Bunu takdir ediyorum ama biliyorsun annem ve ben çok uzun zaman önce kiliseyi bıraktık. | Open Subtitles | أقدر هذا لك. لكنك تعلم أنا و أمي تركنا الكنيسة منذُ وقت طويل. |
Yakın zaman önce Everest zirvesinden inerken dağcı Park Moo Taek ve Jeong Jae Hun kaza geçirdiler. | Open Subtitles | منذُ وقت ليس ببعيد، بينما كان الفريق هابطًا من قمّةِ إيفرست، وقعَ المُتسلّقيَن بارك موو تايك وَ جيونغ جاي هون في حادث. |
Uzun zaman önce hakkımda endişelenmeyi bıraktım. | Open Subtitles | لقد توقفت عن القلق بشأني منذُ وقت طويل |
Bu ufak karışıklığın bu arada başladığını düşünmek istiyorum, ama ipuçları bunun bir süredir olgunlaştığını gösteriyor. | Open Subtitles | أودُ أن أعتقِد أنَهُ في تلكَ الفترَة بدَأَت كُل هذه الجلبَة لكني لدي حَدس أنَها كانَت تتخمَّر منذُ وقت |
Belirtileri uzun bir süredir ortadadır. | Open Subtitles | لتصل لهذه الحالة لابد أن الأعراض ظهرت منذُ وقت مضى |
Sen bana çok uzun zaman önce âşıktın. | Open Subtitles | كان لديك... قهر كبير... منذُ وقت طويل. |
Çok uzun zaman önce durmam gerekirdi. | Open Subtitles | كان عليّ التوقف منذُ وقت طويل |
Uzun zaman önce tanışmıştık. | Open Subtitles | منذُ وقت طويل. |
Bir süredir Mix'teki Asyalıyı bekliyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أنتظر أسيوية آخرى منذُ وقت طويل |
Bu çiftlik uzun bir süredir varmış gibi. | Open Subtitles | يبدو أن هذه المزرعة موجوده منذُ وقت |
Uzun süredir bir işe başvurmadım. | Open Subtitles | انا لم أتقدم لوظيفه منذُ وقت طويل |
Thackery'yi uzun süredir tanırım. | Open Subtitles | أنا اعرف (ثاكري) منذُ وقت طويل |