Bilseydim, uzun zaman önce bu işe bir nokta koyardım. | Open Subtitles | لو كنتُ أعلم لكنتُ وضعتُ حدّاً لذلك منذ زمنٍ بعيد |
Çok çok zaman önce, gerçek yaşımda... olmak istediğimi keşfettim ve dimağımı dinç tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد اكتشفت منذ زمنٍ بعيد أنني أريد أن أكون بعمري الحقيقي وأحاول الإبقاء على عقلي شاباً. |
Buna benzer birşeyi uzun zaman önce kullanmalıydık. | Open Subtitles | كان من الممكن أن نستفيد من شيء مثل هذا منذ زمنٍ طويل |
Yine de uzun zamandır onu bu kadar mutlu görmüyorum. | Open Subtitles | على أية حال, لم تبدُ عليه السعادة منذ زمنٍ طويل. |
Sanırım uzun zamandır ilk kez gerçekten geleceği iple çekiyor. | Open Subtitles | أعتقد بأنّه يتطلّع إلى المستقبل لأوّل مرّةٍ منذ زمنٍ بعيد |
İnsanların neyi neden yaptığını tahmin etmeyi uzun süre önce bıraktım. | Open Subtitles | لم أعد أخمّن سبب فعل النّاس لما يفعلونه منذ زمنٍ طويل |
Önceden sana bahsetmiş olmalıyım ama üzerinden Uzun zaman geçti, yanılıyor da olabilirim. | Open Subtitles | انا واثق أنني قد قُلت لكِ ذلك من قبل ولكن كان ذلك منذ زمنٍ بعيد لذا أعني , قد اكون مخطئ |
- Çok Uzun zaman önceydi, ama kinler asla ölmez. | Open Subtitles | لقد كان منذ زمنٍ بعيد لكنّ، بعض الأحقاد لا تموت أبداً |
Çok uzun zaman önce, birilerinin yaşadığı acının, zararsız etkisi yerine, bir şeylerin gerçekten buraya gelmesi, yani günümüze. | Open Subtitles | بأنّه ليست مجرد سِّمة غير مؤذية من بؤس شخص ما منذ زمنٍ بعيد. ولكن شيئاً، يمكن أن يأتي مباشرة إلى هنا |
Uzun zaman önce, daha ben doğmadan, eski lisedeki çocukların birkaçı kayboldu, büyükannenin tanıdığı çocuklar. | Open Subtitles | منذ زمنٍ طويل قبل أن أُولَد بعض الأطفال اختفوا من المَدرسة الثانويه القديمه أطفال كانت تعرفهم جدتك |
Uzun zaman önce, nihayet pes ettiğinde bana onu yakmamı söyledi. | Open Subtitles | .... منذ زمنٍ بعيد , حين استسلم أخيراً أمرني بأن أحرقها |
Babanla tanışmadan çok zaman önce hatalar yaptım. | Open Subtitles | منذ زمنٍ طويل ، قبلَ أن التقي بوالِدك ، اقترفتُ بعض الأخطاء |
Çok uzun zaman önce bir ağaç ve bu ağaca düşkün bir genç varmış. | Open Subtitles | .. منذ زمنٍ طويل كانت هناك شجرة و كان هناك شابٌّ أحبَّ تلك الشجرة |
Uzun zaman önce çok da uzun değil bir kirpi varmış ismi de.. | Open Subtitles | ..منذ زمنٍ بعيد ..ليس ببعيدٍ جداً ..كان هنالك قنفذ |
- Sana onu evden sepetlemeni uzun zaman önce söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُك منذ زمنٍ طويل بأن تطردها من المنزل |
uzun zamandır kimse bana o isimle hitap etmedi. Çok üzgünüm. | Open Subtitles | لم يُدعني أحدٌ بهذا الإسم منذ زمنٍ بعيد أنا آسفٌ جدًا |
Aslında hayır. Bu fikir uzun zamandır var. | TED | حقيقةً لا، هذه الفكرةُ موجودةٌ منذ زمنٍ بعيد. |
Çok uzun zamandır, ilk kez gerçekten iyi hissediyorduk. | Open Subtitles | كانت المرة الأولى منذ زمنٍ التي شعرنا فيها جميعاً بالسرور |
- Gerçek Graham'ı uzun süre önce öldürmüş olabilirsin. | Open Subtitles | قد تكونين قتلتِ الأصلي منذ زمنٍ طويل اخبِرها |
Bir süre önce beni işlemediğim bir suçtan götürmüştün. | Open Subtitles | أعتقد أنّكِ تُريدين تلفيق تُهمة أيّ شيءٍ عليّ منذ زمنٍ طويل. |
Polise de söyledim çok Uzun zaman geçti. | Open Subtitles | مثل ما قلته للشرطة لقد كانت منذ زمنٍ طويل |
Meksika çok Uzun zaman önceydi ve hayatını kurtarmıştım. | Open Subtitles | -كلا حادثة "المكسيك" كانت منذ زمنٍ بعيد و قمت بإنقاذ حياتك حينها |