmak için toplanacağız. | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن المجلس سنعقد اجتماع مناقشة الميزانية بعد غد |
Kalıbı iade et, ondan sonra geleceğini konuşabiliriz. | Open Subtitles | يجب عليك ان تعاد لوحة، ثم يمكننا مناقشة مستقبلك. |
Tabii ki on binlerce kişiden oluşan bir sınıfla tartışma yapamazdık, o yüzden bu çevrimici forumların oluşmasına destek olduk. | TED | بالطبع ، لم يكن لدينا فصل مناقشة فيه عشرات الآلاف من الطلاب لذلك فقد شجعنا و رعينا هذه المنتديات عبر الانترنت |
Gidiyoruz, haydi! Yolda bu meseleyi tartışabiliriz. | Open Subtitles | فلنذهب الآن، يمكننا مناقشة ذلك في الطريق إلى المنزل |
Belki konu hakkında uzun uzun konuşuruz. | Open Subtitles | ربما نتمكن من مناقشة هذا الموضوع أكثر حينها |
Haydi. - Cheeto bronzluğunu konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | والآن هل يمكنا مناقشة قصة لونك البرتقالى هذا ؟ |
Birisi "konuşmamız gerek" dediğinde bu bazen değişen duygular hakkında bir konuşma olur. | Open Subtitles | عندما يقول شخص نحنُ بحاجة للتحدث أحياناُ تقود إلى مناقشة حول تغير المشاعر |
Sayın Başkan, bir dakikamız kaldı. Stratejimizi konuşmalıyız diye düşündüm. | Open Subtitles | فخامةَ الرئيس، لدينا دقيقة واحدة فقط و علينا مناقشة خطّتنا |
Ama size garanti veririm, bu olayı sizinle tartışmayı en yakın zamanda... | Open Subtitles | لكنني أؤكد لك أنني كنت عازما على مناقشة الحالة معك فور قيامي |
Bir sandviç alıp sakin bir yerde konuşalım. | Open Subtitles | أنني أبحث عنك دعنا نذهب إلى مكان هادئ حيث نستطيع مناقشة بعض الأشياء |
Ve Emma'nın durumunu kendisi yada ailesinden başkasıyla konuşamam. | Open Subtitles | وأنا لا يمكن مناقشة حالة إيما مع أي شخص لكن إيما أو العائلة. |
konuyu sizlere açıp insanların fikirlerini ve neler yapılabileceğiyle ilgili düşüncelerini duymak istiyorum. | Open Subtitles | أريد مناقشة الموضوع معكم الليلة وأسمع مقترحاتكم وحلول حول كيف يمكننا فعل ذلك |
Referans gösterebileceğim bir gerçeklik olmadığı sürece böyle bir tartışmaya giremem. | Open Subtitles | سيكون من المستحيل مناقشة هذا الموضوع، من دون إطار معلومات مشترك. |