Gittiğin yerde fazla sivrilmeyip, kendine yeni bir ev bulacaksın. | Open Subtitles | وستمشي وراسك بالاسفل، وفمك مغلقا. ستجعل لنفسك منزلا جديدا هناك |
Ben Hollywood'da bir ev kiraladım ve kitabımı orda bitirmeye karar verdim. | Open Subtitles | لكنني استأجرت منزلا في تلال هوليوود و قررت ان أنهي كتابي هناك |
Dairesini satıp bir ev almış. İşe alındıktan hemen sonra. | Open Subtitles | باع شقته و إشترى منزلا مباشرة بعدما بدأ في العمل |
Başka bir deyişle, bir kuş bir balığı sevebilir ama nerede bir yuva kurabilirler? | Open Subtitles | بمعنى آخر، قد يحب العصفور سمكة لكن أين سيبنيان منزلا لهما؟ |
Indio'yu ve başına konan 10.000 doları elime geçirince, kendime bir yer alıp muhtemelen emekliye ayrılırım. | Open Subtitles | حين اضع يدي على اينديو و تلك العشرة آلاف دولار سأشتري منزلا صغيرا و ربما اتقاعد |
ev bulmak zorunda kalacağımi okul ve çocuk doktoru bulmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | علي ان اجد منزلا ، علي ان اجد مدرسة اجد طبيب اطفال |
2.600 dönüm arazide yaşayan 300 bin insana ev sahipliği yapıyor. | TED | تُشكل منزلا لعدد 300,000 شخص يعيشون على مساحة 650 فداناً. |
Ailesi yeni bir ev yaptı, suyu akan, elektriği olan ve bir bisikleti olan. Bu sefer domuzları yok. | TED | بنوا بها منزلا جديدا، هذه المرة به ماء صحي، كهرباء، دراجة، وبدون خنزير. |
Yeni, güzel şeylerle dolu yeni bir ev hazırladığımızı düşün... yeni, güzel hayatımız için. | Open Subtitles | فلنقوم بتأثيث منزلا جديدا بأشياء جديدة اشياء جميلة من اجل حياة جديدة جميلة لنا |
Mutluluğun gösterişli bir ev, güzel elbiseler ve zengin sevgililer olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن السعادة هي منزلا فاخر وملابس جميلة وحبيب ثري؟ |
John önce bir ev almalı ve hizmetini bitirmeli. | Open Subtitles | لمدة3 او 4 سنوات لان جون عليه ان يؤمن منزلا امن |
Tepeye yakın bir yerde okulu göreceksiniz, tam arkasında da, kırmızı posta kutulu bir ev. | Open Subtitles | وعند قمة التل سوف تجدين المدرسه وورائها منزلا صغير بصندوقا بريد احمر |
Düşünce de şu; onları bir yerlerde kilitli tutmaktansa bir evde yaşamalarına izin veriyorlar ve doktorlar onlara aile ortamı gibi bir ev sunuyorlar tıpkı gerçek insanlar gibi. | Open Subtitles | الفكرة هي أنه بدلا من حبسها, يجعلونها تعيش في منزل والأطباء يجعلونه منزلا لها. كأنهم عائلة, كأنهم أناس حقيقيون |
Yarın sabah RSPCA arayıp bu köpeği buradan almalarını ve ona yeni bir ev bulmalarını söyleyin. | Open Subtitles | و أبلغيهم أن يأخذوا هذا الكلب و يجدوا له منزلا آخر |
Nehrin kenarında yazlık bir ev kiraladım. | Open Subtitles | أنا استأجرت منزلا لقضاء الصيف على النهر. |
Nick ve ben, seninle evleneyim, sen de boş odalı bir ev satın al diye boşandık. | Open Subtitles | أنا ونيك تطلقنا عن عمد حتى أتزوجك وثم تشتري منزلا بمرآب فوقه غرفة.. |
Şimdi şu lanet paradan alacağını al da, annene bir ev alıver. | Open Subtitles | والأن خذ انت الاخر مالاَ واشترى منزلا لوالدتك. |
- Yarın erkenden RSPCA arayıp... köpeği götürmelerini ve ona başka bir yuva bulmalarını söyleyin. | Open Subtitles | و أبلغيهم أن يأخذوا هذا الكلب و يجدوا له منزلا آخر |
Indio'yu halledip 10,000 Doları alınca... kendime ufak bir yer alıp, herhalde emekli olurum. | Open Subtitles | حين اضع يدي على اينديو و تلك العشرة آلاف دولار سأشتري منزلا صغيرا و ربما اتقاعد |
Bu evin benim olmasını sağlayacağım. Henüz bir tek oda benim değil. | Open Subtitles | سأتخذ من هذا البيت منزلا لى حجرة واحدة ليست لى بعد |
Ve bu jeneratörlerin her biri 20 eve elektrik sağlıyor. | TED | وكُلٌّ من هذه المولدات يبيع الكهرباء إلى 20 منزلا لكل منهما. |
Burada, Baltimore'da ve "evim" diyebileceğin her yerde, sözüm hala geçerli. | Open Subtitles | هنا في السجن أو في بالتيمور وفي أي مكان تُسمّينَهُ منزلا |