| Sonraki altı ay boyunca Pete, Güney Boston'daki evine döndü o tutkusuz işine devam etti ve sürekli doktorlara gitti asla düzelmeyen bileğinde ne sorun olduğunu öğrenmek için. | TED | لذلك في السّتة أشهر المقبلة، عاد بيت إلى منزله في جنوب بوسطن، استمر في العمل الفاتر، وقد كان يذهب لإستشارة الأطباء ليرى ماذا حل برسغه الذي لم يعد لحالته الطبيعية. |
| - Evet. Wimbledon'daki evine gittim. | Open Subtitles | - (نعم , لقد ذهبت إلى منزله في (ويملبدون - |
| Arkadaşlarıyla saatlerce oynarken harikulade hikayeler anlatır, evinin etrafındaki kırsal kayalıklarda aşağı yukarı koşuşturur. | TED | يروي حكايات عجيبة حول اللعب لساعات مع أصدقائه وتسلق الصخور الجميلة صعودًا ونزولاً والمنتشرة حول منزله في الريف. |
| Bu gece bisikletimle New Jersey'deki evine gidip Lost izlerken elini tutmam gerekiyor. | Open Subtitles | الليلة يجب أن أذهب على .. دراجتي إلى منزله في " نيوجيرسي " لأمسك بيده خلال .. " متابعته لمسلسل " لوست |
| Kanal 11. ...ve işte Daryl Brewer; Michigan'daki evinde. | Open Subtitles | القناة 11 وها هو " ديرل برور " أمام منزله في " ميتشيقان " |
| Laboratuvar teknisyeni New Jersey'deki evinden yola çıkmış. | Open Subtitles | تقني المعمل في الطريق من منزله في نيو جيرسي |
| Bu sabah Vermont'taki evinden kaçırıldı bunu bir şekil değiştirenin yaptığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | ''اختُطفَ من منزله في ''فيرمونت صباحَ اليوم. و نظنّ أنّ متحوّلاً مسئولٌ عن ذلك. |
| Staten Island'taki evini iki hafta önce terketmiş, ve şartlı tahliye memuruna bilgi vermemiş. | Open Subtitles | نالردين ترك منزله في جزيرة ستاتن منذ اسبوعين ولم يتصل بشرطي اطلاق سراحه |
| Kevin Tran adında 16 yaşındaki öğrenci dün Michigan'daki evinden erken saatte çıkmış. | Open Subtitles | تم التبليغ عن إختطافه من منزله في "ميتشيغان" أمس صباحاً |
| Hırvatistan'daki evine bile onun adını verdi. | Open Subtitles | حتى إنه أطلق اسمها على منزله في (كرواتيا) |
| Tweety Bird'ün toplantısın bekledik tüm geceyi orada geçirdik onu muhtemel bir depo evine ve Woodlawn'daki evine kadar takip ettik. | Open Subtitles | (راقبنا الإجتماع مع (تويتي بيرد ..طوال الليل ... لحقنا به إلى مخبأً محتمل (ثم إلى منزله في (وودلاون |
| Badual Qulp'daki evine götürmüştüm. | Open Subtitles | أخذته إلى منزله في (بدولا كولب) |
| Şu an Colorado'daki evine uçuyor. | Open Subtitles | إنّه قادم جواً من منزله في (كولورادو). |
| Halep'deki evinin enkazı altından çıkarılan beş yaşındaki çocuğun fotoğrafını gördük. | TED | رأينا هذه الصورة لطفل في الخامسة من عمره يسحبونه من تحت أنقاض منزله في حلب. |
| Seul'deki evinin Freddy Mercury'nin türbesi gibi olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون ان منزله في سيول جحيما لفريدي ميكوري |
| Hastanede olmam gerekirken, minibüsü çaldım ve onun Albany'deki evine gittim. | Open Subtitles | عندما كان من المفترض علي أن أكون في المشفى سرقت الشاحنه الصغيره وذهبت إلى منزله في "ألباني" |
| Ama sonra Danny sana kazık attı ve uyuşturucuyu alıp Miami'deki evine sakladı. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك تجاوزك (داني) وأخذ المخدرات وخبأها في منزله في (ميامي) |
| Makarra' daki evinde bulunamadı. | Open Subtitles | وجدوه ميتاً خارج منزله في مكارا. |
| Lavington, bizimle Wimbledon'daki evinde buluşacaktı ama sahtekar ortalıklarda görünmedi. | Open Subtitles | لافينغتون" وافق على مقابلتنا" (في منزله في (ويمبلدون ! لكنه لم يحضر , ذاك المحتال |
| Ama sen onun arabasını Brookline'deki evinden çaldın. | Open Subtitles | لكنّك سرقت سيارته من منزله في (بروكلين). |
| İki gün önce 150 km ötede Charlie Clayton Mississippi Gulfport'taki evinden alındı ve ormana götürülüp öldürüldü. | Open Subtitles | قبل يومين و على بعد 100 ميل تشارلي كلايتون خطف من منزله في غلفبورت,ميسيسبي و أخذ الى الغابة و قتل أيضا |
| -Birkaç ay önce banka Bridgeport'taki evini haczetmiş. | Open Subtitles | حجر البنك على منزله في (بريدج بورت) قبل بضعة أشهر |
| Staten Island'daki evinden Bronx'taki parka ve okuluna yapacağı yol toplamda 145 km fazla | Open Subtitles | "الرحلة من منزله في "ستاتن آيلند "إلى المنتزه في الـ"برونكس وبعد ذلك العودة إلى مدرسته يفوق طولها التسعين ميلاً |